ANKARA (AA) - Polonya Başbakanı Donald Tusk, Paris'e düzenlediği ziyarette NATO ile Avrupa Birliği (AB) arasında "Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için" anlayışının hakim olduğunu belirtti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Elysee Sarayı'nda Polonya Başbakanı Tusk'ı kabul etti.

"Vefatının 28. yılında Cevher Dudayev" başlıklı panel düzenlendi "Vefatının 28. yılında Cevher Dudayev" başlıklı panel düzenlendi

İki lider, görüşmelerinin ardından ortak basın açıklaması yaptı.

Macron, "Avrupa kıtasının geleceği" açısından Polonya ile her alanda ilişkilerin önemli olduğunu belirterek bunun "Avrupa egemenliğine" katkı sağladığı değerlendirmesinde bulundu.

Görüşmede ele alınan konuların arasında Ukrayna'nın da yer aldığını ifade eden Macron, Polonya ve Fransa'nın bu ülkeye desteğini yineledi.

Macron, nükleer enerjinin iki ülke arasındaki önemli işbirliği konularından olduğunu söyleyerek Fransa ve Polonya'nın nükleer enerjinin, Avrupa'nın enerji güvenliğini güçlendirmeye hizmet edebileceğine inandıklarını dile getirdi.

- "AB'nin, NATO'nun, transatlantik işbirliğinin alternatifi yok"

Polonya Başbakanı Tusk da ziyaretinin amacının ülkesinin "en önemli Avrupa ortaklarıyla" ilişkilerini güçlendirmek olduğunu belirtti.

Tusk, Avrupa kıtasının karşı karşıya bulunduğu güvenlik risklerine ilişkin, "AB'nin, NATO'nun, transatlantik işbirliğinin alternatifi yok. Avrupa, güvenli bir kıta haline gelmeli ve bu Avrupa Birliği, Fransa ve Polonya'nın güçlü olması ve kendi sınırlarını korumaya ve müttefiklerini ve birlik dışından dostlarını desteklemeye hazır olması gerektiği anlamına geliyor." ifadelerini kullandı.

Tusk, "AB ve NATO felsefesini" Fransız yazar Alexandre Dumas'ın meşhur Üç Silahşorlar eserindeki "Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için" anlayışı ile tanımladı.

Eski ABD Başkanı Donald Trump, South Carolina eyaletinde yaptığı konuşmada, başkan olduğu dönemde NATO'ya finansal yükümlülüklerini yerine getirmeyen müttefiklere yönelik herhangi bir Rus saldırısını engellememe tehdidinde bulunduğunu belirtmişti. Trump'ın bu sözleri, Avrupalı siyasiler arasında tepki toplamıştı.