SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLERİMİZİN KADROYA GEÇİŞİ HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI
TBMM Genel Kurulunda kabul edilen kanuna göre; 28 Kasım 2022'den önce sözleşmeli personel kapsamında çalışanlar, memur kadrosuna geçebilecektir. Buna göre sözleşmeli öğretmenlerimiz de kadroya geçiş hakkı elde etti. Ancak Devlet Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Metni Madde 3’te geçen Birinci fıkranın (a) ve (c) bentleri kapsamında “Memur kadrolarına atananlar, sözleşmeli personel olarak geçen süreler dahil olmak üzere dört yıl süreyle başka bir yere atanamazlar. Dört yıllık sürede, memur kadrosuna atanmadan önce tabi oldukları mevzuata göre yer değiştirme hakkına sahip olanların söz konusu mevzuatta yer alan süre, usul ve şartlarla görev yerleri değiştirilebilir.” ifadeleri kapsamında kadroya geçecek olan 3+1 sözleşmeli öğretmenlerin aile birliği mazeret hakkını süre şartı olmadan kullanıp kullanamayacağı ile ilgili soru işaretleri vardır.
Kadrolu öğretmenlerde eş durumu 1 yıl, yer değişikliği 3 yılın sonunda olurken,sözleşmeli öğretmenlerde eş durumu 3.yıl- yer değişikliği ise 4. yılın sonunda yapılabilmektedir. Kadroya geçirilen sözleşmeli öğretmenlerimizde bu süre şartı devam ettirilmektedir. Bu durum haksızlığa yol açmaktadır.
Sözleşmeli öğretmenlerimiz kadroya geçiriliyorsa, kadrolu öğretmen haklarından faydalanması gerekmez mi? Kadro verilirken hakları neden verilmemektedir?
Sözleşmeli öğretmenlerimize TBMM Genel Kurulu'nda kadro verildi, ancak süreli aile birliği engeli geldi. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bu durum öğretmenlerimizde hayal kırıklığına neden olmuştur. Sözleşmeli iken zaten 3 yıl olan aile birliği engeli kadroya geçince de 3 yıl olacaksa kadroya geçirilmesinin ne anlamı vardır? Ailelerine bir an önce kavuşmak isteyen sözleşmeli öğretmenlerimiz, kadroya ailelerine kavuşabilme imkânı olduğu için müjde dediler. Ama şu an onlar için müjde değil hayal kırıklığı olmuştur. Eğitim Gücü Sen olarak devletimizin gerekli hassasiyeti göstermesini istiyoruz.
Aile birliği bir mazerettir ve mazeretin de bir süresi olmamalıdır. Kadrolu ise, 657 sayılı DMK’ye tabii ise hakları korunmalıdır. Aksi takdirde tayin hakkı olan kadrolu ile tayin hakkı olmayan kadrolu olarak yeni bir ayrışma olacaktır.
Özellikle Cumhurbaşkanının 1 Aralık 2021 tarihinde 20. Millî Eğitim Şûrası açılış töreninde yaptığı konuşmada sözleşmeli ve kadrolu ayrımının kalkacağını, mazeret tayini haklarının kadrolularla eşitleneceğini net bir şekilde ifade etmişti. 3 Ocak 2023’te Sözleşmeliye Kadro Şöleni’nde de yine bizzat kendisi eş durumu olacağını ifade etti. Cumhurbaşkanımızın sözleri sözleşmeli öğretmenlerimizde büyük bir heyecan ve beklenti oluşturmuştur.
MEB'de eğer görevi bırakan vs yoksa atama rakamlarına göre 94500 sözleşmeli öğretmenimiz vardır. Bunların 40 bini Eylül itibariyle 3 yılını doldurmuş oluyor ve eş durumu isteyebilecek duruma geliyor. Geriye 54500 sözleşmeliden kadroya geçmiş öğretmen kalacak. 1 milyonun üzerinde kadrolu öğretmen sayısını ve bu sene rekor atama vs dediklerini de dikkate alırsak gerçekten abartıldığı gibi belli bölgelerde ciddi bir kadro boşalması söz konusu değildir. Mevcudun yüzde 5’i kadar bir rakam içerisinden eş durumu yapacak öğretmenler sistemi kesinlikle tıkamaz ve yeni atamalar ile fazlasıyla telafi edilebilir.
Doğu boşalır söylemi doğru değildir. Boş normları açıkladıklarında doğunun doluluk oranı batı illerinin çok üzerindedir. Ayrıca her isteyen eş durumu yapabilecek diye de bir şey yok ve bunu MEB zaten biliyor. Şubat atamasında her isteyen istediği yere gidemedi.
Plan ve Bütçe komisyon raporuna yansıyan ifadede ‘Şimdi, bugün, Türkiye'de sözleşmeli bulunan öğretmen sayımız 95 bin. Bunlardan 35 bini evli, eğer tayin hakkı getirdiğiniz zaman 35 bin kişi daha buradan ayırılacak’ ibaresine yönelik ise şunlar söylenebilir
1. Bu öğretmenlerin hepsi eşli çalışmamaktadır.
2. Her ikisi de sözleşmeli öğretmen olup evli olanlar zaten eş durumu yapmış ve ayrılmışlardır. Ayrıca eşi öğretmen olmayan öğretmenler aile birliği konusunda ciddi mağduriyet yaşamaktadır. Özel sektörde olan eşler ya iş bırakıp işsizlik maaşı ile devlete yük olmakta ya da aileler ayrı yaşamak zorunda kalıp paramparça olmaktadır.
3. Aile birliği sağlanamayacağı için nişanlı öğretmenler evliliklerini 3 yıl bekletmekte ve bu durum aile kurumuna ciddi zarar vermektedir.
4. Hizmet puanı baz alındığı için zaten herkes görev yerinden istediği anda ayrılamaz.
5. Kaldı ki 2011 de aynı düzenleme Cumhurbaşkanımız tarafından yapılmış, o zaman sorun çıkmamış bugün mü çıkacak?
Kadro verilen sözleşmeli öğretmenlerimiz, kadroya geçirilme işlemlerinde yaşatılan gecikme sebebi ile Ocak 2023 mazeret atamalarına müracaat edememiştir. Hak edenlerin bile mağdur olduğu bu işleyişte düzenlemelere gidilmelidir. Süre şartı kaldırılmalı, kadroya geçirme işlemleri bir an önce tamamlanıp ek mazeret takvimi yayımlanmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlerimiz bir an önce ailelerine kavuşmalıdır. Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası olarak sözleşmeden kadroya geçecek öğretmenlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.