Öğremtenlik Kariyer Basamakları kapsamında MEB tarafından öğretmenlere uygulanan sınavın iptali ve Öğretmenlik Meslek Kanunu'nunda ihtiyaçlara ve taleplere cevap verecek şekilde düzenlemelerin yapılması için Marif-Sen siyasi liderlere mektup yazdı. İşte Maarif-Sen tarafından siyasi liderlere yazılan mektup ve haberin detayları:

MAARİF-SEN’DEN TÜM SİYASİ LİDERLERE AIK MEKTUP!

Maarif-Sen; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere iktidarı ve muhalefetiyle tüm siyasi lidere açık mektup gönderdi. Maarif-Sen Genel Başkanı Mustafa DAĞAŞAN ve Maarif-Sen Genel Sekreteri Akif KETEN imzalı mektupta; çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun beklentileri karşılamadığı vurgulanarak, kanunun yeniden ele alınması ve kanunda yer alması istenilen eksiklerin giderilmesi talep edildi. Ayrıca mektupta; kariyer sınavının kaldırılması ve kariyer basamaklarında kıdemin esas alınması talep edildi. 


Maarif-Sen tarafından tüm siyasi liderlere gönderilen mektup metni:

Öğretmenlik Meslek Kanunu, 14.02.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Eğitimin asli unsurlarının ve eğitim paydaşlarının görüşleri alınmadan, muhatabı olan öğretmenlerin hakları ile haklı talepleri dikkate alınmadan yasalaşan bu kanun; özlemimizi sonlandırmak yerine, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan yaklaşık 1 milyon ve özel öğretim kurumlarında çalışan yaklaşık 200 bin öğretmende hayal kırıklığına sebep olmuştur. 

Öğretmenlerin; özlük haklarını, ekonomik, sosyal ve demokratik haklarını güvence altına alan kapsamlı ve bütüncül bir kanun ortaya konulamamıştır. 657 Sayılı Kanun’da yer alan genel disiplin hükümlerinden ve özlük haklarından farklı olarak münhasıran mesleğimize özgü disiplin hükümlerine ve özlük haklarına kanunda yer verilmemiştir. Öğretmene şiddeti önlemeye yönelik yaptırım öngören caydırıcı bir hüküm beklentimiz karşılanmamıştır. Kanunda, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler görmezden gelinmiş ve haklarına ilişkin hiçbir hükme yer verilmemiştir. Ücretli öğretmenlik ve sözleşmeli öğretmenlik gibi vicdanları yaralayan istihdam şekillerinin son bulmasına yönelik beklentimiz karşılanmamıştır. Öğretmen adayının; mesleki bilgi ve yeterlik düzeyini ölçmekten, mesleğe uygunluğunu ve yetkinliğini değerlendirmekten uzak olan, öğretmen yeterliliklerinin ve eğitim-öğretimin niteliğinin artırılmasına hiçbir bir katkısı bulunmayan ve yine vicdanları yaralayan sözlü sınav (mülakat) usulünün son bulması beklentimiz karşılanmamıştır. Öğretmen istihdamında zorluk çekilen bölgelerde görev yapacak öğretmenlere yönelik; zorunlu hizmet yükümlülüğü yerine, yıllar boyu gündeme getirdiğimiz ve sorunu kökten çözecek teşvik mekanizmalarının hayata geçirilmesine ilişkin herhangi bir hüküm kanunda yer almamıştır. Mesleğin ifası sırasında ağır ve yıpratıcı çalışma koşullarıyla, ekonomik sıkıntılarla ve sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalan tüm öğretmenlerimize; fiili hizmet zammı ve ek prim ödeme gün sayısı ilave edilmek suretiyle yıpranma payı verilmesi taleplerimiz yine karşılık bulmamıştır. Kanunda eğitim kurumu yöneticiliğine ve eğitim kurumu yöneticilerinin özlük haklarına, yetki ve sorumluluklarına ilişkin hükümlere yer verilmemiş ve böylelikle eğitim kurumu yöneticiliğinin yasal bir statüye kavuşturulması imkân bulamamıştır. 
Yasalaşan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda, öğretmenlik mesleği; ‘eğitim ve öğretim ile bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas (uzmanlık) mesleği’ olarak tanımlanmasına rağmen öğretmenlerin kariyer basamaklarında yükselmelerinin sınav şartına bağlanması eğitim camiamızda şaşkınlıkla karşılanmıştır. Zira öğretmenlik mesleği zaten bir uzmanlık mesleğidir ve öğretmenler eğitim fakültelerinden alanlarında/branşlarında uzmanlaşarak mezun olmaktadırlar. Öğretmenlerin kariyer basamaklarında yükselmelerinin sınav şartına bağlanması ile öğretmenlerin; lisans eğitimleri, kıdemleri, mesleki tecrübeleri yok sayılmıştır. Aynı işi yapan öğretmenlerin farklı statü ve özlük hakları ile sınıflandırılmaya çalışılması insani ve kabul edilebilir olmadığı gibi bu şekliyle sınava dayalı sınıflandırmanın; öğretmenleri ayrıştıracağı, çalışma barışını bozacağı, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını daha da tahrip edeceği ve öğretmenlik mesleğinin saygınlığını kamuoyu önünde tartışmaya açacağı aşikârdır. Öğretmenlik kariyer basamaklarında ölçüt yalnızca kıdem olmalı; meslekte 10 yılını dolduran her öğretmen “uzman öğretmen”, meslekte 20 yılını dolduran her öğretmen de “başöğretmen” olarak değerlendirilmelidir.Öğretmenlik mesleğini sadece belli boyutlarıyla ele alan, öğretmenlerin beklentilerini topyekûn karşılamaktan uzak olan, bir milyonu aşkın öğretmenin hak-yetki-görev ve sorumlulukları noktasında bir meslek kanununda olması gerekenleri içermeyen ve bu şekliyle yasalaşan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun; taleplerimiz doğrultusunda yeniden ele alınması ve şekillenmesi büyük önem arz etmektedir. Bu hususta; katkı ve desteklerinizi bekler, tüm öğretmenlerimiz adına gereğini arz ve talep ederiz. Saygılarımızla…


Akif KETEN                                                                        Mustafa DAĞAŞAN
Maarif-Sen Genel Sekreteri                                         Maarif-Sen Genel Başkanı