Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) öğretmenlerin iş bırakma eylemine katılması üzerine gönderdiği uyarı yazısı, eğitim sendikalarının sert tepkisine yol açtı. Sendikalar, MEB'in yaklaşımını "sendikal mücadeleyi baltalama ve mobbing" olarak değerlendirirken, bakanlık ise iş bırakma eyleminin öğrencilerin eğitim hakkını engellediğini savunuyor. İşte detaylar...
MEB'in İş Bırakma Uyarısı ve Eğitim Sendikalarının Tepkisi: Eğitimde Yeni Bir Kriz mi?
Kamu emekçilerinin artan hayat pahalılığına tepki olarak 13 Ocak 2025 tarihinde gerçekleştirdiği iş bırakma eylemine, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan (MEB) dikkat çekici bir hamle geldi. MEB, iş bırakma eylemine katılan öğretmenlere uyarı yazısı göndererek, eylemin öğrencilerin eğitim hakkını engellediğini ve veli ile öğrencilerin temel hak ve özgürlüklerini kısıtladığını savundu. Ancak bu uyarı, eğitim sendikalarından anında ve sert bir tepkiyle karşılaştı.
Sendikalar, MEB'in bu yaklaşımını "sendikal mücadeleyi baltalama ve mobbing" olarak nitelendirerek, iş bırakma eyleminin yasal bir hak olduğunu ve MEB'in bu hakka müdahale edemeyeceğini vurguladı. Özellikle Eğitim-İş, MEB'in hukuk dışı bir yaklaşımla öğretmenlere baskı kurduğunu belirterek, asıl sorumlunun okulları temizleyemeyen, yeterli öğretmen atamayan ve öğrencilerin güvenliğini sağlayamayan MEB olduğunu ifade etti. Eğitim Sen ise MEB'in son dönemde sendikal faaliyetlere yönelik baskılarının arttığına dikkat çekerek, iş bırakma eylemine katılan öğretmenlere yönelik uyarıların kabul edilemez olduğunu savundu.
Bu gelişmeler, MEB ile eğitim sendikaları arasında yaşanan gerginliği gözler önüne seriyor. Sendikalar, ekonomik zorluklar ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle iş bırakma eylemlerine devam ederken, MEB bu eylemlerin eğitim hizmetlerini aksattığını ve öğrencilerin haklarını ihlal ettiğini savunuyor. Bu durum, eğitim alanında yaşanan sorunların çözümüne yönelik diyalog ve uzlaşma arayışlarının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
MEB'in İş Bırakma Uyarısına Eğitim Sendikalarından Sert Tepki: "Sendikal Haklarımızı Savunmaya Devam Edeceğiz!"
Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) öğretmenlerin 13 Ocak 2025 tarihindeki iş bırakma eylemine katılması üzerine gönderdiği uyarı yazısı, eğitim sendikalarının sert tepkisine yol açtı. Sendikalar, MEB'in yaklaşımını "sendikal mücadeleyi baltalama ve mobbing" olarak değerlendirirken, bakanlık ise iş bırakma eyleminin öğrencilerin eğitim hakkını engellediğini savunuyor.
Eğitim-İş'ten Sert Yanıt: "Asıl Sorumlu MEB!"
Eğitim-İş, MEB'in uyarı yazısına ilişkin yaptığı açıklamada, iş bırakma eyleminin ulusal ve uluslararası hukuktan doğan meşru bir sendikal hak olduğunu vurgulayarak, MEB'in hukuk dışı bir yaklaşımla öğretmenlere baskı kurmaya çalıştığını belirtti. Açıklamada, "Okulları temizleyemeyen, yeterli öğretmen atamayan, öğrencilerin en temel güvenliğini sağlayamayan kimdir? Öğrencilerimizin hijyenik bir ortamda eğitim görmesini engelleyen, okullarda yeterli personel çalıştırmayan, kadrolu öğretmen atamak yerine güvencesiz istihdam modellerini dayatan, eğitimi piyasalaştıran ve niteliksizleştiren, eğitim emekçilerini açlık sınırında yaşamaya mecbur bırakan bizzat MEB'dir!" ifadelerine yer verildi. Sendika, iş bırakma eyleminin kamusal eğitimi savunmak ve eğitim emekçilerinin haklarını korumak için yapıldığını vurguladı.
"Sendikal Mücadeleyi Baltalama Girişimi"
Eğitim-İş, MEB'in kendisini bir patron gibi konumlandırarak öğretmenleri hizaya sokmaya çalışmaktan vazgeçmesi gerektiğini belirterek, "MEB, sendikal haklarımızı engellemeye çalışarak açıkça suç işlemektedir. Anayasal güvence altında olan haklarımızı kullanmamız nedeniyle tehdit edilmemiz, sendikal mücadelemizi baltalama girişimidir ve açık bir mobbing'dir!" ifadelerini kullandı. Sendika, hukuki mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini ve eğitim emekçilerinin onurlu mücadelesinden asla geri adım atmayacaklarını vurguladı. Eğitim-İş, Bakanlığa bir yazı göndererek, yazının "anayasaya aykırı olması nedeniyle" geri alınmasını talep etti.
Eğitim Sen: "Sendikal Haklara Saygı Gösterilmeli"
Eğitim Sen de MEB'in adımının anayasa, uluslararası sözleşmeler ve demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, "Sendikal faaliyetleri engellemeye yönelik baskılar son bulmalıdır. MEB, sendikal hakları ihlal eden uygulamalarına son vermeli ve sendika örgütlenme özgürlüğüne saygı göstermelidir" açıklamasını yaptı.
MEB'in iş bırakma eylemine katılan öğretmenlere yönelik uyarı yazısı, eğitim sendikalarının sert tepkisiyle karşılaştı. Sendikalar, iş bırakma eyleminin yasal bir hak olduğunu ve MEB'in bu hakka müdahale edemeyeceğini vurgulayarak, sendikal mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini ifade etti. Bu gelişmeler, eğitim alanında yaşanan sorunların çözümüne yönelik diyalog ve uzlaşma arayışlarının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Peki, bu krizin sonuçları neler olacak? Öğrenciler bu durumdan nasıl etkilenecek? MEB ve sendikalar arasındaki bu anlaşmazlık, eğitim sistemini nasıl etkileyecek? Tüm bu soruların cevapları, önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmelerle birlikte daha da netleşecek gibi görünüyor.