İçerisinde üyesi olduğum sendika dahil çok sayıda sendika tarafından 19 Kasım 2022 tarihinde yapılacak kariyer basamakları sınavının derhal iptal edilmesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun, TBMM’de ivedilikle ele alınarak yeni bir meslek kanununun tüm eğitim sendikalarının ve öğretmenlerin görüşleri alınarak düzenlenmesi talebiyle alınan karara uyarak, 2 Kasım 20222 salı günü iş bırakma eylemine katıldım..

Ben de sendikamın aldığı karar doğrultusunda, Anayasa’dan kaynaklanan hakkımı kullanarak 2 Kasım 2022 tarihinde derse girmedim. Sendikal haklar; Anayasamızla, İLO sözleşmeleriyle, uluslararası diğer sözleşmelerle, sendikal yasalarla, genelgelerle ve yargı kararları ile koruma altına alınmıştır. Bu düzenlemeler yasalarımızın ve yönetmeliklerimizin üzerinde olan özel düzenlemelerdir. Dolayısıyla sendikalara eylem hakkı veren yasalar varken bu eyleme katılanları soruşturmak veya cezalandırmak, Yasa koyucunun iradesine ters olduğu gibi Türk Milleti adına karar veren Mahkemelerinin de iradesine aykırı olacaktır. Sendikalar, demokratik toplumun olmazsa olmaz koşulu olan sivil toplum kuruluşları olup, aynı zamanda muhalefet ve baskı unsurudur. Bu nedenle toplumsal konularda da eylem yapabilmelerinin önüne geçilemez. Sendikalar eylemde bulunma yetkilerini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinden ve onunla bağlantılı İLO sözleşmelerinden almaktadırlar. Bu husus Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. ve 11. maddelerinde açıkça yer almaktadır. 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu ve 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu, 87 Nolu Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin İLO Sözleşmesi, 151 Nolu Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunması Ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin İLO Sözleşmesi, 2003/37 ve 2005/14 Sayılı Başbakanlık Genelgesi ile yargı kararları ile de bu ilke sabittir. Disiplin soruşturmasına neden olarak gösterilen bu eylem 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun 18 maddesinde …“sendika veya konfederasyonların bu Kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tâbi tutulamaz ve görevlerine son verilemez.” Hükmü kapsamındadır. Anayasamızın 90. madde hükmü ile aşağıda belirttiğimiz uluslararası sözleşmeler birlikte değerlendirildiğinde de eylemin yasal olduğu, eyleme katılanlara da disiplin cezası verilemeyeceği ortaya çıkmaktadır. 87 Nolu Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin İLO Sözleşmesinin 3. maddesi “alışanların ve işverenlerin örgütleri tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler. Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdırlar.” 4. maddesi “alışanların ve işverenlerin örgütleri yönetsel yoldan feshedilme veya faaliyetten menedilmeye tabi tutulamazlar. Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdırlar.” 8. maddesi “Yasalar, bu sözleşme ile öngörülen güvencelere zarar verecek şekilde uygulanamaz.” Hükümlerini içermektedir. 151 Nolu Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunması ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin İLO Sözleşmesinin 4. maddesi “Kamu görevlileri, çalıştırılmaları konusunda sendikalaşma özgürlüğüne halel getirecek her türlü ayrımcılığa karşı yeterli korumadan yararlanacaklardır. Böyle;bir koruma, özellikle aşağıdaki amaçlara yönelik tasarruflara karşı uygulanacaktır: Kamu görevlilerinin çalıştırılmalarını, bir kamu görevlileri örgütüne katılmama veya üyelikten ayrılma koşuluna bağlamak, Bir kamu görevlisini, bir kamu görevlileri örgütüne üyeliği veya böyle bir örgütün normal faaliyetlerine katılması nedenleriyle işten çıkarmak veya ona zarar vermek.” 5. maddesi “Kamu görevlileri örgütleri, kamu makamlarından tamamen bağımsız olacaklardır. Kamu görevlileri örgütleri kuruluş, işleyiş veya yönetimlerinde kamu makamlarının her türlü müdahalesine karşı yeterli korumadan yararlanacaklardır. Bir kamu makamının tahakkümü altında kamu görevlileri örgütlerinin kuruluşunu geliştirmeye veya kamu görevlileri örgütlerini bir kamu makamının kontrolü altında tutmak amacıyla mali veya diğer biçimlerde desteklemeye yönelik önlemler bu madde bakımından müdahaleci faaliyetler olarak kabul edilecektir.” Hükümlerini içermektedir. Yukarıda izah edilen sözleşmeler ve aşağıda belirteceğimiz yargı kararlarından anlaşılacağı üzere söz konusu eyleme katıldığı için ilgili kişiye disiplin cezası verilemez. Anayasa Mahkemesi, 27 Ocak 2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 6.1.2015 gün ve Başvuru No: 2013/8517 sayılı kararında sendikal eyleme katılanların disiplin cezasıyla cezalandırılmasını ‘SENDİKAL HAKKIN İHLALİ` olarak nitelendirmiş, Danıştay Onikinci Dairesinin Esas No : 2004/4148 Karar No : 2004/4209 sayılı kararında “Öğretmen olan davacının, bağlı olduğu sendikanın aldığı karar uyarınca bir gün göreve gelememesi eylemi sendikal faaliyet kapsamında olduğundan, bu eyleminden dolayı aylıktan kesme cezası ile cezalandırılamayacağı” Danıştay Onikinci Dairesinin Esas No : 2005/5767 Karar No : 2008/225sayılı kararınında “Olayda, davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan, üretimden gelen güçlerini kullanma çağırısına uyarak 11.12.2003 tarihinde göreve gelmediği anlaşılmış olup, davacının sendikal faaliyet kapsamında göreve gelmemesi fiilinin mazeret olarak kabulünün gerektiği, dolayısıyla 657 sayılı Yasanın 125/C-b maddesi anlamında özürsüz olarak göreve gelmemek fiilinin sübuta ermediği görülmüştür. Bu durumda, disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacı hakkında tesis olunan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.” Danıştay Onikinci Dairesinin Esas No : 2004/4643 Karar No : 2005/313sayılı kararında “657 sayılı Yasanın 125/C-b maddesinde, özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır. Olayda, davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan, üretimden gelen güçlerini kullanma çağırışına uyarak 11.12.2003 tarihinde göreve gelmediği anlaşılmış olup, davacının sendikal faaliyet kapsamında göreve gelmemesi fiilinin mazeret olarak kabulünün gerektiği dolayısıyla 657 sayılı Yasanın 125/C-b maddesi anlamında özürsüz olarak göreve gelmemek fiilinin sübuta ermediği görülmüştür. Bu durumda, disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacı hakkında tesis olunan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dâvanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet görülmemiştir.” denilmektedir. Üyesi bulunduğum sendika tarafından alınan karar doğrultusunda katıldığım eylem sebebiyle tarafıma herhangi bir ceza verilmesi ve bu cezanın uygulanması hukuka aykırı olduğu gibi bu cezayı verenler hakkında da TCK’nın 118. maddesi gereğince işlem yapılması gerekecektir. Sendika karar metni ve imzalı karar tutanağı ektedir.
Gereğini arz ederim. Tarih..
                                                                                                                                            EKLER: Sendika karar tutanağı                                                                    Ad-Soyad


