Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, gazeteci Nagehan Alçı'nın mülakata yönelik sorularını cevapladı. Ancak söyleşi boyunca 3 kez kendi için çelişti. Tıklayın.

1- Mülakatları biz kaldıramayız diyor

Bakan Mahmut Özer, mülakatların kanunda olduğunu Bakanlığın bir tercihi olmadığını söylüyor ve "Bunu kaldırmak Meclis'in iradesinde" diyor. Bakan Özer bu açıklamasıyla sorumluluktan kaçmaya çalışmaktadır. Oysaki gerçek bu şekilde değildir. MEB isterse mülakatı şekli olarak yapabilir ve tüm adaylara yazılı sınav puanının aynısını verebilir. Ayrıca Mahmut Özer, Cumhurbaşkanlığı kabinesinin bir üyesi... Kabinede konuyu gündeme getirerek Cumhurbaşkanını ikna edebilir. Kendi içine dahi sinmeyen bir uygulamayı kim zorla devam ettirebilir ki.
2- Mülakat gerekliliği için John Nash veya kekeme örneği
Bakan Mahmut Özer, mülakat gerekliliğini savunurken John Nash örneği veriyor. John Nash bir deha ama iyi bir öğretmen değilmiş. Sanki MEB'in yaptığı mülakatlar da, tümüyle pedagojiye uygun yapılıyor. Mülakatların, güvenlik soruşturmasının gereklerini yerine getirmek için yapıldığını herkes biliyor. Dolaysıyla John Nash veya kekeme örneği doğru bir örnek değil. Güvenlik soruşturması sorunlu olduğu için mülakatta düşük verilen bir aday eğer uygun bir referans bulursa itirazda mülakat notu düzeltilebiliyor. Nerde kaldı John Nash.
3- Mülakatlara kamera kaydı konulması sorun yaratırmış!
Bakan Mahmut Özer hem öğretmenlik formasyonu uygun olmayanları seçmek mülakatların gerekli olduğunu söylüyor. Hem de mülakatlara kamera kaydı konulmasına yönelik talebe "20 bin kişiye kamera kaydı koymak çok zor, başka sorunlara da yol açabilir" diyor. Oysaki ÖSYM, 1 milyon adayın girdiği sınavlara kamera koymaktadır. Kimse geleceğini mülakat komisyonundaki etkisiz ve yetkisiz 5 bürokratın insafına bırakmak istemez. Bakan bey kendi çocuğu söz konusu olsaydı böyle düşünmeyecekti diye düşünüyoruz.