Öğremtenlik Meslek Kanunu'nda değişiklik yapılarak uzman ve başöğretmenlik sınavlarının kaldırılmasını ve öğremten maaşlarının iyileştirilmesini isteyen Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası (Eğitim Gücü Sen) Sakarya temsilciliği AKM önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. AKM önünde bir araya gelen sendikalılar 'öğretmenler geçinemiyor' dedi.

 

Basın açıklamasını Sakarya temsilci başkanı Güldane Berberoğlu yaptı. Berberoğlu'nun açıklaması şöyle:

Bugün burada Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği’nin çağdaş eğitime ve Milli Eğitim Bakanlığı kuruluş hedeflerine uygun hale getirilmesi, ayrıca kanuna bağlı olarak yapılacak olan Öğretmenlik Kariyer Basamakları sınavının iptal edilmesi ve maaşlarımızın yoksulluk sınırı üzerine çıkarılması talebiyle, başta öğretmenlerimiz olmak üzere eğitim çalışanlarımızın sesi olmak için toplandık.

Öğretmenlik Meslek Kanunu, bu haliyle öğretmeni yasal ve sosyal statüde yalnız bıraktılar. Kanun hükümet ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından revize edilmeli, Kariyer Basamakları Sistemi kaldırılmalı; öğretmen yetkinliği, yeterlilikleri ve etik ilkelerinin belirlenmesi için, tüm paydaşlar ve eğitim kolu sendikalarının katıldığı bir diyalog süreci geliştirilmeli, ciddi çalıştaylar sonucunda beklentilere yanıt verecek biçimde yeniden hazırlanmalıdır.

Öğretmenlik Meslek Kanununda, öğretmenlerin mesleki ehliyetlerinin sınırlarını belirleyecek, çalışma koşulları, atama, yer değiştirme ve emeklilik usullerini tayin edecek, meslek etiği, mobbing ve şiddet gibi konularda öğretmeni koruyacak aynı zamanda öğrenci ve veliye dönük güvenceler sağlayacak tanımlamaların hiç biri yoktur. Kanunun içi bomboştur.

Öğretmenler huzursuzdur, mutsuzdur, kendini değersiz hissetmektedir. Öğretmenlik mesleğinin tanımlanmadığı, sınırlarının çizilmediği, öğretmenlerin itibarını sosyal ve yasal statüde zenginleştirmeyen, öğretmenin özlük haklarından bihaber öğretmenlik meslek yasası; bizlerin ihtiyaçlarını hiçbir yönüyle karşılamamıştır. Öyle ise öğretmenlik meslek yasası, kimin yasasıdır?

Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer öğretmenlere kulaklarını tıkamıştır. Medya ve hükümete yanlış bilgiler vermekte, 614 bin öğretmenin sınav başvurusu yapmış olmasından hareketle kariyer basamakları sınavlarının öğretmenler tarafından benimsendiği algısını oluşturmaktadır. Yazılı sınav başvuru süreci dahi sağlıklı biçimde yürütülemediğinden sürekli uzatılan takvim, örnek soru yayımlayarak öğretmenin derdinin yalnızca sınav içeriği olduğu kanaati yaratılması ile beraber gerçekler Sayın Bakanın açıklamalarından çok farklıdır.

Öğretmene verilen buçuklu zamlar hiçbir ihtiyacı tam anlamıyla karşılamamaktadır. 2022 Ocak ayında toplu sözleşme sonucu verilen yüzde 5 + yüzde 2,5’luk iyileştirme, 2022’nin ikinci yarısı için yapılan yüzde 7’lik zam ve sözde enflasyon farkı da mutfakta yangına çare olmamıştır.Artık, her gün gözlerimizi zam haberleriyle açıyoruz. Buna karşın zammın yansımadığı tek nokta alın terimizin ve emeğimizin karşılığı olan maaşımızdır. Kira, Ulaşım ve Temel gıda giderleri gibi zorunlu ihtiyaçlar başta olmak üzere birçok kalemde yüzde 300’leri geçen fiyat artışları karşısında birçok vatandaşımız gibi Öğretmenler de temel ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmiş ağır bir yoksulluk kriziyle karşı karşıya kalmıştır.

alışanların gelirleri özellikle büyükşehirlerde neredeyse bir kiraya eşdeğer durumdadır. Kira ödemeleri yapıldıktan sonra maaşlar aylık gıda ihtiyaçlarını, elektrik, su, doğalgaz, iletişim, yakıt giderlerini karşılayamaz noktaya gelmiştir. eşitli bağımsız kuruluşların belirlediği enflasyon oranlarının ortalamasına bile yaklaşamayan TÜİK enflasyon rakamları adeta Hükümetin enflasyonla tek mücadele yöntemi haline gelmiştir. Hissedilen enflasyonun %150lere vardığı bu dönemde mutfakta, ulaşımda, giyimde, pazar yerinde enflasyonu derinden yaşıyoruz.

Maaşlarımıza yapılan zam ve sözde enflasyon farkları daha elimize geçmeden erimiş, memur adeta enflasyona ezdirilmiştir. Bunlar yetmezmiş gibi vergi dilimi düzenlemesinin ısrarla gündeme alınmaması bizi açlık sınırına doğru sürüklemektedir.


Yabancı para birimleri karşısında eriyen Türk Lirası nedeniyle ülkemiz yabancı uyruklu turistler için cennet haline gelirken, çalışanların kredi kartları limitleri dolmuş, ek hesaplarda para kalmamış, bıçak kemiğe dayanmıştır. Tüm bu gerçeklerden hareketle Mühendis Bakanın oluşturduğu pembe tablonun gerçeği yansıtmadığı aşikârdır.

Öğretmenlerimiz yasayı onayladığı, kariyer basamaklarını benimsediği için değil gelirini biraz olsun artırabilmek için sınava girecektir. Ayrıca kariyer sistemi ile ortaya çıkan farklı maaşlar, aynı okulda aynı işi yapan öğretmenlerin okullardaki çalışma barışını da bozacaktır. Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu revize edilene, Kariyer Basamakları Sınavı iptal edilene, vergi dilimi sabitlenerek maaşlarımız hak ettiğimiz düzeye getirilene de susmayacağız. Kariyer Basamakları bursluluk sınavına girmeyi boykot ediyor, sınav görevi almama eylemi uyguluyoruz.