Dahası öğretmenler için planlanan  bu çalışmalar;  içeriği ısrarla açıklanmayan ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU'nda da  öğretmenleri bekleyen kötü süprizlerden sadece bir tanesi gibi görünüyor. İnsani yaşam standartlarının altında gelir düzeyi, iyileştirilmeyen özlük hakları, önüne geçilmeyen şiddet olayları, kaybedilen itibar ile öğretmenlik mesleği nereye gidiyor?  Mesleki gelişim programlarıyla mı öğretmenlik mesleğinin sorunları giderilecek? ok gariptir ki öğretmenler ne zaman sorunlarını dile getirse, öğretmenleri mesleki yönden geliştirme programları öne sürülüyor ve gerçek sorundan uzaklaşılıyor. Bu bir yöntem olsa gerek. Öğretmenlik mesleğinin sorunları nasıl çözülecek, öğretmenlik mesleğinin iş güvencesi nasıl korunacak, bilmek istiyoruz. En az üniversite eğitimi almış bir ihtisas mesleği olan  öğretmenlik mesleğinin geliri  asgari ücretle eşitlenmişse, çağımız koşullarına göre özlük hakları, mali hakları ve sosyal hakları düzenlenmemişse meslek güvencesinden söz edilebilir mi?  Böyle bir düzenleme Öğretmenlik Meslek Kanunu adı altında  yapılmışsa  öğretmenler nedem bilgilendrilmiyor. Yılan hikayesine dönen Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun içeriği  TBMM'de görüşülmeden önce neden paylaşılmıyor. Sendikaların, eğitimcilerin, akademisyenlerin görüşlerine neden başvurul muyor? Daha yakın zamanda yapılan 20. Eğitim Şurası'nda neden açıklanmadı. Biz öğretmenler  her geçen gün irtifa kaybediyoruz. Buna bağlı olarak, öğretmenlerin psikolojisi ve motivasyonu da irtifa kaybediyor. Süreç böyle devam ettikçe irtfa kayneden sadece öğretmenler olmayacak beraberinde ülke eğitimi ve buna bağlı olarak da ülkenin geleceği de irtifa kaybedecek. 

Ülkenin, toplumun mimarı olan öğretmenlik mesleğinin mali, özlük ve sosyal haklarının iyileştirilmesi, öğretmenlere yapılacak bir iyilikten öte ülkenin geleceğini garanti altına altına alınması için acilen atılması gereken br adımdır. Öğretmeni ihmal edenler aslında, yarınları ihmal ettiklerini bilmelidir.

Kadriye Demirel

Eğtimci Yazar