TBMM (AA) - Saadet Partisi Grup Başkanı Selçuk Özdağ, "Bu Meclis yokluklardan zafer çıkarmış bir Meclistir, milli direncin kalesi olmuş bir Meclistir. Bu bayramın çocuklara armağan edilmesi ise o şuurun çocuklarımıza aktarılması her yıl yeniden millet olmanın bilincinin üflenmesi demektir." dedi.

Özdağ, Meclis Genel Kurulunun, TBMM'nin açılışının 104. yılı ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla özel gündemli toplantısında yaptığı konuşmada, milletin kaderinin kendi irade ve eliyle belirlenmesi, yönetimde temsilcileri vasıtasıyla söz sahibi olmasının bugünün anlamı olduğunu belirtti.

Selçuk Özdağ, 1920'de açılan Meclisin sadece milletin vicdanı olmadığını, milli mücadelenin de kaderini çizdiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Dolayısıyla bu Meclis yokluklardan zafer çıkarmış bir Meclistir, milli direncin kalesi olmuş bir Meclistir. Bu bayramın çocuklara armağan edilmesi ise o şuurun çocuklarımıza aktarılması her yıl yeniden millet olmanın bilincinin üflenmesi demektir. Gerçekten de bir milletin istikbali çocuklarının şuurunda şekillenir. Milletin kaderini yine millete bırakanları bu vesileyle minnet ve şükranla anıyor çocuklarımızın bize emanet edilenleri daha ileri götürmelerini temenni ediyorum."

"Bizi biz yapan" değerlerin içinde tarihi kahramanların ve anıların da bulunduğunu, insanları kenetlediğini, bir ve beraber olma şuurunu beslediğini dile getiren Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son yıllarda bizi besleyen, canlı tutan bu damarların birbirinin rakibi gibi ortaya dökülmesi millet olma şuurunu örselemekten başka bir şey değildir. Böylesi bir gayretkeşliğin, devlet imkanlarını eline geçirmiş kişilerce yapılması ise acınası bir durumdur. Defalarca söyledim, yine söylüyorum: Biz, büyük Türk milletiyiz, onlarca devlet ve imparatorluk kurduk. Hepsi bir şekilde birbirinin devamıdır çünkü millet aynı millet, örf ve adetler aynı, harsımız aynı, acı ve mutluluklarımız aynı. İşte bu yüzden Mete Han da bizim, Alpaslan da, Emir Timur da, Fatih de bizim. Yavuz da bizim, Abdülhamit de Mustafa Kemal Atatürk de bizim. Göktürkler ne kadar bizim ise Selçuklu da bizim, Osmanlı ne kadar bizim ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bir o kadar bizimdir."

Özdağ, milletin Sakarya önlerinde tarih ve talih sarkacında var olma mücadelesi verirken, kendisini Orta Asya bozkırlarına gönderme planları yapanlara okkalı bir tokat attığını belirterek, İstiklal Mücadelesi ile başlanılan var olma çabasının Cumhuriyet ile taçlandırıldığını kaydetti.

Bu milletin kökünün çok derinlerde olduğunu vurgulayan Özdağ, "Maden kazar gibi 'eksik gedik bir şeyler bulacağız' diyerek bizi besleyen bu damarları kesme çabasında olanlara 'bir damarı kesseniz elden ne gelir, elbet bir başkası alttan sürgün gelir' diyorum ve unutulmamalıdır ki milli egemenliğin gerek şartı Cumhuriyet, yeter şartı demokrasidir. Biri eksik olunca sistem çıkarcı zümrelerin eline geçer." ifadelerini kullandı.

Bakan Tekin, Diyarbakır'da lisenin açılışına katıldı Bakan Tekin, Diyarbakır'da lisenin açılışına katıldı

- Yeni anayasa tartışmaları

Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Özdağ, "16 Nisan 2017 tarihinde siyasi, ekonomik ve en önemlisi hukuki çöküşümüzün ete kemiğe büründürülüp adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen başkanlık sisteminin 7. yıl dönümünü idrak ettik. 5 bin yıllık bir milletin, bin yıllık devlet geleneğinin 21. yüzyılda düşürüldüğü hali pür melalini son 7 yıldır acı bir şekilde yaşıyoruz ki bunun en büyük sebebinin de söz konusu anayasa değişikliği olduğunu biliyoruz. Ben buna Cumhuriyet tarihinin post modern fetret dönemi diyorum." diye konuştu.

Özdağ, yeni bir anayasa için harekete geçildiğini dile getirerek, şunları söyledi:

"Esasen bunu ortaya atanların, sadece kendi siyasi ikballerine yol verecek bir düzenlemeyi yapmaktan öteye bir gayeleri olmadığını da biliyoruz. Lakin, birilerini ikna etmek için pazarlıklar ve mavi boncuklu havuçları da ihmal etmeyeceklerdir. Kendi yaptıkları ve nerdeyse üçte ikisini kendilerinin değiştirdiği mevcut anayasaya dahi uymayanların, yapacaklarını iddia ettikleri yeni anayasaya uyacaklarının garantisi nedir bana söyler misiniz? 'Yeni bir anayasa' diyenlere sesleniyorum; gelin önce Seçim Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu ve TBMM İç Tüzüğü'nü ortak akılla değiştirelim. Eğitimde fırsat eşitliğini, gelir dağılımında adaleti şeffaflığı ve denetlenebilirliği sağlayalım."

Cumhuriyetin demokrasi ile taçlandırılırsa fazilet, istiklal, haysiyet ve onur olduğunu, vatan, namus, güvenli bir liman ve son sığınak anlamına geldiğini belirten Özdağ, konuşmasını, "Birileri eline geçirdikleri güç ve imkanlara güvenerek 'Türkiye Yüzyılı' diye Cumhuriyetimize yeni bir libas giydirmek isteyebilirler. Giydirmeye çalıştığınız o elbise bu civanmert millete dar gelir. Cumhuriyeti demokrasi ile hukuku adalet ile devletimizi liyakat, ehliyet ve ahlakla taçlandırmak gayemiz olmalıdır." diye tamamladı.