Başbakana Vicdansız dediği gerekçesi ile hakkında idari soruşturma başladılan ve ceza verilen öğretmen 1. derece idare mahkemesine başvurdu. İdare mahkemesi kelimeyi amire hakaret olarak kabul etmedi. Konu Danıştay'a taşındı. Danıştay 1. derece mahkemenin kararını haklı buldu. İşte detaylar:
Mahkemeye konu olan olayda, Ortaokulunda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(l) maddesi uyarınca bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmiştir.
Başvuru yapılan ilk derece mahkemesi, öğretmen tarafından söylenen bu sözlerin hakaret olarak değil, vatandaş olarak eleştiri ve ifade özgürlüğü çerçevesinde söylendiği kanaatine varıldığından, davacının anılan yazı ve paylaşımda kullandığı sözlerden dolayı bir yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar vermiştir.
Danıştay 12. Dairesi bu kararı bozmuştur. 12. Daireye göre; Bu ifadeler, eleştiri ve tahammül sınırları ile ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı için amirine hakaret niteliğindedir.
İlk derece mahkemesi kararda ısrar etmiştir.
İDDK ise ilk derece mahkemesi kararını onamıştır.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas : 2020/2425
Karar : 2020/2474
Tarih : 19.11.2020
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : . Valiliği
VEKİLİ : Av. .
KARŞI TARAF (DAVACI) : .
VEKİLİ : Av. .
İSTEMİN KONUSU: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
Muğla İli, . Ortaokulunda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(l) maddesi uyarınca bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin . tarih ve . sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
.... İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla;
Muğla İli, . Ortaokulunda İngilizce Öğretmeni olarak görev yapan davacının, Facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde gezi parkı eylemleri ile ilgili bir paylaşımında; "farklı gruplardan, inançlardan, takımdan herkesimde.. İnsanoğlu en mutsuz, en ümitsiz, anında hep bir çıkış yolu buldu, inanıyorum yine bulacak.. Yarınlar için bir umut doğdu yıllardan sonra içime... Ama ne bu direniş nede panzerin altında ölen vatandaşımız televizyonda yok.. Herkesin paylaşması gurur verici.. Örneğin bir tane öğrencim görecek.. Gelecek nesilden saklayamayacaksın yaptığın ayıpları vicdansız tayyip!!" yazarak paylaşımda bulunduğu,
Bu konuda yapılan disiplin soruşturması sonucunda düzenlenen . tarih ve . sayılı inceleme/soruşturma raporunda özetle; davacının 29/08/2013 tarihinde, kendisine ait Facebook adresinde paylaştığı bu yazıyla, Devlet memuruna yakışmayan bir üslupla disiplin cezasını gerektiren amirlere karşı hakarette bulunma fiilini işlediği tespit edilerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(l) maddesi kapsamında bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmasının teklif edilmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği,
Uyuşmazlık konusu olayda, soruşturma raporu ve alınan ifadeler ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davacının memur sıfatıyla değil, vatandaş sıfatıyla yazdığı yazı ve paylaşımda "vicdansız Tayyip" ibaresini kullandığı, söylenen bu sözlerin hakaret olarak değil, vatandaş olarak eleştiri ve ifade özgürlüğü çerçevesinde söylendiği kanaatine varıldığından, davacının anılan yazı ve paylaşımda kullandığı sözlerden dolayı bir yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 20/12/2018 tarih ve E:2015/1894, K:2018/6633 sayılı kararıyla;
Uyuşmazlıkta, davacının adına kayıtlı sosyal paylaşım sitesi Facebook hesabında, en üst disiplin amiri olan Başbakan hakkında, gezi parkı eylemleri ile ilgili paylaşımında kullandığı ifadelerin bütünü ve paylaşımın sonunda kullandığı "vicdansız Tayyip" ifadesinin soruşturma raporu ile sabit olduğu,
Bu ifadelerin, eleştiri ve tahammül sınırları ile ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı ve amirine hakaret niteliğinde bulunduğu,
Bu nedenle, Kanun'da bu eylemin karşılığı olarak öngörülen disiplin cezası esas alınarak davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak .... İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti:
.... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 25 ve 26. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesindeki düzenlemelere ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile Anayasa Mahkemesinin "ifade özgürlüğü" bağlamında verdiği ihlal kararlarına değinildikten sonra;
Disiplin cezasına konu eylem/paylaşım nedeniyle hakaret suçunu işlediğinden bahisle davacı hakkında .... Sulh Ceza Mahkemesinde açılan davada, Mahkemenin . tarih ve E:. K:. sayılı kararıyla, yüklenen fiilin Kanun'da suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-a maddesi gereğince davacının üzerine atılı suçtan beraatine karar verildiği,
Söz konusu karara karşı müşteki/katılan Cumhurbaşkanı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulmuşsa da 18/08/2016 tarihli dilekçelerinde aynen yer alan; "milletimizin asgari müşterekte buluşması, birlik ve beraberliğimizin tahkim edilmesi, siyasi hayatta asgari nezaketin kalıcı olarak tesis edilmesi iradesi" ifadeleriyle davadan ve temyiz istemlerinden feragat ettikleri,
Davacının, söz konusu paylaşımı, Türkiye gündemini uzun süre meşgul eden gezi parkı olayları olarak bilinen olaylar sırasında 31/05/2013 tarihinde gerçekleştirdiği, paylaşımın muhatabının, olayların meydana geldiği tarihte Başbakan, mevcut durumda Cumhurbaşkanı olan aktif bir siyasetçi olduğu, paylaşımın içeriği incelendiğinde; genel olarak dönemin güncel olaylarıyla ilgili kişisel fikir ve kanaat beyanlarını kapsadığı, hakaret olarak nitelendirilen "vicdansız" kelimesinin anlamının ise Türk Dil Kurumu güncel sözlüğünde "vicdanı olmayan" olarak açıklandığı, aynı sözlükte "vicdan" kelimesinin de; "kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç" olarak tanımlandığının görüldüğü,
Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için bir kişinin ifade özgürlüğü ile bir diğerinin itibarının korunması hakkı arasında denge sağlanıp sağlanmadığı, orantısızlık bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerekmekte olduğundan gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gibi uluslararası hukuk kural ve ilkeleri gerekse Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Türk Ceza Kanunu ve Anayasa Mahkemesi kararları gibi ulusal hukuk kural ve ilkeleri ile somut olayın birlikte değerlendirilmesinden; davacı tarafından sosyal medya hesabından ülke gündeminde yer alan güncel bir olayla ilgili yapılan paylaşımın ve bu paylaşım sırasında sade bir vatandaşa göre katlanması gerekli eleştiri sınırı daha yüksek olan dönemin Başbakanı hakkında kullanılan "vicdansız Tayyip" ibaresinin hakaret olarak değerlendirilemeyeceği, zira demokratik bir toplumun gerekli temel şartlarından biri olan ifade özgürlüğünün incitici, şoke edici ya da endişelendirici bilgi ve düşünceler için de geçerli olduğu, kullanılan sözlerin eleştiri ve ifade özgürlüğü çerçevesinde söylendiği ve eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırını aşmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı,
Bu nedenle, davacının (görevi sırasında değil, özel ve toplumsal hayatı çerçevesinde sosyal medya hesabından yaptığı) söz konusu paylaşımı nedeniyle bir yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi eklenmek suretiyle, dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının idari soruşturmaya konu söylemlerinin, eleştiri sınırları içerisinde kabul edilemeyeceğinden verilen disiplin cezasının hukuka uygun olduğu, ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin .... İdare Mahkemesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Davacının adına kayıtlı sosyal paylaşım sitesi Facebook hesabında, en üst disiplin amiri olan Başbakan hakkında, gezi parkı eylemleri ile ilgili paylaşımında kullandığı ifadelerin bütünü ve paylaşımın sonunda kullandığı "vicdansız Tayyip" ifadesi soruşturma raporu ile sabit olup, bu ifadelerin, eleştiri ve tahammül sınırları ile ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı ve amirine hakaret niteliğinde bulunduğu dikkate alındığında, Kanunda bu eyleminin karşılığı olarak öngörülen disiplin cezası esas alınarak tesis olunan dava konusu işlemde hukuka aykırılık; bu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuka uyarlık bulunmadığından, anılan kararın bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.