Malesef  eğitimciler olarak eğitime öğretime katkısı tartışılır o kadar çok çalışmalarla meşgul ediliyoruz ki, gerçekten asli görevimizi yapmak için adeta mücadele ediyoruz. Projelere, yarışmalara, etkinliklere ve anketlere boğulduk, evraklardan başımızı kaldıramıyoruz.

MEB bünyesinde yürütülen projeler, yarışmalar, anketler…Valilikler bünyesinde yürütülen projeler, yarışmalar, anketler…Kaymakamlıklar bünyesinde yürütülen projeler, yarışmalar, anketler… İl MEM’leri bünyesinde yürütülen projeler, yarışmalar, anketler… İlçe MEM’lerbünyesinde yürütülen projeler, yarışmalar, anketler… Okulların kendi bünyesinde yürütülen projeler, yarışmalar, anketler… Yetmedi ülke çapında yürütülen proje, yarışma, anketler… 

Her kurum kendini gerçekleştirmek, istatiksel verilerini yükseltmek için çalışmalar planlıyor ve çalışmaların fiilen gerçekleştirilmesi için okullara paslıyor ve top öğretmenlerde kalıyor.

Evet, çalışmalar farklı birimler tarafından başlatılmış da olsa, bunların hepsinin son durağı öğretmenler oluyor, tüm iş yükü öğretmenlere bindiriliyor. ünkü tüm bu çalışmaları fiilen yürütme görevi öğretmenlere veriliyor. Öğretmenler çalışmaları yapıyor, öğretmenler evrak işlerini tamamlıyor. Evraklar da inandırıcı olmaya yetmiyor, fotoğraf ve videolarla öğretmenlerden belgelendirmesi isteniyor.

Peki öğretmen bunları hangi ara yapıyor?Öğretmenler bu çalışmaların öğrencilerle olan kısımlarını okulda koştur koştur ders saatleri arasına sıkıştırarak yaparken, evrak işlerini de mesai saati dışında kendinden, ailesinden, sosyal yaşamından zaman çalarak yapıyor.  

Durum böyle olunca, zaten eğitim öğretimle ilgili evrak işlerinin tamamını her zaman mesai saati dışında yapan öğretmenin sırtına  bir de bunların iş yükü biniyor, üstelik hiçbir ek ödeme de yapılmaksızın.  Hal böyle olunca öğretmenler her geçen gün artan iş yükünün altında eziliyorlar, yoruluyorlar, mesleki bıkkınlık, tükenmişlik yaşamaya başlıyorlar. Ayrıca bu kadar iş yüküne karşın maddi ve manevi yönden  doygunluk yaşayamaması öğretmenlerin motivasyonunu da düşürüyor.

Dört bir yandan yola çıkmış ve öğretmenlerde artık bıkkınlığa yol açmış, nitelikten çok niceliğin ön plana çıkarılmış olduğu; proje, yarışma, anket, etkinlik konusunun artık yetkililerce gözden geçirilmesi, eğitim ve öğretime gerçekbir katkı sağlayacaktır hiç kuşkusuz..

Proje, yarışma, anket gibi konularda  işinmutfağında olan  öğretmenlerin söylemleri birer dönüt olarak gelecekteki çalışmaların ne şekil olması gerektiğine ışık tutar niteliktedir. Daha anlaşılır olması için, işte öğretmenlerimizin konuya ilişkin söylemleri...  

"  Devir, öğrenci için ne yaptın değil üstlerini onurlandıracak ne yaptın devri. Bir de işi reklama dökersen senden iyisi yok maalesef."

“Etkinlik arası ders yapılıyor...”

“Son 5-10 senedir böyle bir saçmalık var. Kim niçin , neden böyle şeyler yapılıyor? Koltukçularım işini bilir.”

“Eğitim programları yazılırken dikkat edilmesi gereken bir ilke vardır. Öğrenciye dönük olma. Bu da demektir ki tasarlanan etkinlikler öğrencinin seviyesini aşmamalı onlara davranış ve beceri kazandırmalıdır. Projelerde de bu ilkeye dikkat edilmelidir. Birçok proje öğrenciye dönük olma özelliğini göstermemektedir. Bu projelerde öğrenci ürün veremiyor. Bu durumda bütün iş öğretmene kalıyor öğretmenin iş yükü gittikçe artıyor ve başa çıkılmaz bir hal alıyor. Sorulması gereken soru nitelik mi nicelik mi? Sanırım içerik kapsam fayda unutuldu. Yerini sayılara bıraktı. Öğrenciler istatiksel veriler değildir. Onlar ülkenin geleceğidir.”

