AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, Avrupa Birliği Liderler Zirvesi'nde alınan kararlarla ilgili yaptığı açıklamada, "Türkiye tek taraflı olarak AB, AB üyeleri ve AB üyelerinin liderlerine karşı tek taraflı bazı adımlar atmıştır. Doğu Akdeniz'de bu çerçevede münhasır ekonomik bölgede bazı adımlar atmıştır" dedi.
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, düzenlediği basın toplantısında Avrupa Birliği Liderler Zirvesi'nde Türkiye'ye yönelik alınan kararlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Avrupa Birliği Konseyi'nin dün ve bugün bir toplantı yaparak AB-Türkiye ilişkilerini değerlendirdiğini söyleyen Landrut, bu konuyla ilgili geniş kapsamlı sonuçlara varıldığını, bunların daha önce 1 Ekim tarihinde alınmış olan kararlara istinaden alınan kararlar olduğunu kaydetti. Dört önemli hususa dikkat çekeceğini ve bunlardan ilkinin "değerlendirme" olduğunu aktaran Landrut, Doğu Akdeniz ile ilgili 30 numaralı paragrafın üye devletlerin liderlerinin ve konseyin son 3 ayda yaptığı değerlendirmeleri kapsadığını aktardı. Söz konusu metinden alıntı yapan Landrut, "Maalesef Türkiye tek taraflı olarak AB, AB üyeleri ve AB üyelerinin liderlerine karşı tek taraflı bazı adımlar atmıştır. Doğu Akdeniz'de bu çerçevede münhasır ekonomik bölgede bazı adımlar atmıştır. Bu değerlendirmenin yanısıra AB Konseyi bu çerçevede Oruç Reis'in geriye çekilmesiyle ilgili olan adımı da kayıt almış durumda" şeklinde konuştu.
İkinci hususun "beklentiler" olduğunu söyleyen Landrut, gerilimin azaltılması ve doğrudan Türkiye ve Yunanistan arasında görüşmelere izin verecek şekilde adımların atılmasının beklenmesinin önemli olduğuna vurgu yaptı. Üçüncü hususun AB Konseyi'nin AB ile Türkiye arasında işbirliğine dayalı karşılıklı çıkarları ve faydaya dayalı ilişkilerin geliştirilmesi olarak 31'nci paragrafta açık bir biçimde Türkiye-AB gündeminin masada halen konuşulan bir konu olduğunun ifade edildiğini vurgulayan Landrut, bunun aynı zamanda daha önce belirtilmiş olan, Ekim'deki beklentiler doğrultusunda da devam eden bir konu olduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"Birinci paragraftaki değerlendirmeden yola çıkarak ve yine stratejik bir şekilde diyaloğun işbirliği çerçevesinde yürütülmesini dikkate alarak AB Konseyi iki görev belirlemiş durumda; bunlardan birincisi AB Konseyi'ne ilave olarak yine konseyin 11 Kasım 2019 tarihinde almış olduğu önleyici tedbirlerle ilgili olarak Türkiye'nin hukuk dışı bir biçimde Doğu Akdeniz'deki arama çalışmalarıyla ilgili liste çerçevesinde ele alınıyor. İkincisi ise, yüksek temsilci ve komisyona özellikle AB - Türkiye siyasi, ekonomik, ticari ilişkileriyle bu çerçevede nasıl ilerleneceğiyle ilgili geniş kapsamlı bir görev veriliyor. Yüksek temsilci ve komisyona, bu konuyla ilgili bir rapor hazırlama ödevi veriliyor. Bu geniş kapsamlı bildirinin dört temel unsuru bunlardır. AB'nin aynı zamanda Kıbrıs ile ilgili olarak pozisyonu da bu çerçevede ifade ediliyor. AB'nin bu çerçevedeki BM sürecini desteklediği bir teyit söz konusu. Aynı zamanda BM Yüksek Temsilcisinin bu çerçevede bölgesel anlamda Doğu Akdeniz ile ilgili olarak çok taraflı konferans düzenlemesi ve AB'nin beklentilerinin ne olduğuna işaret ediyor. AB, koordinasyona ve işbirliğine hazır olduğunu ifade ediyor."
(İHA)