KUDÜS (AA) - ENES CANLI - İsrail siyasetindeki tartışmalı figürlerden Ulusal Güvenlik Bakanı aşırı sağcı Itamar Ben-Gvir'in, idaresindeki emniyet teşkilatıyla çatışmasının yanı sıra karşısına aldığı yargı mekanizmasıyla sürtüşmesi de kamuoyu önünde yaşanıyor.

İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu'nun 2022 sonunda işbaşına gelen koalisyon hükümetinde, Filistinlilere yönelik ırkçı, ayrımcı eylem ve söylemleriyle tanınan Yahudi yerleşimcilerin destekçisi aşırı sağcı Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi isimlerin kritik görevlere getirilmesinin etkileri sürüyor.

Yahudi Gücü Partisi'nin lideri Ben-Gvir, fanatik Yahudi yerleşimcilerle Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleme, Filistinlilere karşı silah çekme, evinden zorla çıkarılmak istenenlerin evinin önünde çadır kurma gibi pek çok tartışmalı eylemiyle tanınıyor.

Ülkede aşırı sağcı görüşlerinden dolayı askerlik hizmetinden uzaklaştırılmış ve "ırkçı provakatif söylemi" nedeniyle hüküm giymiş Ben-Gvir'in, emniyet birimleri üzerinde yetkileri genişletilmiş biçimde kolluk kuvvetlerinin başına getirilmesi yoğun biçimde tartışıldı.

Ben-Gvir göreve başlamasından itibaren aşırı sağ tabanını memnun edecek sosyal medya paylaşımları ve söylemleriyle manşetlere çıkmaya devam etti.

Netanyahu hükümetinin yargının yetkilerini kısıtlayan yasal düzenlemelerine karşı giderek ivme kazanan protestoculara, emniyet teşkilatından daha sert müdahale etmesini talep eden Ben-Gvir ve polis üst kademesinin buna direnciyle, yeni bir tartışmanın fitili ateşlendi.

Ben-Gvir, 9 Mart'ta özellikle Tel Aviv ve İsrail genelinde hükümetin politikalarına karşı kitlesel sivil itaatsizlik protestolarına sert müdahale etmeyi reddeden Tel Aviv Polis Şefi Amichai Eshed'i görevden aldı.

İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara, ertesi gün, Eshed'in görevden alınmasında yasal sürece uyulmadığı gerekçesiyle kararın dondurulması talimatını verdi.

Başbakan Netanyahu, Başsavcı'nın, kararı hakkında, "İşleyen bir demokraside, ordu, polis ve diğer güvenlik birimlerinden seçilmiş hükümet sorumludur. Bunun böyle olması gerekir, değilse vay halimize." değerlendirmesinde bulundu.

Itamar Ben-Gvir de ileride "Başsavcı'nın görevine devam etmesini değerlendireceğimiz zamanlar da gelecek." sözlerini sarf etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşunun (KAN) haberine göre, İsrail Polis Şefi Kobi Shabtai ise "Tel Aviv Polis Şefi Amichai Eshed'in görevden alınması kararı ve zamanlaması konusunda hata yaptım. Başsavcı'nın konuyla ilgili verdiği kararı kabul ediyorum." dedi. Başsavcının hükmü üzerine Tel Aviv Polis Şefi Eshed, görevinde kaldı.

Eshed'in 11 Mart'ta Tel Aviv'de yüz binlerce göstericinin rekor katılım gösterdiği kitlesel hükümet karşıtı protestolarda sahaya indiğinde alkışlandığı ve sevgi gösterisiyle karşılandığı görüntüler sosyal medyada yoğun biçimde paylaşıldı.

-Emniyet teşkilatıyla sürtüşme devam ediyor

İsrail basınındaki haberlerde, Polis Şefi Kobi Shabtai'nin ülke genelindeki polis şeflerine gösterilere daha sert müdahale edilmesi için baskı yapan Ben-Gvir ile iletişim kurmaktan kaçınmaları ve amirleriyle koordinasyon sağlaması talimatı verdiği belirtildi. Ben-Gvir'in polisin operasyonel prosedürlerine karışmasının Emniyet teşkilatında rahatsızlığa ve sürtüşmeye yol açtığı ifade ediliyor.

Kanal 12'nin haberine göre, Shabtai ve Ben-Gvir, salı akşamı yeni bir polis karakolunun açılış törenine katıldı ancak ikili programda el sıkışmadı.

Shabtai, Ben-Gvir'in huzurunda yaptığı konuşmada, polisin hizmet edebilmesi için "insanlarla iletişiminin en önemli unsur olduğunu" dile getirerek, "Halkın güveni olmaksızın polis diye görev yapmaya hakkımız yok." dedi.

Buna karşın Ben-Gvir ise konuşmasında Shabtai'nin polis şeflerine kendisiyle doğrudan iletişim kurmamaları talimatına yönelik haberlere değinerek "Olayları çok yakından izlediğim, çok soru sorduğum, açıklama talep ettiğimi söyleyenler var. Ama yapım bu, işim bu." ifadelerini kullandı.