”Eğer proje üretiyorsanız(ki kopyala yapıştır olması dahi mühim değil ) en iyi, mükemmel, yenilikçi, idealist öğretmen sizsiniz.

Oysa yeni tayininizin çıktığı okulda öğrencilerin temel bilgi ve becerileri edinmemiş olması, okuyamaması, anlayamaması, dört işlemi yapamaması vb. eksiklerini tamamlamak adına öğle aralarında, okul çıkışında öğrencilerinize takviye yaparak yaptığınız onca emeğin;

argo, küfür gibi olumsuz bir çok davranışı değiştirmek için her an her dakika yapıcı tutumlarınız ve sabrınızın ;

okulda bulunmayan teknolojiyi(bilgisayar, projeksiyon vb) sınıfın kulkanımına sunmanızın;

okulla hiç bir bağı olmayan velilerin okula olan tutumlarını değiştirmek için dakikalarca süren tefon görüşmeleri, binlerce mesaj ve daha neler neler...

Bunca emeğin "en azından etwinningyapsaydınız" (idare tarafından) denilerek puf diye uçup gitmesi...”

“Toplanti,plan,proje,yarisma derken zamanincogu öldürülüyor”

“plan, proje, yarışma, etkinlik vb. tamam güzel hoş da bunların nitelikli olması önemli. bazennicelik olarak -çok olsun da performans iyi gözüksün- yapılsın mantığı doğru değil.”

“İstatistikleri yükseltmek için yapılıyor bir çoğu. Öğrenciyi geliştiremeyen adı proje olan tüm etkinliklerden kurtulmak gerek”

“Yıllardır büyük bir emek ve zaman harcayarak erasmus, etwinning vb bir çok proje yürütmüş bir öğretmen olarak katılıyorum. ünkü artık olay çığrından çıktı. Öğrenciye, eğitime hiç bir katkısı olmayan görüntüden ibaret işlerle doldu proje meselesi. Tamamen nicelik odaklı yaklaşılıyor. Ne kadar çok projen var o kadar başarılısın. Niteliği önemseyen yok maalesef. Öğretmenler de nicelik taleplerinin arasına sıkışmış durumda. Gönüllü olarak yapılması gereken proje çalışmaları zorunlu görevlere dönüştü. Sonuçta da ortada bir şey olmadığı gibi zaten problemli olan eğitim öğretim süreçleri ciddi anlamda yara alıyor.”

“Gerçekten projeleriden artık normal derslere zaman ayıramıyoruz.Okul aidatı takibi yap ambar defteri doldur ne kadar angarya iş varsa öğretmenin sırtında.Buna da zemini idare hazırlıyor.Öğretmene ekstra işler verilemez maddesi olsa bu kadar evrağa boğulmayıp eğitim adına daha yararlı olabileceğiz”

“Evrakları ders saatinde doldurmuyor ki öğretmen yoklama bile alamıyorum ders saati dışında alıyorum onun için ayrı bir zmn harcıyor öğretmen sabahtan akşama çalışan memurdan farkımız yok”

“Luzumsuzluğun maalesef uygulayıcıları,işiöğretmek ve eğitim olmayanların kendini gösterme işgüzarlığı.sonuç unutulan emekler.”

“Evraklarla uğraşmaktan öğrencilerinin adlarını unuttular”

“Ve projelerin çocuğununda kağıt üstünde kaldığını, projenin geliştirilmesi yerine doğrulanmasının amaçladığını, kesinlikle eleştirilemediğini ekleyelim”

“Öğretmenler yılın büyük bir kısmında projeler nedeniyle derslere giremiyorlar.”

“İşin cılkını çıkardılar…”

“Aslolan öğrencinin durumudur, ancak bazı yöneticiler evrakta evrak diye tutturulur öğretmenin zamanini ve enerjisini tüketiyorlar. Bence öğretmenin ürünü sınıfındaki öğrencilerin durumudur. Evraklar eğitim ve öğretim yapmıyor, zaten idareci kimin ne yaptığınınin farkındadır, evrak olsa nolur olmasa ne olur BENCE.”

“Bunlar yapilmazsa üst yöneticiler Piar çalışması yapamaz, bir üstüne kendini gösteremez, üst görevlere gelemez. Üst göreve gelemezse üstün olamaz.”

“Aman hocam okul adını duyuramazsa kıyamet kopar. Öğrenciler nasıl eğitim öğretim nasıl. Sınıf başarısı nasıl diye soran yok. Habire gereksiz yarışma, proje vs. Bizde tabi öğrencileri zorluyoruz katılsın diye.Merkezi sınavlarda başarı düşük olunca niye düşük diye yine öğretmenler eleştiriliyor.”

