Ülkemizin eğitim sisteminin son yirmi beş yılını değerlendirecek olursak; yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğine; resmi eğitim kurumlarına yönetici atama sorunsalı damga vurdu.

Bu sorun atanamayan öğretmenler sorununu bile gölgede bıraktı. Eline gücü geçiren okul idarecilerini değiştirmek, kendi adamlarını koltuklara oturtmak için kolları sıvadı. Kimi kendi cemaat, sendika üyelerini seçerken kimi de hemşericilik yaptı. Pek çok kez yönetmelikler değişti. Hatta on binlerce okul idarecinin torba yasa ile toplu olarak görevden alındığını bile gördük.

Bu yazımda, okul idarecisi seçiminde içinde mülakatın olmadığı, Ekber ve Erşed esasına dayanan bir model önereceğim.

Liyakatli okul idarecilerini iş başına getirebilmek için, öncelikle doğru seçimler yaparak başlanmalı. Liyakatli bir yönetici, sadece teorik bilgi ve yönetim becerilerine sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda önderlik, karar verme, problem çözme, iletişim, takım çalışması ve işletme becerileri gibi diğer önemli niteliklere de sahip olmalıdır. İşin mihenk noktası adaletli bir mevzuat oluşturmaktır.

Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî eğitim kurumları yöneticiliklerini ikinci görev olarak yürüteceklerin görevlendirilmelerine ilişkin usul ve esasları düzenleyen yönetmelik “Ekber ve Erşed” anlayışına uygun olarak düzenlenmelidir. Öğretmenin Kariyer basamağı ünvanı, öğrenim durumu ve kıdemi esas alınarak “Ekber ve Erşed” anlayışına dayalı yönetici görevlendirme sistemi oluşturulmalıdır.

Türk Kamusal hayatında mülakatlar, idarenin önyargılarına ve ayrımcılığına maruz kalma riski taşır. Bazı idareler, adayların yaşına, cinsiyetine, inancına, üye olduğu sivil toplum örgütüne veya etnik kökenine göre yargılayabilir ve böylece işe alım sürecinde haksızlık yapabilirler. Hiçbir insani ve etik değer ile bağdaşmayan, “mülakatın” kaldırılması elzemdir. Seçim dönemlerinde vatandaşın oyunu almak için vaat edilen mülakatın kaldırılacağı söylemi bir an önce siyasi etik gereği yerine getirilmelidir.

Bazı kurum türlerine direkt bakanlık tarafından sınavsız müdür ve müdür yardımcıları atanmaktadır. Bu tür sınavsız atamalar içinde hak, hukuk barındırmayan arpalık atamalardır.  Ölçme Değerlendirme Merkezleri, Proje Liseleri ve 25 yatak ve üzerinde kapasitesi bulunan Öğretmenevlerine sınavsız müdür ve müdür yardımcısı atanması işlemine derhal son verilmelidir.

657 Sayılı DMK’nın liyakat ilkesi gereği; yazılı sınavda başarılı olarak görevlendirilmiş eğitim kurumu yöneticilerine kadro ihdas edilerek, Kamu çalışanlarının yer değiştirme hakkının engellenmemesi gerekçesiyle; Eğitim Kurumu yöneticilerine iller arası yer değiştirme hakkı verilmelidir. Zira bir Komiser il dışına tayin olduğunda polis olmuyorsa, bir astsubay başka ile atandığında uzman er pozisyonuna inmiyorsa okul idarecileri de unvanlarıyla tayin olabilmelidir.

Eğitim kurumlarının tür, öğrenci sayısı, personel sayısı, ekonomik ve coğrafi bölgesindeki farklılıklar nedenleriyle fırsat eşitliğini ortadan kaldırarak adil rekabet ortamını bozan; ikili eğitim, İYEP-DYK görevleri, yayınlanmış makale, marka tescili, yarışmalarda derece vb. ek puan uygulamaların eşitsizlik doğurduğu gerekçesiyle kaldırılması gerekir.

Lisansüstü eğitim gören öğretmenlerimizin harcadığı emeğin karşılığını hakkaniyetli bir şekilde verebilme gerekçesiyle; tezli yüksek lisansa verilen puanın tezsiz yüksek lisansa verilen puanın iki katı olacak şekilde artırılmalıdır.

Geçmiş yıllarda alınan teşekkür ve takdir belgelerine puan verilmemesi uygulamasına,  657 sayılı DMK’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle, son verilmelidir.

Eğitim Kurumu Yöneticisi iken Görevde Yükselme suretiyle MEB Şube Müdürlüğüne atananlardan eski görevine dönmek isteyenlere alt göreve atanma hakkı verilerek idarenin eşit ve hakkaniyetli davranma sorumluluğu gerekçesiyle; Milli Eğitim Şube Müdürlerine eski görev ünvanlarına dönüş hakkı tanınmalıdır.

Esen kalın…

Serdar GÜNDÜZ

Liyakat-Sen Genel Sekreteri