Ağır metallerin, kronik yorgunluktan bağışıklık sisteminin çökmesine ve kanser gibi birçok riskli sağlık sorununa sebep olabileceğine değinen Prof. Dr. Sarper Diler "Her ne kadar kesin bir araştırma ya da çalışma olmasa da Covid-19'un bulaşma sıklığı ve hastalık yapma gücünün yüksek olmasında ağır metallerin önemli rolü olabilir" dedi.
Prof. Dr. Sarper Diler, koronavirüsün insanlara nasıl bulaştığını ve ağır metallerin etkisi hakkındaki detayları hakkında bilgi verdi. "Birçok sağlık sorunlarının ardından araştırılması gerekli olan ilk konulardan biri vücut üzerinde ağır metal zehirlenmesi durumunun olup olmadığıdır" diyen Prof. Dr. Diler , "Ciddi bir sağlık problemine sebep olan bu sorundan muzdarip olmak için sanayii işçisi olmaya gerek yoktur. Maalesef ki modern hayatın her alanında ağır metallere maruz kalınmaktadır. Bazı tedbirler almak, vücut üzerindeki bütün hücreleri tehdit edebilen ağır metal birikimlerini azaltsa da tam manasıyla bu durumdan kaçınmak mümkün değildir. ünkü alınan her nefes ile beraber ciğerlere ağır metaller çekilebilir.
Örneğin, yemek pişirilen tencere ile tavalar ve hatta içilen su yada duş aldığımız su bile ağır metallere maruz bırakabilir. Ağır metaller, kronik yorgunluktan bağışıklık sisteminin çökmesine ve hatta kanser gibi birçok riskli sağlık sorununa sebep olabilir. Her ne kadar kesin bir araştırma ya da çalışma olmasa da Covid-19'un bulaşma sıklığı ve hastalık yapma gücünün yüksek olmasında ağır metallerin önemli rolü olabilir. Ancak ileri araştırmalarla katkı oranının belirlenmesi gereklidir. ünkü alüminyum, cıva, kurşun, kadmiyum ve arsenik gibi ağır metal kirleticiler, hücresel işlevi değiştirebilir ve bunlara zarar verebilir. Yetişkinler ile beraber çocuklarda zihinsel ve fiziksel sağlığı tam manasıyla bozabilir" dedi.
Ağır metallerin, metabolize olmadıkları zaman toksik bir hale geldiğini ve vücutta biriktiğine dikkat çeken Prof. Dr. Sarper Diler, "Tüm metallerin toksik olmadığını da ekliyor. Demir, bakır, çinko, nikel, krom, manganez, lityum ve molibden gibi optimum sağlık için belirli eser metaller gereklidir. Ancak bunlardan herhangi biri fazla olursa toksik ve oksidatif bir hale gelirler. Yapılan birçok araştırma çalışması, cıva, kurşun ve alüminyum gibi ağır metal toksisitesini akciğerler, kalp, beyin, böbrek, karaciğer, kemikler ve üreme sistemlerine ciddi hasar verebilen çok çeşitli hastalık ile beraber sağlık durumlarıyla da ilişkilendirmiştir" diye konuştu.
Prof. Dr. Sarper Diler, ağır metal toksisitesi ile ilgili belirtiler ve durumlar ise şunlardır;
"Kronik yorgunluk, fibromiyalji ve tüm otoimmün hastalıklar,
Duygu durum dalgalanmaları, anksiyete, depresyon, şizofreni tarzı davranış,
Nörotransmitter fonksiyon sorunları,
Adrenal ve tiroid fonksiyon sorunları,
Enflamatuar beyin koşulları, Parkinson, Alzheimer ve Otizm,
Kronik bazlı enfeksiyonlar, viral, bakteriyel ve Candida,
Öğrenme sorunları,
Kansızlık,
Gıda alerjileri ve duyarlılıklar,
Hem kadınlarda hem de erkeklerde kısırlık ile beraber üreme sorunları,
Genital malformasyon,
Hipertansiyon,
Kanser, osteoporoz, unutkanlık, hafıza kayıpları, kronik kas ağrıları, solunum, akciğer ve kalp problemleridir. "
Metal toksisitesi, birçok insanın yalnızca yaşlanmakla ilgili olduğunu düşündüğü ancak her tarz hastalık ve sağlık sorunu ile bağlantılı olduğunu belirten Prof. Sarper Diler, bunların aynı zamanda birçok doktorun ilaçla yönetmeyi önerdiği hastalıklar olduğunu ekleyerek, "Ağır metaller zamanla vücutta birikir ve erken aşamalarda fark edilebilir hiçbir semptom göstermez. Sağlığa en zararlı ilk üç ağır metal kurşun, arsenik ve cıvadır. Toksik metal maruziyetinden tam manasıyla kaçınmak neredeyse imkânsızdır. Ancak zararlı ağır metal alım ihtimalini azaltan ve yutulan ağır metallerin güvenli metabolizmasını ya da atılımını teşvik eden diyet ile beraber yaşam tarzı seçimleriyle metal toksisite riskini azaltmak mümkündür" ifadelerini kullandı.
(İHA)