İSTANBUL (AA) - ENES TAHA ERSEN - Erken yaşta otizm spektrum bozukluğu tanısı konulan Selin Zülal Önal, toplumda kendisi gibi olan bireylerin göz ardı edilmemesi, ötekileştirilmemesi ve kucaklanması gerektiğini söyledi.

İstanbul Boğazı'nı yüzerek geçen ilk otizmli kadın sporcu Selin Zülal Önal ve Tohum Otizm Vakfı Eğitim Kurumları Eğitim Direktörü Gül Hayal Korkmaz, AA muhabirine Dünya Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla değerlendirmede bulundu.

25 yaşındaki Önal, otizm tanısı konulan kişilerin genel olarak eğitim ve sosyalleşememe problemleri yaşadığını, topluma karışmakta zorlandıklarını bu nedenle yalnız başına kalıp daha da içine kapandıklarını belirtti.

Önal, özellikle çocukluk yıllarında kendisinin de bu yalnız kalma ve dışlanmadan mustarip olduğunu aktararak, şöyle devam etti:

"İlkokul yıllarımda sosyalleşemediğim için problemler yaşadım. Çocukluğum, küçüklüğüm çok zor geçti. Kimseyle sohbet edemiyor, arkadaşlık kuramıyor diyaloğa giremiyordum. Derslerimden çok geri kalıyordum. Benim için söz konusu olan tek şey, bir başıma vakit geçirmekti. Benim için öğrenmeye başlamak, keşfetmek her şeyi değiştirdi. Öğrenmeye açık ve hevesli biri olmak, sosyalleşmek zorlukları aşmama yardımcı oldu."

Çocukluk yıllarında zorlu bir süreç geçirdiğini, ilerleyen yıllarda Tohum Otizm Vakfı ile tanıştığını, burada aldığı eğitimle sosyal çevresi ve eğitim hayatının daha iyi bir noktaya geldiğini anlatan Önal, şu ifadeleri kullandı:

"Ben öğrenmeyi çok seven biriyim. Eskiden çok arkadaşım yoktu, arkadaşlık kurabilme yeteneğim de yoktu. Konuşamıyor, sosyalleşemiyordum, tek başıma vakit geçirmek zorunda kalıyordum. Arkadaşlarım beni kendi ortamlarından uzak tutmaya çalışıyorlar, yanlarına almak istemiyorlardı. Ben de bununla ilgili çok bir şey yapamadım. Ne sosyal ortamlarda bulunabildim, ne de birileriyle sohbet edebildim. Sadece kendi başımaydım, yalnız başıma bir şeyler yapıyordum. Arkadaşlarım beni oyunlarına çağırmadıkları zaman çok üzgün hissediyordum."

Önal, Tohum Otizm Vakfından aldığı eğitimlerin bugün geldiği noktada önemli bir eşik olduğunu, bu sayede iş hayatında da var olabildiğini dile getirerek, bir gümrük müşavirliği firmasında yarı zamanlı ithalat destek personeli olarak çalıştığını ifade etti.

- Boğaz'ı geçen ilk kadın otizmli yüzücü oldu

2020'de yapılan 32. Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı'nda engelli sporcular kategorisinde, "Boğaz'ı geçen ilk otizmli kadın sporcu" unvanını kazandığını kaydeden Önal, "Kuruşeşme'den girip Kanlıca'dan çıktım, yaklaşık 6,5 kilometre kadar yüzdüm. Boğaz'ı yüzerek geçmek benim için heyecan ve mutluluk verici bir duyguydu. Yüzerken çok heyecanlandım, akıntıya kapıldım, zorlandım, çok üşüdüm açık denizde tüylerim diken diken oldu ancak sonunda başardım. Çok mutluluk verici bir deneyimdi benim için." dedi.

Önal, yüzmeyle ilgili hedeflerinin bulunduğundan ve bu doğrultuda çalışmalarını sürdürdüğünden bahsederek, şöyle devam etti:

"İşimden ve eğitimimden kalan zamanımda bol bol yüzme antrenmanları yapıyorum. Yüzme ile ilgili bir hedefim var. Milli takıma seçilmek, milli sporcu olmak istiyorum. Bu doğrultuda çalışmalarımı sürdürüyorum. Aynı zamanda bir Galatasaraylı olduğum için taraftarı olduğum Galatasaray'ın formasını yüzücü olarak giymek istiyorum. Ben ünlü, başarılı biri olmak, önyargılara karşı kendimi ispatlamak istiyorum."

