Cumhuriyetin 100. Yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde siyasi partilerde, medyada, mahkumlarda ve mahkum ailelerinde kısmi af veya genel af gündemi hatta beklentisi oluştu. Af konusunda neredeyse her hafta siyasilerden açıklamalar gelmeye devam ediyor. Af konusunu en sıcak tutan lider ise Mustafa Sarıgül oldu. Sarıgül’ün çabaları ile af konusu sürekli gündemde kalmaya devam ediyor.

Kısmi af veya genel af hükümeti zor durumda bırakabilir, bunun nedeni ise ceza infaz kurumlarında kadın katillerinin, tecavüzcülerin ve terör örgütü üyelerinin sayılarının bir hayli fazla olması. Kısmi af veya genel af yerine iktidar cephesinde infaz düzenlemesi ve uzlaştırma yasasının kapsamının genişletilmesi daha gerçekçi ve uygulanabilir olarak görülüyor. Zaten 2016 yılında 671 sayılı KHK ve 2020 yılında 7242 sayılı yasa ile infaz kanununa 2 kez yama yapılmış ve binlerce mahkum tahliye edilmişti. Uzlaştırma yasası kapsamında da binlerce mahkum tahliye edilmişti. Aslında bu çalışmaların hepsi af anlamında geliyor. Bir mahkum aldığı cezanın hepsini infaz etmeden tahliye oluyorsa bunun adı örtülü aftır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir sürprize imza atarak geçtiğimiz Cuma günü 2 hükümlüyü affetti. Bunlar ağır hasta kapsamında olan bir uyuşturucu satıcısı bir vatandaş ve bir fetö hükümlüsü eski polis memuru olduğu öğrenildi. Zaten hasta mahkumlarla ilgili bir çalışma yapılacağını Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, resmi olarak açıklamıştı. Bu konu da daha kapsamlı bir çalışmanın da yıl sonuna gelmeden yürürlüğe girmesi bekleniyor.

BAKAN BOZDAĞ’IN İNFAZ YASASI AIKLAMASI

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, beklenmedik bir çıkış yaparak yeni infaz düzenlemesi konusunda şu açıklamayı yaptı: İnfaz sisteminizde cezasızlık algısını ortadan kaldırmak maksadıyla cezası az olan suçlarda yeni bir infaz uygulamasını gündeme getirmeyi ve Türkiye’ye kazandırmayı düşünüyoruz. Biz de neredeyse düşük cezalarda infaz yok ama bu yeni düzenleme henüz netleşmedi,  çalışmalarımız sürüyor. Yeni düzenlemede dünya örneklerine de bakıyoruz cezası az olanların belki bir kısmında deliksiz infaz tam infaz, bir kısmında ona göre yani infaz sistemimizi cezasızlık algısını hem ortadan kaldıracak hem de daha nitelikli suçların işlenmesini önleyecek şekilde bir yeniden dizayn etme ihtiyacı da çok net bir şekilde ortaya çıkıyor.

Özellikle kadına karşı şiddet ve birçok başka suçların işlenmesine baktığımızda vaktinde tedbir alınmış olsa, hukuk müesseseleri buna izin vermiş olsa belki daha büyüklerinin işlenmesi engel olunabilir mi diye de sormadan edemiyoruz. Bu cezasızlık algısını ortadan kaldırmak için değişik suç tiplerinde ceza miktarlarına bakmak suretiyle bir kısmında tam infaz, bir kısmında belli bir süre infaz ama yargılama sistemini de değiştirerek böyle uzun uzun yargılamalar değil seri ve kısa sürede bitecek bir biçimde oraya da yeni bir usulü de ortaya koyma konusunda kararlıyız.

Amacımız sistemimizi ıslah etmek, daha iyi hale getirmek, vatandaşımızın adalet beklentisine olumlu cevap vermek, cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, infaz sistemimizin sadece cezaları infaz eden bir sistem olmasından çıkıp infazın yanında ıslah eden rehabilite eden topluma kazandıran yeni bir sisteme dönüştürme konusunda kararlıyız. İnşallah bu konularla ilgili hazırlıklara başladık.

Seçimden önce yetişirse önce ama yoksa seçimden sonra hükümet olarak atacağımız ilk adımlardan bir tanesi bu müesseselere dönük yeni adımlar olacaktır. Bazıları biz getirdik efendim şöyle böyle diyenler var. Ben buradan söylüyorum yanlışsa biz getirsek düzelteceğiz kardeşim. İşte buna hocalar, akademisyene vallahi kim ne dese desin. Ben yargıya bakacağım. Yanlış mı? Yanlış. Değiştireceğim. Halka Bakacağız. Yanlış mı yanlış değiştireceğiz? Sonuçlara bakacağız. Bizim milletimizin beklediği sonuçlar mı? Değil mi? Değiştireceğiz. Onlar da makale yazsınlar. Biz işimizi yapacağız.

