Valiliklerin, Kaymakamlıkların, Belediyelerin, hastanelerin, bankaların, parkların, caddelerin, sokakların, yolların, kaldırımların çevre temizliği ile ilgili çalışanları varken Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda neden hala bir süreklilik ve düzen sağlanabilmiş değil? 

Bu hususlarla ilgili sağlık, güvenlik vb hizmet veren kurumlarda sıkı denetimler varken Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullar neden kaderlerine terk ediliyor?

İlgili kurumların sürekli ve düzenli çalışanları varken okullarda bu süreklilik niçin sağlanamıyor?

Neden her eğitim öğretim yılı başlangıcında okullar sürekli bu sorunla gündeme geliyor?

İdarecilerin, Öğretmenlerin, Öğrencilerin bir kaldırım taşı kadar değeri yok mu?

Eğitimciler nezih bir iş ortamında çalışmayı hak etmiyor mu?

Bakanlık, il ve ilçe müdürlükleri bu soruna neden temelden el atmıyor?

Sınavsız uzman öğretmenlik başöğretmenlik ve KPSS puanı ile öğretmen ataması için Geylan’dan açıklama Sınavsız uzman öğretmenlik başöğretmenlik ve KPSS puanı ile öğretmen ataması için Geylan’dan açıklama

Sağlıklı çalışma koşullarının ilk şartı olan iş yeri temizliği hususu niçin görmezden geliniyor?

Okul idareleri ve Öğretmenlerin fedakarlıklarına güvenildiği için mi yoksa bu fedakarlıkların su istimal edilebilir olması hasebiyle mi?

Onca eksiğe rağmen size çok çarpıcı bir hakikat söyleyelim. 

“Milli Eğitim Bakanlığında işini özveriyle yapan, hatta görev tanımı kapsamı dışında da elinden geldiği müddetçe fedakarlık yapmaktan bir saniye bile çekinmeyen en başarılı kesim Öğretmenlerdir.”

Kendilerine danışılmadan alınan kararlara, 

Plansız/programsız/hazırlıksız atılan adımlara, 

Sabah akşam değişen sisteme, 

Sağlıklı bir çalışma ortamı sunulmamasına, 

Memurlar/İşçiler arasında en düşük maaşı almalarına rağmen işini en iyi yapanlar Öğretmenlerdir.

Gittikçe eriyen alım gücüyle sıradan bir ev bile alamayan/kiralayamayan, çoğu büyükşehirde ekonomik olarak tek başına geçinemeyecek hale gelen “Öğretmenler, tüm rağmenlere rağmen hala işlerini en iyi şekilde yapmaya gayret ediyorlar.”

Ve artık öylesine kuru “eli öpülesi” hamasi söylemlerle değil, maddi/manevi dişe dokunur adımlarla değer görmek istiyorlar.

Sağlıklı bir barınma ve eğitim/öğretim imkanı sunulmayan eğitim kurumlarından ve eğitimcilerden maalesef arzu edilen başarı elde edilemez.

Eğitimci Yazar Mehmet GÜLER