Kendisi gibi otizmli bireylere "asla pes etmeyin" diye çağrıda bulunan Önal, şu değerlendirmede bulundu:

"Otizmli bireyler her konuda başarılı olabilirler, hayatın her alanında var olabilirler. Bu da asla pes etmeden sürekli yeni şeyler öğrenmek istemeleri ve sosyallikten geri kalmamalarıyla mümkün. Ben geçmişten bugüne kendimdeki değişimi, gelişimi görebiliyorum. Bugün de hala hem kendimi daha fazla geliştirmek için çalışıyor, hem de otizme farkındalık kazandırmak için yaptığım sunumlar, çalışmalar ve faaliyetlerle mücadele veriyorum. Benimle aynı durumda olanlara da söyleyebileceğim 'Hayattan geri kalmayın. Ben pes etmedim, siz de pes etmeyin.'"

- "Otizmde erken tanı ve nitelikli eğitim çok önemli"

Tohum Otizm Vakfı Eğitim Kurumları Eğitim Direktörü Korkmaz da otizm spektrum bozukluğu olan kişilerde çocuk yaşlarda erken tanı ve nitelikli eğitimin çok önemli olduğunu vurgulayarak, bunun en somut örneklerinden birinin Selin Zülal Önal olduğunu söyledi.

Korkmaz, Önal'ın erken yaşta başlayan ve uzun yıllar süren özel eğitim desteğiyle bugün başarılı bir sporcu olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Otizmli bireylerin istihdama erişim süreçleri gerçekten çok zor oluyor. Biz Zülal'le bunu başardık. İş yerinde çok verimli bir personel olarak çalışıyor. Hatta şu anda kendisine verdiğimiz desteği çektik çünkü artık bağımsız olarak işlerini yapabiliyor. Bunun yanı sıra iş yerinde çok sosyal bir çevresi de var. İş arkadaşları var, onlarla çok iyi ilişkiler geliştirdiler, çok güzel bir ekip olarak çalışıyorlar. Biz Zülal'le ve yaptıklarıyla gurur duyuyoruz."

Sultangazi'de trafikte darp olayıyla ilgili bir zanlı tutuklandı Sultangazi'de trafikte darp olayıyla ilgili bir zanlı tutuklandı

Türkiye'de 0-19 yaş grubunda 500 binin üzerinde, tüm yaş gruplarında ise yaklaşık 2 milyon kişiye otizm tanısı konulduğunu aktaran Korkmaz, şu değerlendirmede bulundu:

"Sayıları oldukça fazla olan otizmli bireylerin maalesef eğitime erişimlerinin sıkıntılı olduğunu görüyoruz. Nitelikli eğitime ulaşamıyorlar. Okul çağındaki 500 bine yakın çocuğun sadece 44 bini okula gidebiliyor. Bu sadece kayıtlı olan sayı. Bu çocukların her birinin okula gidip gitmediğini tespit edemiyoruz. Bu çocukların nitelikli eğitime erişmeleri çok önemli. Sosyal ortamlara erişimleri ise çok zor. Otizmli çocuklar erken dönemde nitelikli eğitime erişemezlerse büyüdüklerinde var olan yetersizlikleri azalmıyor, tam tersi daha da yoğunlaşıyor. Bu sebeple istihdama erişimleri mümkün olamıyor. Bu sebeple otizmli bireyler evde kalmaya mahkum oluyor."

Korkmaz, Tohum Otizm Vakfının otizmli bireylerin nitelikli eğitim alabilmesi, istihdam edilebilmesi ve sosyal hayata uyum sağlayabilmesi için çalışmalar yürüttüğünü belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bizler Tohum Otizm Vakfı olarak otizmli bireylerin nitelikli eğitime erişmeleri, toplumsal yaşama katılım sağlamaları, eşit istihdam olanaklarına ulaşabilmeleri için çalışmalar yürütüyor, çeşitli projeler geliştiriyoruz. 2 Nisan tüm dünyada Dünya Otizm Farkındalık Günü olarak anılıyor. Biz de bu günün sembolü olarak kırmızı giyiyor, otizme kırmızı ışık yakıyoruz. Kırmızı ışığı neden yakıyoruz? Evet, otizmin farkındayız ama buna ek olarak da otizmli bireylerin toplumun tüm alanlarında kabul görmesi, tüm alanlarında eşit fırsatlara ulaşabilmeleri için çalışmalar yapıyoruz, var olan projelere de destek oluyoruz."