Anasayfa
  • Eğitim
  • Haberler
    AsayişGenelSporSaglıkPolitikaEkonomiKültür-SanatBilim-Teknoloji
  • Makaleler
    ŞiirKişisel GelişimÇocuk PsikolojisiEğitim-ÖğretimRehberlikTeknolojiFinans
  • Döküman
  • FORUM
  • Öğretmenler Odası
    GeziModaBebekSağlığımızTariflerDekorasyonKişisel BakımBeslenme-Diyet
  • Sorgulamalar İş Hayatı Tanıtım Basın Bülteni Gündem Dünya Magazin Bilgi-Belge Planlar Mevzuat Sinema-Film
  • Ara
SON DAKİKA:
11:34
İlksan'da Zarar Devam Ediyor
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Prof Dr Nurullah ÇETİN
  3. CUMHURİYETİMİZİ KUTLUYORUZ: 1
26 Ekim 2016 - 00:24

CUMHURİYETİMİZİ KUTLUYORUZ: 1

26 Ekim 2016 - 00:24
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
CUMHURİYETİMİZİ KUTLUYORUZ: 1
Prof Dr Nurullah ÇETİN

CUMHURİYET DEMEK, TÜRK’ÜN EKONOMİK İSTİKLALİ DEMEKTİR.rnBu yazımda Cumhuriyetle gelen iktisadi istiklalimizden söz edeceğim.rn29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyetimiz, Türk’ün bir paket halinde, bütün alanlarda şahsiyetli, hürriyetçi, istiklalci millî varlığını kurtarma, koruma ve geliştirme projesidir. Cumhuriyet, Osmanlı Devletinin son dönemlerindeki Türk’ü her alanda esir ve köle haline getiren ve kademe kademe silen teslimiyetçi yapısına karşı Türk’ün hürriyetçi, istiklalci ve milliyetçi anlamda derlenip toparlanma projesidir. Cumhuriyet, yağma ve sömürü ekonomisine kaşı yerli ve millî ekonomidir. Osmanlının son dönemlerinde Türk ekonomisi yabancıların elindeydi. Atatürk, ekonomimizi millîleştirerek yabancıların elinden alıp asıl sahibi olan Türklere geri vermiştir. rnAtatürk’e göre “Muhakkak tam bağımsızlığı sağlayabilmek için yegâne hakiki kuvvet, en kuvvetli temel iktisadiyattır.”rnAskerî zafer Mudanya ile, siyasi zafer Lozan’la, ekonomik zafer 17 Şubat 1923 İzmir İktisat Kongresi ile taçlandırıldı.rn*Cumhuriyetten önce ekonomik kaynaklarımız büyük ölçüde yabancılara teslim edilmiş vaziyetteydi. Cumhuriyetten hemen önce limanlarımızı, madenlerimizi, demiryollarımızı yabancılar işletiyordu. Cumhuriyetten sonra bunlar kademe kademe Türklerin eline geçti. Ama Atatürk’ün ölümünden sonraki iktidarlar döneminde bunlar büyük ölçüde Türklerin elinden alınıp tekrar yabancılara verildi ve bu süreç halen devam ediyor.rn*Osmanlı Borçlarının Ödenmesi: Osmanlı Devleti ilk dış borcunu 1854 yılında İngiltere’den aldı. Alınan borçlar yatırıma dönüştürülemedi ve devlet, 1875 yılında iflas etti. Bunun üzerine önceleri Galata bankerlerinin daha sonra batılı devletlerin alacaklarını haciz yoluyla tahsil etmek amacıyla Duyun-ı Umumiye İdaresi (DUİ) kuruldu. DUİ, Osmanlı vergi gelirlerinin önemli bir kısmını idare etmeye başladı. DUİ, devlet vergilerinin yaklaşık % 30’unu kontrol etti. DUİ, devlet içinde ayrı hatta Türk devletine düşman bir devlet gibiydi. Nitekim Trablusgarp Savaşı sırasında Osmanlı devletinin savaş halinde olduğu İtalya’ya kredi verdi. Birinci Dünya Savaşı sırasında Almanya ve Avusturya’nın daha sonraları da İtilaf devletlerinin çıkarlarını korudu. Duyun-ı Umumiye, Cumhuriyet yönetimine 86 milyon altın lira borç bırakmıştı. Cumhuriyet hükûmeti, Osmanlı borçlarından ancak 1929’da kurtuldu. rn*Reji İdaresi: Osmanlı Devletini sömürge haline getiren bir kurum da Reji İdaresi’dir. Yabancı yatırımcılardan oluşan Reji İdaresi, ülkedeki tütün ekim, işleme ve pazarlama işini tekeline almıştı. Köylünün hangi topraklara tütün ekebileceğine ve tütün vergisinin toplanmasına bu Reji İdaresi karar vermiştir. Cumhuriyet bizi bu kamburdan kurtardı.rn*Sanayi: Cumhuriyet öncesi dönemde sadece 4 fabrika vardı: Hereke ipek, Feshane yün, Bakırköy bez, Beykoz deri.rnOsmanlı’da 1913 ve 1915’te bir sanayi sayımı yapıldı. Buna göre bu işletmelerde sermaye ve emek miktarının ancak yüzde 15’lik oranları Türklere ait olup; Rumların payı sırasıyla sermayede yüzde 50; emekte yüzde 60’dır. Ermenilerin payı sırasıyla yüzde 20 