5 yıl sözü varken neden farklı süreler telaffuz ediliyor? 

Niçin hala somut bir adım atılmıyor?

Anayasa Mahkemesi kararını verdi.

Sendikaların görüşü alındı. 

Daha ne bekleniyor? 

Halihazırdaki kanun; toplamda 3 sayfayı bile bulmayan çalakalem hazırlanmış birkaç maddeden ibaret.

Mali-sosyal-özlük hakların yer aldığı

Çalışma koşullarının iyileştirildiği, 

Yönetici atamalarında liyakati öncelendiği, 

Mülakatın ve gereksiz bürokratik işlerin kaldırıldığı,

Başarı belgeleri vb ödüllendirilmeler de kriter ve şeffaflığın sağlandığı,

Muğlak yönetmeliklerin netleştiği, 

“Angarya” işlerin kaldırıldığı,

Öğretmeni, eğitimin diğer bileşenlerine karşı güçlü kılacak hususların olduğu,

Öğretmenlere üstün başarı ve ödül memnuniyet anketi Eğitim Gücü Sen’den Öğretmenlere üstün başarı ve ödül memnuniyet anketi Eğitim Gücü Sen’den

Yaşam refahını baz alan, 

Öğretmenin itibarını kazandıracak kapsamlı bir meslek kanunu hazırlanmalıdır.

Kanunda, ikna edici olmayan kriterler ve “sınav”  olmamalıdır.

Manasız uzun bekleme süreci kısaltılmalıdır. 

Eğitimin en üst derecesi olan Lisansüstü eğitim, ortaokul seviyesi bir sınavla denk tutulmamalıdır.

Lisansüstü eğitim tamamlayanlar süre beklemeksizin; tamamlamayanlar hizmet yılı esaslı unvan almalıdır.

Süreler Uzman Öğretmenlik için 5, BaşÖğretmenlik için 10 yıl olarak revize edilmelidir.

Uzman ve Baş Öğretmenlik tazminatları emekliliğe de yansıtılmalıdır. 

MEB yönetici atamalarında Lisansüstü eğitim şartı getirilmelidir.

Kariyer Basamakları için belirlenen kriterler net, tatmin edici ve ayırt edici olmalıdır.

Öğretmenliğin kariyer mesleği olarak düzenlenmesi gayesi önemli bir adım fakat içeriğinin iyi doldurulması elzem.

Bu sebeple salt muhalefet etmek için karşı çıkan yahut erke yaranmak için tümden destekleyen sendikaları anlamak güç, en azından kazanımları muhafaza etmeleri gerekmektedir.

Öğretmenin alansal, eğitimsel, kültürel gelişimi önemlidir. 

Eğitimin yönetildiği kurumda eğitimin en üst derecesi olan Lisansüstü eğitimin değersizleştirilmesi kabul edilemez.

Bu hususta gayret gösteren Lisansüstü Eğitim mezunlarının teşvik edilmesi bir lütuf değil, zaruriyettir.

Eğitimci Yazar Mehmet GÜLER