Zeliha binbir umut ile evlenmiş, mutlu ve huzurlu bir yuva kurmak hayali ile dünya evine girmiştir...

Zeliha hayallerinin peşinden koşmayı seven bir gençti, fakat Zeliha evliliğinde hüsrana uğramış, bir de iki çocuğu olduğu halde boşanmak zorunda kalmıştı...

Boşandıktan sonra elinde bir mesleği olmayan Zeliha, daldan dala atlayıp bir meslek edinmeye çalışmış olsa da, pek bir dikiş tutturamamış, sonunda da bankadan kredi çekmek ve bankadan aldığı kredi kartını kullanmak zorunda kalmış...

Aylarca didinip çalışıp kıt kanaat geçinirken hem kredisini, hem de kredi kartının asgari tutarını ödemeye çalışmış...

Fakat hayat başına başka başka işler çıkarmış, gerek çocukları hastalanmış, gerek kendi hastalanmış… Zeliha, kiralık tek göz odalı evde otururken ev kirası artmış... Düşündüğü gibi gündelik yevmiye usulü işlerden hesapladığı parayı kazanamamış ve  sonunda bir büyük hüsran ile daha karşı karşıya kalmış...

Kredisi ve kredi kartı hacizlik olmuş… 

Kredi ve kredi kartı borcu çok büyük meblağlar olmamış olsa bile; avukat parası, icra, dosya masrafı, faizi, ıvırı zıvırı derken meblağ katlanmış… 

ZELİHA ÇAREYİ SOSYAL YARDIMDA BULMUŞ 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına başvuru yapmış, gereken incelemeler yapıldıktan sonra da Zeliha’ya SED ödemesi bağlanmış, iki tane küçük çocuğu eğitim öğretime devam ettiği ve eşinden boşandığı için…

SED Yardımı, çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılayamayan, yaşamlarını en düşük seviyede dahi sürdürmekte güçlük çeken ailelerin, kendi kendine yeterli hale gelinceye kadar çocuklarının bakımı ve desteklenmesi amacıyla geçici bir süre verilen ekonomik destekler ile psiko-sosyal destek sistemidir. 

ZELİHA İÇİN BU YARDIM CAN SİMİDİ OLMUŞ 

Zeliha SED yardım ödemesine göre hesabını kitabını yapıyor, ona göre plan program kuruyormuş...

DERKEN BANKA, DEVLETİN YARDIM PARASINA BLOKE KOYMUŞ 

Zeliha SED yardımını banka aracılığı ile alırken, bir gün, bankamatiğin başına gider ve hesabında para gözüktüğü halde çekemez, bankadan içeri girer, gişe görevlisine sorar...

Gişe görevlisi: “İlgili bankadan icralık borcunuz olduğundan dolayı hesabınıza bloke konulmuştur” der.

Zeliha'nın kafasından aşağıya kaynar sular iner, psikolojisi bir anda çöker...

Zoraki, konuşmak için yutkunmak zorunda kalır... 

Eli ayağı titrer, dizlerinin bağı çözülür, gözlerine yaşlar hücum eder…

Perperişan bir halde “Vayyy benim başıma gelenler, eyvah!” diyebilir ancak...

Zeliha'nın o halini gören görevli: “Hanımefendi, sakin olun, düşüp bayılacaksınız yoksa” der.

“Siz en iyisi kaymakamlık binasının içinde bulunan sosyal yardım hizmetlerine gidin ve bir konuşun” diye yol göstermeye çalışır...

Zeliha koşa koşa kaymakamlık binasının yolunu tutar. Oradaki sosyal hizmetler görevlisi Zeliha'ya bir yazı verir ve bu yazıya istinaden parasını çekebileceğini söyler...

Zeliha yine koşa koşa bankaya geri döner…

Fakat banka görevlisi, bu kez de adliyeden İcra Müdürlüğüne gitmesini ve oradan  da hesaptan blokenin kaldırılmasına dair yazı alıp gelmesini söyler… 

Zeliha umutsuz ve üzgün bir şekilde, saat geç olduğu için, evine geri döner…

O gece çocuklar ve kendisi kuru ekmeğe talim, yarı aç, yarı tok uyurlar...

Zeliha korku ve endişe içinde sabahı sabah yapar, hiç uyuyamaz...

Sabah erken saatte kalkıp adliyenin yolunu tutar.

“Bloke kaldırma dilekçesi yaz” derler. Zeliha daha önce ne adliye görmüş, ne icra, ne de bloke… Dilekçenin nasıl yazılacağını bilemez.

Biçare, cebinde parası da yoktur, gidip bir avukata yazdırsın…

Sağa döner, sola döner, nasıl yapacağını bilmediği için perişan halde etrafından yardım istemeye başlar...

Orada işi icabı bulunan bir avukat, Zeliha'nın perişan halini görüp acıyarak “Size ücretsiz şekilde yardım edebilirim” der.

Zeliha çok sevinir...

Ve avukatın yardımı ile bloke kaldırma yazısını ilgili icra müdürlüğünden alır.

Zeliha son parası ile otobüs kartını doldurmuş ve son basma hakkını da adliyeye gelirken kullanmıştır... Cebinde parası olmadığından, adliyeye en yakın banka şubesine gider.

İlgili banka şubesinde, görevli: “Maalesef, parayı alabilmeniz için kendi hesabınızın bulunduğu şubeye gitmeniz gerekiyor” der.

Zeliha, şubeye gitmek için kilometrelerce yolu yürümek zorunda kalır...

Yürürken saat geç olduğundan, sabah erken saatte kalkmış olmasına rağmen,  yetişememiştir...

Çocukları yine yarı aç, yarı tok uyutmak zorunda kalır...

Zeliha sabaha kadar, yine korku ve endişeden bir türlü uyuyamaz...

Sabah ilk iş kalkar, bankaya gider… İlk sıra numarasını alır...

İlgili banka görevlisi yazıyı alır, banka müdürüne verir ve bloke kaldırılır...

Zeliha sonunda SED yardım parasına kavuşur...

SAYIN AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI 

Bu gibi trajik olaylar yaşanmaması, bürokratik işlerin yükünün gereksiz yere artmaması ve yardıma muhtaç kişilerin mağdur olmaması için, devletimizin vermiş olduğu yardım paralarına icra yolu ile bloke konulmasının önüne geçilmesi ve bu konuda bir düzenleme yapılması gerekiyor...

YARDIM PARASININ AKIŞI SAĞLANMALIDIR

Tabi ki alacaklı alacağını bir an evvel tahsil etmek ister...

Fakat devletin verdiği yardım parasına da bloke konulmaz ki…

Zeliha gibilerin daha da perişan hale gelmesinin, bir annenin bu durumları yaşamasının kime ne faydası var?

Zeliha'nın hesabına başka yerlerden paralar yatsa haydi bloke konulsun, alacaklı tahsilatını yapsın. 

Fakat devletin yardım parasına bloke koymak, Zeliha'nın durumundakilere yaşam hakkı tanımamaktır...

Bloke kalksa bile, onu feshedinceye kadar o kadar perişanlık ve hüsran yaşaması gerekir mi? İhtiyaç sahiplerinin devletin yardım parasına kolaylıkla ulaşması gerektiğini düşünüyorum...

Dr. Meryem ÇILDIR