ve 15, Yahudilerin payı yüzde 5 ve 10’dur. Atatürk’ün ölümünden sonraki süreçte bugüne kadar uygulanan politikalarla yine önceye dönüldü yani Türklerin sermayedeki payı yüzde 15’in de altına düştü.rn* Kabotaj: Türkiye karasularında deniz taşımacılığı (Kabotaj) hakkını Türklere vermek amacıyla 1926 yılında Kabotaj Kanunu çıkarıldı.rn*Yabancı Şirketler ve Sermaye: 1930’lu yıllarda Devlet, yabancı sermaye karşısında millîdir. Nitekim dönemin İktisat Bakanı Celal Bayar: “Bu memleketin çocukları memlekette sanayi meydana gelsin diye büyük bir külfete katlanırken bunun nimetini yabancılara kaptıracak değiliz” demiştir.rnNitekim 1930’lu yıllarda Ülkede bulunan demiryolları, kömür, bakır işletmeleri, telefon, elektrik gibi alanlardaki imtiyazlı yabancı şirketler satın alınarak millîleştirilmiştir. rn*Nuri Demirağ, 1936 yılında İstanbul’da modern bir uçak etüt atölyesi ve memleketi Sivas Divriği’de Türkiye’nin ilk uçak fabrikasını kurdu. Ancak İnönü Hükûmeti fabrikayı 1944 yılında kapattırdı. rn*Cumhuriyetin getirdiği istiklalci, millî ekonomi politikasının önemini göstermek üzere Servet-i Fünun dergisi sahibi Ahmet İhsan Tokgöz’ün hatıralarında yer alan şu kısmı aktarıyorum. Bu metinden hareketle Cumhuriyetin Türkleri kendi vatanlarında tekrar nasıl kölelikten efendiliğe yükselttiğini görebiliyoruz. Cumhuriyetten önce Türklerin ekonomik anlamda ne halde olduğunu gösteren bu tanıklığa bakalım: rn“Şimdi gelelim eski halimize ve eski duygumuza:rnİstanbul Başdefterdarlığında bulunmuş olan büyük babam Muhtar Efendi'den kalma Vaniköyü’ndeki yalımızda ben dünyayı ilk görüp anlamağa başladığım vakit aile doktorumuzun adı Andonaki, eczacımızın ismi Petraki idi. Babamın sarrafı Artin idi. Bakkalımız Bodosaki, terzimiz Karnik, kuyumcumuz Garbis, berberimiz Yani idi. Yalımızın önünden kayıkla geçen tefeci Mişon, gevrekçi Yanko, yemişçi Vasil bize her gün mal satardı. Yalıda sandalcımız Dimitri idi, Ayvazın adı İstipan idi; eve gelen bohçası kadın Mannik dudu idi.rnBiz, bu bir sürü yabancıların alışverişini çok tabiî buluyorduk. Paralarımızı onlara düşünmeden verirdik. Çünkü İstanbul'un Türkleri ya Mevleviyet tahsisatı veya Arpalık parası alan başı sarıklılardan, yahut maaşlı olarak kalemlerdeki memurlardan ve zabitlerden ibaret idi ve ticarete, sanayie, esnaflığa hakaretle bakardık. Bu işleri İstanbullu Beyler kendilerine lâyık görmezdi. İstanbul Türkleri hemen hep hazır yiyici idi. Anadolu'dan ve Rumeli'nden şehre gelen Türkler ise hamal, küfeci ve rençberlikten ileri geçmezlerdi ve bu zavallılara "Kaba Türk", "Leblebici Türk” derlerdi.rnBoğaziçi'nden İstanbul’a bizi indiren vapurların kaptanlarının hiç birisi Türk değildi. Şimendifer idarelerinde, bankalarda, karantina ve fener idareliğinde tek bir Türk görülmüş değildi.rnKitabımın birinci cildinde yazdığım üzre gazetecilik ve kitapçılık ve matbaacılık dahi herşey gibi Türk olmayanların elinde idi. Günlük gazetelerin sahipleri Çirçil, Filip, Mihran, Nikolâidi adlı idi. Mecmuaları Karabetler ve Gasparlar, Ohannesler çıkarırdı.rnTürk tebaası olduğu halde Türklük ile alâkası hiç mesabesinde olan bu güruhun yanında daha acıklı bir güruh daha vardı. Bu da İstanbul veya İzmir'de belki yüz seneden beri yerleştikleri ve işler tuttukları halde ceplerinde, belki hiç tanımadıkları bir memleketin ecnebî pasaportunu taşıyan Levanten'ler idi. Kapitülâsyon rejiminden istifade eden Levanten'ler cennette imiş gibi vergisiz, kontrolsüz Türkiye'de yaşarlardı. Ve bunların her birinin o zamanki hayatı ve imtiyazı bugünkü ecnebî elçileri mertebesinde idi. Onlara "Frenk" derlerdi. İzmir'de Frenk mahallesi bile vardır. Beyoğlu onların saltanat sürdükleri muhitti. Haraç veren sade Türklerdi ve biz bu hali tabiî bulurduk. Bizi sömürüp yiyen hastalığın hiç farkında değildik. Hazır yiyicilikte devam eder giderdik.”(Ahmet İhsan Tokgöz, Matbuat Hatıralarım - II, 1931)

