9177,7%-0,39
39,09% -0,01
44,18% 0,00
4112,40% -0,36
6654,77% 0,00
Egitimsitesi haber sitesinde yer alan habere göre; Aynı zamanda EBS Yöneticisi olan Muğla Köyceğiz imam hatip lisesi müdürü M.B.E , şeker hastası ve omzu sakat olan müdür yardımcısını okulda öldüresiye dövüp nefessiz bırakacak şekilde boğazını sıktığı iddialarına rağmen hakkında bugüne kadar herhangi bir işlem başlatılmadı. Aynı okulda çalışmaya devam ediyor.
Okulda mesai saatleri içinde herkesin gözü önünde öğretmeni ( müdür yardımcısı) darp ettiği iddia edilen okul müdürüne Muğla il Milli Eğitim Müdürlüğününce üzerinden üç hafta geçmiş olmasına rağmen hiç bir idari işlem yapılmaması, okul müdürünü kimlerin koruduğu sorusunu da beraberinde getirdi.
Ayrıca müdür yardımcısının okul müdürü M.B.E tarafından darp edilme iddiası olayı mesai saatleri ( 15:20 civarı) içinde olduğu iddiasına rağmen polislerce güvenlik kamerası şirketine gidilerek alınan kamera kayıtlarında saatlerin iki saat geri göstermesi de kafaları karıştırmış ve kameraları saatleri ile oynanıp oynanmadığı sorusunu gündeme getirmiştir.
olaya şahit olan kişiler varken ve olayın yukarıda belirtilen saatte gerçekleşmiş olmasına rağmen polis kayıtlarında 2 saat geride görünmesi sonrasında akıllara bazı sorular takılmıştır.
Polisler hangi savcı ve hakim kararıyla böyle bir tutanak tutmak için güvenlik kamerası şirketine gitmiştir. Güvenlik kamera kayıtlarını alıp olayı tutanak altına almak görevi bulunan polisler neye dayanarak kamera kayıtları yok geri saati gösteriyor gibi hemen öldüresiye dayak olayının sıcağı sıcağına ardından böyle bir tutanağa imza atmışlardır?
Kamera kayıtlarının teknik yanlışlığı veya doğruluğunun tespiti bilirkişilerin yapacağı ve talep üzerine hakim ve savcı kararı ile yapılabilecek bir inceleme değil midir ?
Bu şekilde olay her ne kadar okul içinde ama sanki iki saat sonra mesai saatleri dışında olmuş gibi gösterilmeye çalışılması ile ne amaçlanmaktadır?
Yeni görevine başlayan tecrübeli Muğla Valisi İdris Akbıyık, göreve gelir gelmez karşısına çıkan yukarıda da bahsettiğimiz gibi alakasız bir şekilde polislerin de tuttuğu tutanak ile iç içe geçmiş spesifik öldüresiye dayak olayının karşısında nasıl bir adım atacak kamuoyunca merak konusu...
Taşınma aşamasında olan Köyceğiz imam hatip lisesinin okul müdürü M.B.E, şeker hastası ve sağ omzunda kas yırtılması olduğu için doktor raporu ile ağır yük taşıyamayan müdür yardımcısını 16 Ağustos 2023 akşamında arayarak ' karını kızını topla beni oraya getirtme olacakları görürsün kafamı kızdırma canımı sıkma git eşyaları karınla kızınla topla' diyerek karısına ve kızına hakaret eder.
Karısına ve kızına hakaret edilen ve uzun zamandır mobbinge maruz kalan müdür yardımcısı dayanamayarak ertesi gün saat 15:10 civarı istifa dilekçesini okul müdürü M.B.E'ye verdiğinde çevredeki 10-15 kişinin gözü önünde önce ' bu ne bana sormadan sen kimsin ki böyle bir işe kalkışıyorsun...' tepkisiyle karşılaşır. Bu sözlere yaşadığı travmayı dile getiren müdür yardımcısı bir önceki günkü hakaretlere atıfta bulunarak ' benim karım kızım devlet memuru değil onları karıştırmazsınız, buna dayanamam, siz gönül kırıyorsunuz...' şeklinde cevap verir.
Karşısında hiç bir insanın cevap vermemesi gereken okul müdürü M.B.E. hiddetlenerek o kadar kalabalığın içinde müdür yardımcısına ' s... git bu okulda bir daha seni görmeyeceğim kaybol gözümün önümden' şeklinde ağza alınmayacak küfür ile hakaret edip kovar.
