Geçtiğimiz günlerde MSKÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Fakülte Yönetim Kurulu üyelerinin topluca idari görevlerinden istifa ettiği iddia edilmişti. Türk Eğitim-Sen Muğla Şube Başkanı Mürsel Özata konuyla ilgili yazılı açıklama yayımladı.

Özata, İnşaat Mühendisliği Bölümünde ihtiyaç olmamasına rağmen Rektörün yakın arkadaşı olduğu da ifade edilen, Doçent kadrosunda bulunan C.Ö’ ye Profesör kadrosu açma isteği ve baskısı yer aldığını iddia etti.

“BERABERLİK İLE DUR DENİLDİ”

Özata, “Liyakatsiz atamalara Türk Yükseköğretim Kurumlarında bugüne kadar hiç görülmemiş bir beraberlik ile dur denildi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde (MSKÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Fakülte Yönetim Kurulu üyeleri topluca idari görevlerinden istifa ettiler.
Türk Eğitim-Sen Muğla şubesi olarak Yükseköğretimde liyakatsiz atama isteklerine en güçlü şekilde, birlik halinde verilen bu hayır cevabına rağmen kadro ilanı çıkarılacağını asla düşünmek istemiyoruz” dedi.

Özata yayımladığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Olayla ilgili sendikamıza gelen bilgilerden olayın vahametinin çok ciddi olduğu anlaşılmaktadır. Şöyle ki; edindiğimiz bilgilere göre, İnşaat Mühendisliği Bölümünde ihtiyaç olmamasına rağmen ısrarla, Sayın Rektörün yakın arkadaşı olduğu da ifade edilen, Doçent kadrosunda bulunan C.Ö’ ye Profesör kadrosu açma isteği ve baskısı yer almaktadır. Sayın Rektörün bu atamanın yapılması konusunda hem Fakülte Yönetimine hem de İnşaat Mühendisliğine defalarca ısrarlı isteklerde bulunduğu; aldığı menfi cevaplar karşısında ‘istediği atama yapılmadığı takdirde fakülteye tek bir kadro dahi vermeyeceği’ yönünde beyanları olduğu ifade edilmektedir.

İnşaat Mühendisliği Bölümünün, söz konusu liyakatsiz kadro açma talebine en başından itibaren verdiği cevabın ‘Hayır’ olduğu ve kararlarının arkasında duracaklarını üst kurullara bildirdikleri öğrenilmiştir. Üst kurullara görüş olarak sundukları ilk cevap yazısında ‘MSKÜ Atama ve Yükseltme Yönetmeliği yeniden düzenleninceye, Yağmacı/Şaibeli dergilerde para ödenerek yaptırılan yayınlar Profesörlük başvurularında yok sayılıncaya, liyakatsız atamaların önü kesilinceye kadar’ kararlarının arkasında olduklarını belirtmişlerdir. İnşaat Mühendisliği eğitimi gibi üst düzey uzmanlık gerektiren bir konuda, konun uzmanları tarafından alınmış kararlara dışarıdan müdahale etmenin eğitim adına iyi sonuçlarının olmadığını yükseköğretimde ülkemizin geldiği nokta itibari ile hepimiz yaşayarak tecrübe etmekteyiz. Bu gerçeklerin farkında olan Fakülte Yönetim Kurulunun da oy birliği ile aynı kararın arkasında durduğu ve bu yöndeki iradesini Rektörlük Makamına yansıttığı belirtilmektedir. Mühendislik Fakültesi Yönetim Kurulu bu davranışı ile öğrencilerin kaliteli eğitim alma hakkının her şeyin üstünde olduğunu göstermiş ve fakültede sadece akademik kaliteye ve liyakate uygun başvuruları değerlendireceğini, diğer talepleri ise reddedeceğini açıkça ortaya koydukları ifade edilmektedir.

“ATAMAYI YAPMAK İİN BASKIYI ARTTIRDIĞI İDDİA EDİLMEKTEDİR”

Bu gerçek herkesin malumu iken, Sayın Rektör’ün Atama ve Yükseltme Yönergesini değiştirmediği, aksine değişikliği geciktirdiği ve atamayı yapmak için baskıyı arttırdığı iddia edilmektedir. Esasen tek başına, MSKÜ Atama ve Yükseltme Yönetmeliğinde halen Yağmacı/Şaibeli dergilerle ilgili talep edilen düzenlemenin yapılmamış olması, Sayın Rektör’ün “öğrencilerin kaliteli eğitim alma hakkını” görmezden geldiği iddialarını güçlendirdiği görülmektedir.