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Dünya Kız Çocukları Münasebetiyle! - 12 Ekim 2018
  • DEĞERLERİNİZİ KAYDETMEZSENİZ KAYBEDERSİNİZ - 31 Ağustos 2018
  • HZ. AYŞE HZ. MUHAMMED'LE 9 YAŞINDA MI EVLENDİRİLDİ? - 07 Ocak 2018
  • KUŞ ÖLDÜ. SEMAMIZDA ZARİF SÜZÜLÜŞÜ KALDI YADİGAR - 20 Kasım 2017
  • KURULUŞLA TAÇLANDIRILAN KURTULUŞUN RUHU: İRADE-İ MİLLİYEYE MÜSTENİT CUMHURİYET - 29 Ekim 2017
  • HER ŞEYE RAĞMEN VAR OLMA İRADESİ - 01 Ekim 2017
  • TÜRK TÜRKLÜĞÜNE SAHİP ÇIKMAZSA, ALINIP SATILAN VE HAKARET EDİLİP SÜRÜLEŞTİRİLEN BİR “MAL” HALİNE GETİRİLİR. - 04 Temmuz 2017
  • ÇUKUR TARİHÇİLERİN YENİ MERAKI: ATATÜRK’ÜN UÇKURU - 08 Mayıs 2017
  • TÜRK’ÜN DOĞRULUŞ ZEMİNİ: “TAT”LARLA “SART”LARI İYİ TANIMAK - 12 Nisan 2017
  • SEVGİLİLER GÜNÜNDE ÖYKÜ GÜNÜNÜ KUTLAMAK - 14 Şubat 2017
  • EN BÜYÜK EKSİĞİMİZ, BORAZAN ÇAVUŞLAR - 10 Şubat 2017
  • DÜŞÜŞ ZEMİNİMİZİ ANLAMAK (2) - 12 Ocak 2017
  • AHI ALLAH DUYAR, AHA ALLAH YAR OLUR - 05 Aralık 2016
  • VAHALARINI KEŞFEDİP İMAR EDECEK BİR TÜRKİYE TASAVVURU - 05 Aralık 2016
  • İKİNCİ ABDÜLHAMİT’İ DOĞRU ANLAMAK - 26 Eylül 2016
    Köşe Yazarları
    Nilüfer ERTARAKÇI
    Nilüfer ERTARAKÇI
    Çocuklarda Sorumluluk Bilinci Nasıl Geliştirilir?
    SEN MUALLA
    Gülüm Çamlısoy
    SEN MUALLA
    ENGELLİ ARAÇLARINDA ÖTV MAĞDURİYETİ GİDERİLMELİ KDV KALDIRILMALIDIR
    Cevat Artun
    ENGELLİ ARAÇLARINDA ÖTV MAĞDURİYETİ GİDERİLMELİ KDV KALDIRILMALIDIR
    Dijital Din, Geleneksel Dine Karşı
    Doç Dr Şevki IŞIKLI
    Dijital Din, Geleneksel Dine Karşı
    ÖĞRETMEN KATALOĞU
    Nazmiye ESKİ
    ÖĞRETMEN KATALOĞU
    KÜLLERİN ARASİNDAN FİLİZLENEN KORKU
    Dilek Ilgın ÖZBEN
    KÜLLERİN ARASİNDAN FİLİZLENEN KORKU
    Milli Eğitim Bakanlığı, bağlı kurumlar arasında neden ayrımcılık yapar?
    Tayfun Çavuşoğlu
    Milli Eğitim Bakanlığı, bağlı kurumlar arasında neden ayrımcılık yapar?
    "GENÇLİK" HEDEFİMİZ LAFDA KALAMSIN
    Doğan Ceylan
    "GENÇLİK" HEDEFİMİZ LAFDA KALAMSIN
    23 Mart-27 Mart 2020 ve 28 Mart-30 Nisan 2020 Tarihleri Arasındaki Öğretmen ve İdarecilere Ödenecek ve Ödenmeyecek Ek Ders Ücretleri Tablosu
    Sedat Değer
    23 Mart-27 Mart 2020 ve 28 Mart-30 Nisan 2020 Tarihleri Arasındaki Öğretmen ve İdarecilere Ödenecek ve Ödenmeyecek Ek Ders Ücretleri Tablosu
    Korona Virüs ve Charlotte kuralı