Bir hatırlatma bu okul müdürü bırakın küfür etmeyi örnek olması gereken bir eğitimci bir imam hatip lisesinin müdürü...
Herkesin gözü önünde küfür ve hakaret etmekle yetinmeyen okul müdürü kendisine hiç bir karşılık vermeyip okula geri dönen okul müdür yardımcısının ardından giderek arkasından yakaladığı gibi önce çelme takıp ayaklarına tekmeler atar ve kendisine çevirdikten sonra pes peşe boksör edası ile yumrukları indirir. Zaten 1.56 boyunda ve 48 kilo olan müdür yardımcısı okul müdürünün şiddeti karşısında dayanamayarak yere düşer. Karşısındakinin çelimsiz ve güçsüz olduğunu daha da anlayan okul müdürü M.B.E yere düşen müdür yardımcısının boğazını ' seni öldüreceğim' diyerek sıkmaya başlar. Nefessiz kalan müdür yardımcısı can havli ile ' kurtarın beni öldürüyor' diye çığlık atınca araya giren 4 kişinin sayesinde zorla müdürün elinden kurtulur.
Araya girenlerin zorla odasına soktuğu okul müdüründen kurtulan müdür yardımcısı öldüresiye yediği dayağın etkisiyle affallayarak zorla ayağa kalkabilir ve dengesi bozuk bir şekilde hem yürümeye çalışır hem de hastaneye gitmek için 112'yi arar.
Ambulansın hemen gelememesinden dolayı zorla da olsa kendisini ancak bir sağlık ocağına atabilir. Darp raporu verilen ve Sağlık ocağından polise gitmesi gerektiği söylenen müdür yardımcısı polise giderek ifade verir. Kamera kayıtlarının bir kısmının silineceğinden de endişelenen müdür yardımcısı polise endişesini dile getirir. Ve her nedense dayak olayının yaşandığı alana dair görüntüler kayıp olduğu iddia ediliyor. Ayrıca çok gariptir ki olayın oluşunu tutanak altına alıp kamera kayıtlarını alacak polisler her ne hikmetse olaydan sonra güvenlik kamera sistemleri şirketine giderek sözde kamera kayıtlarının iki saat erken gösteriyor şeklinde tutanak tutmuş.
Kamera kayıtlarının teknik boyutu ancak hakim ve savcı kararı ile bilirkişi veya görevlendireceği yetkili kimselerce yapılır ki bunun da ihtiyaç olmuş olması lazım. İki saat önce kamera zamanı gösteriyor şeklinde bir tutanak neye göre ve ne amaçla tutuldu ve neden bu zamana kadar böyle bir sorun veya tespit yoktu da Öldüresiye dayak olayının hemen ardından böyle bir tutanak apar topar tutuldu? kimler bu tutanağın tutulmasını istedi soru işaretleri olarak duruyor...
Bu arada okul müdürünün savunması ise arasının çok çok iyi olan kadın müdür yardımcısının abdest alması için hortumla su tuttugu ve kayıp düşmüşler iddiası var... Eğer bu savunma iddiası doğruysa ne kadar inandırıcı çok sorgulanır.
Aradan üç hafta geçmesine rağmen Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğünce neden herhangi bir idari işlem başlatılmadı ve öğretmen döven okul müdürü nasıl görevine devam edebilir ? Bu olayın araştırılması için öldüresiye dayak atılması yeterli değil mi illa bir ölüm mü gerçekleşmesi gerekir? Bu zamana kadar hiç bir idari işlem yapılmaması okul müdürünün kollandığı düşüncelerini de beraberinde getiriyor? Muğla il milli eğitim müdürü kendisine bağlı teftiş kurulunu neden harekete geçiremiyor? Öldüresiye dayak attığı iddia edilen Köyceğiz İmam Hatip lisesi müdürü M.B.E için bu zamana kadar herhangi bir işlem veya soruşturma dahi başlatılmayışının sebebi ebs yöneticisi olması mı? Muğla İl Milli Eğitim Müdürü ile EBS Yöneticisinin arasının iyi olmasının bir etkisi var mı? Kamuoyu ayrıca bu soruların da cevaplarını ve gerekli işlemlerin yapılmasını bekliyor...