Öğretmenlerin haklı mücadelesini amacı dışına evirmesin.
Kimseler öğretmenler üzerinden kendilerine alan açmaya çalışmasın, nemalanma derdine düşmesin, rol kapma hevesine girmesin.
Öğretmenler sadece ekonomik ve sosyal haklarının iyileştirilmesini istiyor, yetkililere de, sendikacılara da, kanun yapıcılara da düşen görev bu talebi duymak ve çözüm üretmektir. 
Bu bağlamda talepleri  sahiplenmek öncelikle sendikalara düşer.
ünkü sendikalara hak mücadelesi yakışır. Sendikalara mağdur olan üyesinin sesi olmak yakışır. 
Sendikalara hakkı tutup kaldırmak yakışır.
Sendikalara; hak arayanları yaftalamak yakışmaz, öğretmenlere bölücü, hain gömleklerini giydirmek yakışmaz, öğretmenlere böyle sıfatlar biçerek toplumsal tehlikelere yol açmak yakışmaz.
Sendikacılık klavyenin karşısına geçip parmaklarla öğretmenleri zan altında bırakmak değildir. 
Sendikacılık parmakla yapılmıyor. Sendikacılık mücadele ile yapılıyor. Oturduğunuz  koltuklardan kalkın. Öğretmenler odasına gidin, sadece sayı olarak gördüğünüz öğretmenleri dinleyin. 10 bin 400 tl maaş alan öğretmenin neden sınava başvurduğunu sorun.
Öğretmenlerin mutsuzluğunu görün, umutsuzluğunu, bezginliğini görün, hakkını aramayan sendikasına  kızgınlığını görün.
Öğretmenlerin gözünde siz neredesiniz? O yaftaladığınız öğretmenler sizin için ne düşünüyor? 
Eğer yüreğiniz yetecekse gidin öğretmenlerin gözünün içine bakın!
Öğretmene bakmıyorsanız  bari susun, gölge etmeyin. Öğretmenleri düşman ilan etmeyin, öğretmenleri hedef göstermeyin.
Öğretmenlerin haklı mücadelesine leke sürmeyin.
Kendi eksiklerinizi kapatmak için, milli  ve manevi değerlerle yoğurulmuş insanları hedef göstermeyin.
Mücadele yeteneğini kaybetmemiş olanları zayıflatmak için algı yapmayın, kulp takmayın.
Biz kendimizden eminiz, kimse vatan-millet-bayrak-devlet sevgimizi ölçemez, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne olan aidiyetimizi  sorgulayamaz. Dünümüz, bugünümüz ve yarınımız aynı koordinatlardadır, ne rotamız değişti, ne de savunduğumuz değerler. İnandıklarımız değişti, biz değişimi kabul etmedik, mevzu bundan ibaret...
Yolumuzda yalpalamadan ilerliyoruz, öğretmenlerin haklı mücadelesini evirmeye çalışanlara da yol vermeyeceğiz.
Ekmeğinin ve evlatlarının geleceğinin derdinde olan, itibar kaybını hazmedemeyen, öğretmenlere saygı duyulur ancak...
Ve destek olunur...
Öğretmenleri zan altında bırakarak, öğretmen düşmanlığı  beslenmez...
Öğretmen düşmanlığını besleyen söylem ve hareketlerin toplumda ve eğitimde açacağı yaraları hesaplamamak bir gaflettir.
Kişisel menfaatleriniz için bu gaflete düşmeyin!
Kadriye Demirel
Eğitimci Yazar