ünkü bu iş pratikte, pratiği yapanların bu işi muhatabı olan vatandaşlarımızın ve diğer pek çok kesimi doğrudan ilgilendiriyor. Bizim bunların hepsinin sözüne kulak kabartmamız ve oradan gelenlere doğru mu, eğri mi diye hem bilimin terazisinde hem Türkiye'nin tecrübesinin terazisinde hem mukayeseli hukukun terazisinde tartıp dosdoğru olduğuna inandıklarımızı Meclis’e yasalaşmak üzere Milletvekillerimize ileteceğiz ve meclisimizin kararıyla da inşallah yeni dönem de bu alanlarda yeni adımlar atacağız. Emin olun bu atacağımız yeni adımlar adalete güven, yargıya güven ve yargı hizmetlerinden memnuniyeti arttırıcı vatandaşlarımızın, hakim ve savcılarımızı güvenini de üst düzeye çıkaracak önemli adımlar olacaktır.

BAKAN BOZDAĞ’IN UZLAŞTIRMA AIKLAMASI

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın 08 Haziran 2022 günü uzlaştırma konusuyla ilgili yaptığı açıklama: Belki seki yapmak suretiyle bazı suçların cezalarının alt ve üst sınırına bakmaksızın onları uzlaştırma kapsamına almanın daha yararlı olacağına dair çok kıymetli değerlendirmeleri duyduk, görüyorum ve ben de bu değerlendirmelere katılıyorum. Bir seçki yapmak ve bu kapsamda bunun kapsamını genişletmek son derece faydalı olacaktır.

Toplumun tepki duyduğu suç tiplerini uzlaştırmanın kapsamına almamak ama öte yandan da uzlaştırma kapsamı içerisinde olan suç tipleri ile ilgili ceza sınırına bakmaksızın bunları bu kapsama alma konusunda kararlıyız. Yeni dönemde inşallah ekime doğru bu konuda hazırlıklarımızı Türkiye kamuoyuyla paylaşacağımızı buradan ifade etmek isterim.

AIK CEZAEVİ İZNİNDEKİ MAHKUMLAR

Adalet camiasının bir ayrı gündemi ise Açık ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunup da covid-19 tedbirleri kapsamında 3 yıla yakın bir süredir cezasını izinli olarak evinde / sivil hayatta infaz eden 100 bin civarında hükümlünün varlığı. Bilindiği üzere açık ceza infaz kurumu hükümlülerinin izinleri düzenli olarak uzatılıyor. Bu hükümlülerin bazıları cezalarını tamamlayıp şartla tahliye oluyor bazıları ise şartları taşıdığı için bu izinden faydalandırılıyor. Yani sürekli bir sirkülasyon mevcut. Bu sayı her gün her saat güncelleniyor. Bu hükümlülerin de seçimlerden sonra izinleri doluyor, hiç kimse bu hükümlülerin ceza infaz kurumlarına geri döneceğine inanmıyor. Zaten böyle bir gelişme de hiç söz konusu olmadı.

KAPSAMLI BİR ÖZÜM GEREKİYOR

İnfaz yasasında yapılması beklenen değişiklik, uzlaştırma kapsamının genişletilmesinin devlete, mağdura ve hükümlüye sağlayacağı fayda ve açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin izinleri konusu toplu olarak ele alındığında 2023 seçimlerine kadar bu üç konuyu kapsayan ve 3 konuya da kapsamlı / kalıcı bir çözüm sunacak, yargının iş yükünü hafifletecek, uzun yıllar uygulanabilir olacak, suçtan zarar gören mağdurun zararını giderecek ve cezaevlerindeki mahkumların ve sivil hayattaki ailelerinin beklentilerini karşılayacak bir çalışmanın yapılması gerektiği herkesin malumudur. Yetkililerin yaptığı açıklamaların da bu eksende olduğunu görmekteyiz.

Yapılacak çalışma o kadar kalıcı ve etkili olmalıdır ki önümüzdeki 20 yıl boyunca bir daha bu konularda infaz düzenlemesi vb. yamalara ihtiyaç gerekmemelidir.

adalet.tv / hukuk servisi