Ben-Gvir'in geçen hafta Tel Aviv'de protestolara daha sert müdahale talebinin polis komuta kademesi tarafından uygulanmamasına ilişkin "Polis o gün talimatlarıma uymadı. Ne istiyorlarsa onu yapıyorlar, bu böyle gitmeyecek." sözleri basına yansımıştı.

- Eski polis amirlerinden Ben-Gvir'in görevden alınması çağrısı

İsrailli eski polis amirleri, Başbakan Binyamin Netanyahu'ya gönderdikleri mesajda, "üçüncü bir intifada çıkarmaya çalışmakla" suçladıkları Ben-Gvir'i görevden alması çağrısında bulundu.

Ben-Gvir'i operasyonel karar verme sürecine müdahalelerinin yanı sıra hem olayları hem de polisleri kendi siyasi çıkarları için kullandığını savunan eski polis amirleri, Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir'in kanunun kendisine verdiği yetkilere aykırı hareket ettiğini vurguladı.

Ben-Gvir ise Kanal 12 televizyonuna yaptığı açıklamada, eski polis amirlerinin çağrısına tepki göstererek bunların "halk tarafından seçilen kimseler olmadığı ve kimsenin de onlardan yardım talebinde bulunmadığını" söyledi. Ben-Gvir, "İsrail halkı beni seçti, ben de sadece halka hizmet ediyorum." dedi.

Öte yandan Aşırı sağcı Bakan Ben-Gvir, güvenlik otoritelerinin "gerilimin tırmanacağı" uyarısına rağmen işgal altındaki Doğu Kudüs'te Filistinlilere ait yapıların yıkımına ramazan ayında da devam edilmesi talimatını vermişti.

-Ben-Gvir ve Başsavcı karşı karşıya

Ben-Gvir'in devlet organlarıyla yaşadığı sürtüşmenin diğer bir aktörü Başsavcı Baharav-Miara oldu.

İsrail'de hükümetin yargının yetkilerine yönelik düzenlemesine karşı itirazlarını dile getiren Miara ile Netanyahu hükümetinin yıldızının barışmadığı bir sır değil. Taraflar arasındaki "basın üzerinden" tartışma, sürekli gündeme geliyor.

Ben-Gvir'in kolluk kuvvetlerini yönetecek bakanlığa uygun olmadığı, polisin operasyonel prosedürlerine müdahale etmesinin önünü açan yasa aleyhinde ve hükümet karşıtı protestolara polise verdiği talimatlar nedeniyle, Ulusal Güvenlik Bakanı hakkında İsrail Yüksek Mahkemesi'ne çok sayıda şikayet başvurusu yapıldığı da medyaya yansıdı.

İsrail'deki yargı prosedürlerine göre Yüksek Mahkeme'nin bu dilekçeleri değerlendirmesinde, Başsavcı'nın hükümetin hukuki temsilcisi olarak görev yapması gerekiyor.

Ben-Gvir ise Başsavcı'ya güvenmediğini ve kendisini temsil etmesini istemediğini açıkladı. Miara da Ben-Gvir'den "kendisini temsil etmesini istemiyorsa bunun gerekçelerini yazılı olarak iletmesini" istedi.

Ben-Gvir, buna karşın "Sana, görüşlerine ve kararlarına güvenmiyorum. Başsavcı Miara'nın tavrı anayasaya aykırı, mantık dışı, ölçüsüz ve haksız." ifadesini kullandı.

İsrail Yüksek Mahkemesi de konuyla ilgili tartışma üzerine Itamar Ben-Gvir'in mahkemede başka bir avukat tarafından temsil edilmesi için Başsavcı'dan izin alması gerektiğine hükmetti.

- İsrail siyasetindeki tartışmalı figür Ben-Gvir

İsrail siyasetinde Yahudi üstünlükçü siyasetiyle tanınan aşırı sağcı Itamar Ben-Gvir uzun süredir tartışmalı bir figür olarak tanınıyor.

İşgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da Yahudi yerleşimcilerin şiddet eylemlerini teşvik etmesiyle bilinen Ben-Gvir, fanatik Yahudilerin terör saldırılarına ilişkin davalarda avukatlık yaptığı için Filistinliler tarafından "katillerin avukatı", "şeytanın avukatı" ve "sabıkalı" şeklinde anılıyor.

Ben-Gvir, İsrail'in 1998'te yerör eylemleri nedeniyle yasakladığı ve ABD'nin terör örgütü olarak tanımladığı ırkçı "Kah" hareketinin de geçmişte bir üyesiydi. Filistinlilerle çatışmayı sona erdirmek için Oslo anlaşmalarını imzalayan Başbakan İzak Rabin'in öldürülmesi öncesinde şiddet eylemlerini teşvik ettiği öne sürülmüştü. Eylem ve söylemleri nedeniyle kendi iddiasına göre 53 defa mahkemeye sevk edilen Ben Gvir, 2007'de "ırkçılık kışkırtması" suçlamasıyla hüküm giydi ancak hapse girmedi.

Itamar Ben-Gvir, El Halil’de 1994 yılında İbrahim Camisi'nde ibadet eden Müslümanlara ateş açarak toplu katliam yapan Baruch Goldstein'a hayranlığını da gizlemiyor.