2 KASIM EYLEM KARARI İİN İDAREYE VERLİECEK SENDİKA TUTANAĞI

14 EKİM 2022 BAŞKENT ÖĞRETMENEVİ
EĞİTİM SENDİKALARININ BÜYÜK BULUŞMASI KARAR TUTANAĞI

19 Kasım 2022 tarihinde yapılacak kariyer basamakları sınavının derhal iptal edilmesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun, TBMM’de ivedilikle ele alınarak yeni bir meslek kanununun tüm eğitim sendikalarının ve öğretmenlerin görüşleri alınarak düzenlenmesi acil talebimizdir. 

Eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi sağlanmalıdır.

Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir.

Eşit işe eşit ücret ilkesine uygun olarak farklı ücret ve istihdam şekillerine son verilmeli, kadrolu güvenceli istihdam sağlanmalıdır.

Kamuda mülakat uygulamasına son verilmelidir. 

Tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın; giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir. 

Öğrencilerimizin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme hakları, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.

Bu taleplere ilişkin düzenlemelerin yapılmaması halinde: 

1- 26, 27, 28 Ekim 2022 tarihlerinde iş yerlerinde kokart takılması,
2- 26 Ekim 2022 tarihinde, ilk teneffüs saatinde, öğretmenler odasında ortak bildiri metninin okunması,
3- Bu talep ve uyarılara rağmen bir düzenleme yapılmaması halinde; 2 Kasım 2022 tarihinde tüm eğitim çalışanlarının katılımı ile bir günlük iş bırakma eylemi yapılması kararları sendika genel başkanlarınca imza altına alınmıştır.