Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın, TÜİK'in açıkladığı Ocak ayı enflasyon rakamlarını değerlendirerek, enflasyon tahminlerinin gerçeği yansıtmadığını ve kamu işvereninin emekçinin hakkını vermesi gerektiğini söyledi. Yalçın, ayrıca toplu sözleşme sürecinin de yenilenmesi gerektiğini vurguladı.
Ali Yalçın'dan Enflasyon Eleştirisi: "Tahminler Gerçekleri Yansıtmıyor"
Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın, TÜİK'in açıkladığı Ocak ayı enflasyon rakamlarını değerlendirerek, enflasyon tahminlerinin gerçeği yansıtmadığını ve kamu işvereninin emekçinin hakkını vermesi gerektiğini söyledi. Yalçın, yaptığı açıklamada, "Kamu İşvereni enflasyonu görmeli, emekçinin hakkını vermeli!" ifadelerini kullandı.
Enflasyon Rakamları Hayal Kırıklığı Yarattı
Yalçın, 2025 yılının ilk enflasyon rakamının Ocak ayı için %5,03 olarak açıklandığını hatırlatarak, Hakem Kurulu Kararı olan %6 artış oranının büyük bir kısmının ilk aydan eridiğini belirtti. Kamu görevlilerine ve emeklilerine neredeyse Ocak ayı enflasyonu kadar (sadece 1 aylık) artış yapıldığını veya diğer bir ifadeyle Hakem'in Kararı'nın hemen hemen 1 ayda eridiğini ifade etti.
Enflasyon Tahminleri ve Gerçekler Arasında Uçurum
- Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde Merkez Bankası'nın enflasyon tahminini 2024 için %33, 2025 için ise %15 olarak güncellediğini hatırlatan Yalçın, bugün ise Orta Vadeli Program'da 2025 yılsonu enflasyon tahmininin %17,5 ve Merkez Bankası beklenti anketinde katılımcıların yılsonu enflasyon beklentisinin ise %27,05 olarak kayıtlara geçtiğini belirtti. 2025 yılı için Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun ise beklentiyi, tahmini ve gerçeği hiçe sayarak sadece %6 + %5 (%11) artış kararı aldığını ifade etti.
"Enflasyon Farkı Maaş Artışlarını Belirleyecek"
Yalçın, bu tablonun özetinin "Küreksiz kayığın yönünü dalga belirler" cümlesinde olduğu gibi "Kamu görevlilerinin maaş artışını, enflasyon farkı belirler" gerçeğine dönüştüğünü söyledi. Memur-Sen ile Kamu İşvereninin birlikte ortak akılla belirleyebileceği artışların; ne yazık ki belirsizliğin olduğu bir sonuca doğru gittiğini ifade eden Yalçın, suyun yolunu akıntının yönünün belirlediği öngörülemez maaş artışı ortamının terk edilmesi, piyasa gerçeğini esas alan, alın terinin karşılığını eksiksiz veren politikaların benimsenmesi gerektiğini vurguladı. 2024 yılında olduğu gibi 2025 yılında da kamu görevlilerinin ve emeklilerinin hem Ocak hem de Temmuz döneminin maaş/ücret artışını, enflasyon farkının belirleyeceğini söyledi.
Hükümete Çağrı: "Kayıplar Görülmeli ve Gereği Yapılmalı"
İlk aydan oluşan enflasyon rakamının, elektrik faturalarında oluşan kademeli artışın, alım gücü kaybının giderek düşmesinin, enflasyona sebep olan haksız artışların baskılanmamasının ve olması gereken maaş/ücret artışının gerçekleştirilmemesinin; kamu görevlilerinin ve emeklilerinin geçim mücadelesini zorlamaya devam edeceğini belirten Yalçın, Memur-Sen ve tamamında yetkili Sendikalarıyla, 7 Ocak Salı günü Hazine ve Maliye Bakanlığı önünden seslendiklerini ve "Yırtık, dikişle kapatılabilecek durumdayken önlem alınmalıdır. Aksi takdirde zaman kaybedildikçe yama da tutmayacaktır" dediklerini hatırlattı. Zamanın geçtiğini ve yırtığın büyüdüğünü ifade eden Yalçın, Kamu İşvereninin acilen kayıpları görmesi ve gereğini yapması gerektiğini söyledi.
Toplu Sözleşme Çağrısı: "Yeni Yasayla, Doğru Düzgün Masayla Olmalı"
Memur-Sen ve bağlı sendikalarının "Toplu Sözleşme yoksa masada yokuz" iradesi sonrası 2012 yılında yeniden düzenlenerek güncellenen 4688 sayılı Kanun'un; geçerliliğini yitirdiğini, çözüm ve kazanım üretme kapasitesini bitirdiğini, kamu görevlileri ve yetkili sendikalarının beklentilerine karşılık verme amacını tükettiğini belirten Yalçın, 8. Dönem Toplu Sözleşme'nin; bu Kanunla sorunları görmeyeceğini, çözüm üretmek için imkan tanımayacağını, hakemi işaret ederek kamu görevlilerini de emeklilerini de kaybetmeye mahkum bırakacağını söyledi. Gece gündüz verdikleri mücadeleyi ve masada akıttıkları teri görmezden gelen bir sistemle daha fazla yol yürüyemeyeceklerini ifade eden Yalçın, hakemi 3 defa tecrübe ettiklerini, farklı sonuç göremediklerini ve 4’üncüsünde sonucun farklı olacağına dair hiçbir umut ya da olumlu bir ışık görmediklerini belirtti. Görünen köyün kılavuz istemeyeceğini söyleyen Yalçın, eksik toplu sözleşme, aksak sendikal haklar, grevsiz sendikal mücadele, yetersiz süre ve yasaklarla dolu örgütlenme hakkıyla 4688 sayılı Kanun'un; miadını doldurduğunu, ömrünü tamamladığını vurguladı. "Ya kabul edersiniz ya da Noter usulü çalışan Hakem orada" anlayışının terk edilmesi gerektiğini söyleyen Yalçın, zamanları, imkanları ve fırsatları varken 4688 sayılı Kanun'un acilen değiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın başlatmış olduğu çalışmayı olgunlaştırması, tarafların kararlarını esas alan, uluslararası sözleşmelere uygun, sendikal mücadelenin ve yetkinin hakkını teslim eden yeni Kanun için kamu kurum ve kuruluşlarıyla sendikaları bir araya getirmesi, ortak akıl, farklı bakış açısı, haklı beklentileri görecek yeni Kanun'un artık hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Amacı yasaklayan, kapsamı sınırlayan, tarafları baskılayan, hakemiyle kaybettiren, yetersiz süresiyle etkisizleştirilen, grevsiz anlayışıyla evrensel sendikal haklarla çelişen bir kanun olamayacağını vurguladı.