Bisikleti Olmayanların Garipsendiği Şehir: Odense
Odense, Danimarka’nın en kalabalık üçüncü şehri. Buna rağmen trafik neredeyse yok. Her ailede en az bir araba var ancak buna rağmen herkes bisiklete binmeyi tercih ediyor. Gittiğinizde siz de bir sms atarak istasyondan bisiklet kiralayabiliyorsunuz.
Şehirdeki binalar bir film setinin platosunu andırıyor. Rengarenk ve bir o kadar da muntazam bir yerleşme var. Yıl boyu turist akınına uğrayan bir kent olduğu için hava çok soğuk olsa bile caddelerinde yabancıları görmeniz mümkün. Özellikle Barcelona’da yaşayan insanların buraya özel bir ilgisi var. Bu nedenle gruplar için birçok İspanyolca tercüme bürosundan rehberler gönderiliyor. Tercüme Store bu alanda çok tercih ediliyor.
Göllerden Beslenen Sükunet: Tampere
Finlandiya’nın en cazip şehri unvanını Helsinki’den kapma yolunda ilerleyen Tampere, etrafında irili ufaklı yaklaşık 200 göl bulunan bir doğa harikası. Düzenli ve sakin bir yaşamın etkilerini hissettiğiniz şehirde işçi sınıfının yaşam tarzını ve endüstrinin gelişimini anlatan üç farklı büyük müze yer alıyor.
Tampere’yi özel yapan nedenlerden biri de bünyesinde Dünya’nın ilk casus müzesini barındırması. Burada casusların kullandığı ekipmanlar, gizli kameralar ve ilginç silahlar hakkında çok ilginç bilgiler bulabiliyorsunuz.
Baltık Denizi’nde Güneşe Elveda Demek İçin: Tallin
Ortaçağ etkilerini her noktasında hissettiren bir şehir, Tallin. Estonya sınırlarında yer alan be Baltık Denizi’ni enfes manzaralarına ortak olmanızı sağlayan bu liman kenti, İskandinav kültürünün etkisinde kalmış bir sosyal profil çizer.
Şehre gittiğinizde kendinizi yabancı hissetmeyeceğiniz tek şey mutfağıdır. ünkü aynı bizde olduğu gibi Tallin yemeklerinde de ekmek ayrı bir önem taşır.Yere düştüğünde hemen alınıp öpülerek yerine konulur. Hatta sofraya oturduğunuzda “jatku leiba” yani; ekmeğin bol olsun şeklinde dua edilerek yemeğe başlanır. Karabuğdaydan yapılan ekmek en popüleridir.
Almanya’da Bir Sinop Havası: Flensburg
Ülkenin kuzey ucunda bulunan Flensburg, uzun yıllar Danimarka sınırları içinde yer almış. 1920 yılında yapılan referandum sonucu Alman topraklarına katılan şehir, aynı adı taşıyan bir fiyordun yanına konuşlanmış ve inanılmaz bir manzaraya sahip. Şehir, oldukça işlek bir limana ev sahipliği yapıyor. Özellikle ihracatla uğraşanların kesinlikle değerlendirmesi gereken bir trafiği var. Ancak yerelde konuşulan dil biraz komplike yapıda olduğu için hem Almanca hem de Danca tercüme desteği almanız gerekebilir.
Şehrin barındırdığı en özel yapı Aziz Nikolaus Kilisesi. 14. Yüzyıl’da inşa edilen yapının mimarisi bilindik Katolik çizgilerini taşıyor ancak yapılan araştırmalar bu kilisenin Martin Luther yandaşları tarafından kullanıldığını göstermekte. Görülmesi gereken bir diğer önemli yapı ise Kral Frederick tarafından yaptırılan ve bölgenin belli başlı Ortaçağ kalıntılarından olan Glückburg Şatosu.
Belediyenin Geyik Avladığı Şehir: Bergen
Bergen’de şehrin her tarafı elma ağaçları ve güllerle dolu. Ancak bölge halkının kırmızı geyik olarak adlandırdığı hayvanlar bunları yediği için; belediye kontrollü bir şekilde geyik avlıyor. Norveç dilinde yeşil çayır anlamına gelen Bergen, ülkenin nüfus bakımından ikinci büyük şehri. Her yıl yaklaşık 1 milyon turist ağırlayan bu şehir hakkında birçok detay paylaşan da inceleyebilirsiniz.
Bergen, tarih boyunca birçok yangın meydana gelen bir şehirdir ve en çok liman bölgesi zarar görmüştür. Buna rağmen yılda 300 crouise gemisi ağırlamaya devam eden bu liman, ülkenin trafiği en yoğun deniz noktasıdır.
Kıyıda Köşede Kalmış Kuzey Avrupa Şehirleri
Yapılan harcamaların altıyla çarpılıyor olması biraz keyfini azaltsa da Avrupa gezilerinin yeri bir başkadır. Gelin kısa bir kuzey yolculuğuna çıkalım ve bu kez adımlarımız nispeten az popüler olan sokaklarda arşınlayalım.
Takım | O | Av | P |
---|
Şamp. Ligi
UEFA
Düşme Hattı
Takım | O | Av | P |
---|
Şamp. Ligi
UEFA
Düşme Hattı
Takım | O | Av | P |
---|
Şamp. Ligi
UEFA
Düşme Hattı
Takım | O | Av | P |
---|
Şamp. Ligi
UEFA
Düşme Hattı
Takım | O | Av | P |
---|
Şamp. Ligi
UEFA
Düşme Hattı