    Ahmet Yaşar ZENGİN
    Korona Virüs ve Charlotte kuralı
    24 Kasım Öğretmenler Günü Temennilerle Geçiştirildi
    Faruk Yıldız
    24 Kasım Öğretmenler Günü Temennilerle Geçiştirildi
    Okul Öğrenmeye Engel mi?
    Prof. Dr. Necati CEMALOĞLU
    Okul Öğrenmeye Engel mi?
    Dünya Kız Çocukları Münasebetiyle!
    Prof Dr Nurullah ÇETİN
    Dünya Kız Çocukları Münasebetiyle!
    Eğitimde Düşüncenin Önemi
    Hasan Güneş
    Eğitimde Düşüncenin Önemi
    Eğitim=Yaşama Yakınlık
    Doç. Dr. Süleyman KARATAŞ
    Eğitim=Yaşama Yakınlık
    EĞİTİM SİSTEMİ NEREYE GİDİYOR?
    Dr. Özkan Apaydın
    EĞİTİM SİSTEMİ NEREYE GİDİYOR?
    Eğitimciye Şiddet Anayasal Suç Sayılmalıdır
    Özkan Erdem
    Eğitimciye Şiddet Anayasal Suç Sayılmalıdır
    ER YA DA GEÇ ATATÜRK'E VARACAKSINIZ
    Süleyman PEKİN
    ER YA DA GEÇ ATATÜRK'E VARACAKSINIZ
    Allah'ın Adaleti
    Murat Koçak
    Allah'ın Adaleti
    YÖNETİCİ ve İDARECİ
    Ismahan ÇERİBAŞI
    YÖNETİCİ ve İDARECİ
    Çok Okunan Haberler
    MEB, Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik
    MEB, Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik
    Asgari Ücrete ek zam ile ilgili yeni gelişme yaşandı
    Asgari Ücrete ek zam ile ilgili yeni gelişme yaşandı
    Öğretmenlik Kariyer Basamakları Sınav Takvimi Açıklandı
    Öğretmenlik Kariyer Basamakları Sınav Takvimi Açıklandı
    Ana Sayfa
    Eğitim
    Haberler
    Makaleler
    Döküman
    FORUM
    Öğretmenler Odası
    Sorgulamalar
    İş Hayatı
    Tanıtım
    Basın Bülteni
    Gündem
    Dünya
    Magazin
    Bilgi-Belge
    Planlar
    Mevzuat
    Sinema-Film
    Foto Galeri
    Video Galeri
    Köşe Yazarları
    Üye Paneli
    Günün Haberleri
    Arşiv
    Hava Durumu
    Gazete Manşetleri
    Nöbetci Eczaneler
    Eğitim Haberleri ve Öğretmenler İçin Bilgi Paylaşım Platformu
    [email protected]
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
    • Köşe Yazarları
    • Üye Paneli
    • Günün Haberleri
    • Arşiv
    • Hava Durumu
    • Gazete Manşetleri
    • Nöbetci Eczaneler
    Google Play
    ücretsiz indirin

    • Künye
    • İletişim
    • Çerez Politikası
    • Hakkımızda
    • Gizlilik İlkeleri

    Haberlerimizi paylaşmanız bize mutluluk verir.

    Yazılım: Tumeva Bilişim

    Eğitim HaberleriHukuk Haberleri