Sayın Rektör’ün arkadaşı olduğu iddia edilen C.Ö’ye Profesör kadrosu çıkarmak için ne bölüm ve fakülte kurul görüşlerine itibar ettiği, ne de bağımsız dış denetim kuruluşlarının MSKÜ İnşaat Mühendisliği için yaptığı “lisans eğitiminde uluslararası kalite” denetim raporlarını dikkate almadığı ortaya çıkmaktadır. Sayın Rektör, kadronun çıkarılması yönündeki son ısrarını C.Ö eli ile Fakülte Yönetimine dilekçe vererek yaptırdığı ve akabinde, tek gündem maddesi ile toplanıldığı öğrenilen İnşaat Mühendisliği Bölüm Kurulunun, talep sahibi C.Ö’nün olumlu oyuna karşılık, diğer tüm anabilim dalı başkanlarının olumsuz oyları ile söz konusu Profesör kadrosuna ihtiyaç olmadığı yönünde karar aldığı iddia edilmektedir. Bölüm Kurulunun gerekçeli kararının tarafsız dış denetim raporlarına dayandığı ve bu denetim raporunda geçen tespitleri esas aldığı iddialar arasındadır. Söz konusu tarafsız dış denetimi yapan kuruluşun Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MÜDEK) olduğu ve raporun 2021 yılı Aralık ayında yazılı olarak hem Dekanlık hem de Rektörlük makamlarına sunulduğu belirtilmiştir. Fakülte Yönetim Kurulu da yine oy birliği ile Bölüm Kurul Kararının arkasında durmuş ve iradesini Rektörlük Makamına yansıtmıştır.

Mühendislik Fakültesi Dekanının ve tüm Yönetim Kurulu Üyelerinin istifasına yol açan hadisenin ise, Sayın Rektör’ün ısrarlı isteğine ters düşen bu ‘DUR’ deyişi, başkanlığını yaptığı Üniversite Yönetim Kuruluna getirerek 9’a karşı 14 oy ile iptal ettirmesi olduğu belirtilmektedir. Fakülte ve Bölüm Kurullarının hiçe sayılması ve işlevsizleştirilmesi karşısında Fakültede öğrenim gören tüm öğrencilerin kaliteli eğitim alma haklarını savunmak adına yapabilecekleri en etkili şeyin idari görevlerinden istifa etmek ve seslerini duyurmak olduğunu belirten tüm fakülte yönetiminin tam bir birlik içinde hareket ettiğini ve kurul üyelerinin tereddütsüz şekilde istifalarını olayın üzerinden 24 saat geçmeden verdiklerini söylemektedir.

Tam bu noktada, objektif kriterlere dayalı olarak, hem de iki kez oybirliği ile aldıkları kararın Üniversite Yönetim kurulu tarafından iptal edilmesine hiç beklemeden tepki gösteren Mühendislik Fakültesi Dekan ve Yönetim Kurulu üyeleri ile Üniversite Yönetim Kurulu’nda da fakültenin oybirliği ile aldığı karara destek olan Hocalarımız onurlu ve dik bir duruş sergilemişlerdir. Bu davranışın “ben yaptım oldu”, “ahbap-çavuş” düzenine karşı esaslı bir cevap olduğu kanaatindeyiz.  
Bilindiği gibi Mühendislik Fakültesi son yıllarda başarıları ile kamuoyunda sıkça yer almaktadır ve üniversitenin amiral gemilerinden biridir. Bunun sebebi öğretim üyesi kadrosunun liyakatli ve ilkeli olmasıdır. Mühendislik Fakültesindeki tüm öğrencilerin kaliteli eğitim alma hakkına sahip olduğunu düşünüyoruz.

Yüksek Eğitim Kurumlarında hiç yaşanmamış olan bu tepkiyi ve yukarıda zikrettiğimiz çok ciddi iddiaları YÖK mutlaka araştırmalıdır.

Mühendislik Fakültesi’nde çalışmakta olan üyelerimizin çalışma barışı ve huzurunu korumak adına bu konunun takipçisi olacağımızın bilinmesini isteriz. Hiç tahmin etmiyoruz, ancak adı geçen kişiye ısrarla kadro ilanı durumunu Türk Eğitim-Sen olarak gerekli idari ve adli yargıya taşımakta ve takipçisi olmakta kararlıyız.”