“Bizde evrak her şeydir, egitim hicbir sey...”

“ocuğa bir katkısı olmuyor. Öğretmen hazırlıyor koşuşturuyor”

“ok doğru. Öğrenciye ve öğretmene hiç bir faydası olmayan birilerine reklam yapma fırsatı veren boş işler”

“Tamamen tribünlere oynamak. Başka birşeydeğil..”

“Kesinlikle öyle... Ders anlatmaya ne enerji ne sakin kafa kalıyor maalesef”

“Tabi birde MEB den gelenler var dersi öğrenciyi bırak evrak doldur video çek fotoğraf çek, iyi öğretmen ol”

“SONUNA KADAR KATILIYORUM .TÜRKİYEGEREĞİNDEN UZAKTA ABUK SABUK PROJELER SACMA SAPAN YAZIŞMALAR KOCA YIL BITIYOR .LISELILERIN OKUMA YAZMA BILMEDIGI COGUNUN DÖRT İŞLEM YAPAMADIĞI ORTA OKUL ÖGRENCILERININ CUMHURIYETIN ILAN TARIHINI BILEMEDİĞI LISE MEZUNUNUN DİLEKCE YAZAMADIGI KARSI EGE DE ARAYAN REZIL ÖTESI BIR SISTEMIN İİNDEYKEN GEREKSIZ ZAMAN VE ENERJI ISRAFI .O SACMALIKLARA VAKIT VE NAKIT HARCAYANA KADAR EGITIMIN YARALARINI KAPATMAK İCIN CABA SARF EDİLMELI .”

“Bürokraside detay evrak düşkünlüğü nün psikolojik alt yapısına bakmak lazım.Samimiyetsiz ilişkiler yumağından güvensizlik bundan da kişinin kendini garantiye alma bunun sonucu bolca evrak isteme davranışı doğmaktadır.Akli başında insanların bu gidişe bir dur demesi ve işin mutfağındaki insanları dinlemesi gerekiyor.Meslektaşlarimasevgiler... saygılar”

“Kağıt uzerinde alla pulla madalya al idarecilerin çikarına oluyor ögretmenlere bir sey yok” 

“Tamamen koltukçuların kavgası adı proje,etkinlik vb.Vitrin ışıltılı dükkan boş kandırmaca,devletin ve milletin zaman ,araç gereç israfı görüntü.Sosyal medya paylaşımlarında vatan kurtarıcılığı rolünü oynuyorlar ya ona çok gülüyorum.Ayarla bir kaç gazete ver allem gullemle milletin parasını iş yapıyor efendi.Allah sizi bildiği gibi yapsın.”

“Eğitim programları yazılırken dikkat edilmesi gereken bir ilke vardır. Öğrenciye dönük olma. Bu da demektir ki tasarlanan etkinlikler öğrencinin seviyesini aşmamalı onlara davranış ve beceri kazandırmalıdır. Projelerde de bu ilkeye dikkat edilmelidir. Birçok proje öğrenciye dönük olma özelliğini göstermemektedir. Bu projelerde öğrenci ürün veremiyor. Bu durumda bütün iş öğretmene kalıyor öğretmenin iş yükü gittikçe artıyor ve başa çıkılmaz bir hal alıyor. Sorulması gereken soru nitelik mi nicelik mi? Sanırım içerik kapsam fayda unutuldu. Yerini sayılara bıraktı. Öğrenciler istatiksel veriler değildir. Onlar ülkenin geleceğidir.”

“Proje, yarışma vs. O kadar önemli ise okullara bu işlerle ilgilenecek öğretmen kadrosu açsınlar. En azından yapılanların niteliği artar.”

“Emekli olurken bir ay evrak ayikladimdolaplarimdan...ben Beden Eğt Ögretmeniyim...evraklarla ne isim olur ki diye diye yillarca...evraklarla ogretmenin zamaninialiyorlar ki ışıgini daha az yansıtsin”

“Gönüllülük esası ve ücretlendirme şart... Bir buçuk asgari ücret maaş karşılığında bunca iş olmaz.... Son zamla birlikte öğretmen maaşıyla 380 litre mazot alınabiliyor... Saçmalık....”

“Kağıt bürokrasisi hem gösterişe,yalana itiyor hem ruhu öldürüyor israf son planda gerisini siz düşünün”

“Bu proje işi iyice abartıya döndü.”

“Bol makyajı ama içi boş”

“Şişirme etkinliklerde rakamlar yüksek görünecek ki uçuyoruz kaçıyoruz söylemine zemin olsun...”

“Dostlar alışverişte görsün.”

 

KADRİYE DEMİREL

Eğitimci Yazar