Uzun bir aradan sonra ılımtırak bir” merhaba” ile kapımı siz gönül dostlarına açmayı düşünürken,

Hazır kapımızdaki Bahar’a da göz kırparak, sıcacık bir gülümseme ile dosthane bir “hoşgeldiniz” girizgahı ile selamlamayı dilerken,

MEB’ in işgüzarlığının eseri,  sorunlar sarmalına değiyor ruhum..

Ruhumdaki ayan beyan kuşatma bir soğuk esintiye aldırış etmeden,

“ Değerli Okuyucularıma, nadide hayal ve umutlarınızın, her şeye inat ruhunuza bir nakış misali bezenmesi temennisi” ile satırlarıma başlamak istiyorum.

Evet!

MEB Tabanı (yine) kaynıyor!

Fokur da fokur!!

Yeni “Taslağın”(!) neresinden tutsak elde kalıyor ne yazık ki!

Şaşırmadık gerçi!

Hani şu, “Maarif “ adını verdikleri, Türkçesi “ EğitimÖğretim Taslağı” (ki 1353 syl  

Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkındaki Kanun 1928 yılında kabulu söz konusu iken gözden kaçtı herhal! ) olan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” işte canım!

Bi haber Talim ve Terbiye Kurulu Öğretim Programından MEB Bakanlığı(!) desek, küstahlık etmiş olur muyuz sahi?!

Zira bu her zamanki “BEN YAPTIM OLDU” culuk(!),  her alanda olduğu gibi

yine

Ve sanki hiç bitmeyecek bir senfoni gibi ne yazık ki..!

Sormamak elde değil!

Ne zaman fötr şapkalılar, tabanına sahiden kulak verecek?!

Becerebilecekler mi ki?

Diyebilecek miyiz sahi(!)  bizde, “Oh be şükür! Nihayet bizi duyan oldu.” cümlelerini?

Hep La Fontaine Masallarını okuyup, rüyaya dalacağız gibi sanki..

Bunca zaman geçmiş ama hala negatife düşen cümleleri telaffuz etmek te oldukça can sıkıcı!

Can acıtıcı!

Deneyimlemeyi saymıyorum bile…

MEB, ‘Talim ve Terbiye Kurulu Öğretim Programı’pardon(!),’Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ adı altında yeni taslak hazırmış. Mayıs’ ta onanma ihtimalini yüksek ihtimal görüyor MEB Bakanımız. 

Pek çok değişiklik göze çarpıyor taslakta. 

Misal, ders yükü yıllardır azaltılıyor(!) ve yine azaltmaya gidildiği görülüyor taslakta!

Ve ne hikmetse hep tam tersini icra ediyor MEB!

“Sen dediğime bak! Yaptığıma bakma!”  der gibi!

Öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarına dönük, araştıran, soran, sorgulayıp - fikir yürüten yaklaşıma da hazır güncelleme yapılmışken değinileydi iyi olurdu sanki!

Ders saatleri dağılımlarına değinmeye elim varmıyor zira!

Hangi ders müfredatının ders saatlerinin azaltılmaya gidilip, hangi ders müfredatının saatlerinin arttırıldığını zikretmekse bir başka sorun sarmalı!!

“Neye dayanarak bu dağılım yapıldı?” diyesim geliyor içime içime kopan çığlık taşkınlarını susturmaya direnerek!

Hangi mantık (!)bu ‘eğitim’, pardon ‘maarif müfredatını’ taslak diye sunar? 

Ki, kim onar(!) diyeceğim de!...

Kim DUYA?!!

Kim DİNLEYE?!!

Geldiğimiz ve de gideceğimiz güzergah belli!

Nerde bilim!

Nerde teknoloji!

Nerde Yabancı Dil!

Nerde İnovasyon!

Nerde Sürdürülebilir Sokrat Yaklaşımı!

Sahi!

Tam da sırası.

Soralım!

Nerde Hukuk?!

Nerde Adalet?!

Dijital çağ, bize hiç erişmedi..

Erişmez(!) , erişemezde artık zira(!)

………………………………………………………….

ÖĞRETMEN UYUTMA (ATAMA) YÖNETMELİĞİ

Son makaleye baktım da, uzun zamandır yazmamışım belirttiğim üzere.

2 yıl geçmiş tam!

Az buz değil canım!

Peki son makale ile şuan ki içeriğin aynı olması?!

İronik!

Hiç değişmiyor!

‘Mülakat’ zemherisini aştık!

Aşacağız!,

Ha aştık! 

Virajı alıyo muyuz yoksa! Diyemeden,

Görev başı yapamamış Öğretmenlere yeni yeni küfeler yüklemeye devam ediyor MEB!

Sanırsınız ki, Öğretmen değiller de, sırtlarında çimento küfeleri sırtlayan işçiler!

4 yıl üniversite oku!

3 Aşamalı KPSS yi geç!

Yetmedi mülakat ( ki başlı başına muamma bir aşama!)

Eee!

“Bitmedi” diyor MEB!

“Bu küfeler yetmez. Üstüne bir de, Milli Eğitim Akademisini kurup, burada zorunlu 550 saat ‘Eğitim Küfesini’ ekliyoruz!

Az bu az! 

Çalış !

Daha çok, daha da çok çalış!”diyor bir bakıma Görev başı yapamamış Öğretmenlere!

Meraktayım!

Yeni müfredatı oluşturan çok değerli üstadlar, 

Çok değerli MEB Bakanım!

Sizler, aşamalardan sadece biri olan Mülakatla iş başıyaptınız mı?

Peki!

Bir de şimdi varsayın ki,

‘Görev başı yapamamış Öğretmensiniz’!

Onca aşamayı geçip, birde üzerine yeniden eğitime “eyvallah “ der miydiniz sahi?

Ne diyelim!

“ALLAH (C.C.),  AKIL(!),  FİKİR(!) ve “VİCDAN” versin…