Karantinada olanlar için tavsiyelerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Kübra Bozkurt, "Öncelikle, şikayetlerin şiddetine göre odanızda yapabileceğiniz aktiviteleri planlayın. Uyku saatleriniz, yemek saatleriniz planlı olsun. Nasıl ki sıradan bir gününüzde bunların belli bir saati varsa, karantina günlerinde de uyku ve yemek aynı saatlerde olsun".

Covid-19 vaka sayısındaki artış, kısıtlamaları da beraberinde getirdi. Medicana amlıca Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Kübra Bozkurt, karantina olanların ve test sonuçları pozitif çıkanların ruh sağlığı etkilenmemesi için evde nelerin yapılması gerektiği konusunda açıklamalarda bulundu.

Karantinaya girmek zorunda olan hastalara dikkat çeken Psikolog Kübra Bozkurt, "Covid-19 nedeniyle karantinaya girmek zorunda olan insanların günleri nasıl geçirdiklerine baktığımızda, düşük fiziksel hareketi, neredeyse sıfır noktasında sosyal iletişimi ve sekteye uğramış iş hayatını görüyoruz. Zaten mevcut fiziksel şikayetlerle baş etmek zorunda olan hastalar, kendilerini iyi hissettirecek bu faaliyetlerden de uzak kaldıkça psikolojik olarak yıpranmaya başlıyorlar" dedi.

Vaka sayılarının artması ile birlikte, yakınlarımızdan duyduğumuz 'pozitif' haberlerinin de arttığını vurgulayan Psikolog Bozkurt, "Hepimizin bildiği gibi bundan sonraki süreçte hastanın şikayetleri şiddetli olsun ya da olmasın, hastanın pozitif sonucu varsa, karantinaya alınıyor. Eğer başka bireylerle paylaştığı bir evde yaşıyorsa hastanın odası, kullandığı alanlar sınırlandırılıyor. Temaslı olduğu kişilerde teste tabi tutuluyor. Şimdi yapılan açıklamalara göre 'pozitif' hastanın 10 gün, temaslı kişinin 15 gün karantinada kalması gerekiyor" şeklinde konuştu.

"KENDİLERİNİ İYİ HİSSETTİRECEK BU FAALİYETLERDEN DE UZAK KALDIKA PSİKOLOJİK OLARAK YIPRANMAYA BAŞLIYORLAR"
Sağlıklı bir bireyin bile hareketsiz kalıp, herhangi bir meşguliyetle uğraşmamasının, ruhsal sağlığını kötüleştireceğini belirten Psikolog Bozkurt, "Psikolojik olarak sağlıklı, pozitif insanların günlük rutinlerine baktığımızda, dengeli bir sosyal yaşama, aktif bir iş yaşamına, fiziksel egzersize zaman ayırdıklarını görürüz. Bu dengelerden biri bozulmaya başladığında kişinin ruhsal sağlığında da olumsuz değişimler görülmeye başlanır. Covid-19 nedeniyle karantinaya girmek zorunda olan insanların günleri nasıl geçirdiklerine baktığımızda, düşük fiziksel hareketi, neredeyse sıfır noktasında sosyal iletişimi ve sekteye uğramış iş hayatını görürüz. Zaten mevcut fiziksel şikayetlerle baş etmek zorunda olan hastalar, kendilerini iyi hissettirecek bu faaliyetlerden de uzak kaldıkça psikolojik olarak yıpranmaya başlıyorlar. Depresif duygu durumuna eşlik eden ölüm korkusu, etiketlenme kaygısı, gelecek kaygısı gibi psikolojik sorunlar ortaya çıkmaya başlıyor. Kişi daha pasif, hareketsiz oldukça depresif duygu durumu kuvvetleniyor" diye konuştu.

BU SÜRETE KİŞİDE NE TİP DUYGU DURUMLARI, ENDİŞE VEYA KORKULAR GELİŞEBİLİR?
Koronavirüs salgının verdiği kaygı ve haberlerde izlenen olumsuz görüntülerle birlikte "Öleceğim", "İnsanlar artık benden uzak duracak", "İşimi kaybedebilirim", "Bana bir şey olursa aileme/çocuklarıma kim bakacak" gibi düşüncelerin de daha baskın hale geldiğini ifade ede Psikolog Bozkurt, "Şiddetli bir huzursuzluğa neden olan bu düşüncelerle birlikte kişinin depresif ruh hali şiddetleniyor ve bir kısır döngüye girerek daha pasif, hareketsiz kalıyor. Maalesef depresif ve kaygılı hissettiğimiz anlarda, bizi tedirgin eden düşünceler, sanki gerçeğe dayanıyormuş gibi daha kuvvetli hale gelirler. Sağlıklı bir birey bu düşüncelerle baş etmek için, bu düşüncelerin gerçekliğini sorgular ve kanıt arar. Ama psikolojik olarak kendini iyi hissetmeyen insanlar, bu sorgulamayı yapabilecek kadar kendilerini güçlü hissetmezler. Bunun yerine kaçınmayı tercih edip dikkatlerini başka bir yöne verirler, uyumayı tercih edebilirler veya ruminasyona girip, aynı düşünceleri tekrar tekrar, faydasız bir şekilde zihinlerinde döndürürler. Covid-19 hastalarının da özellikle sosyal desteği yeterince alamadıkları için benzer süreçlerden geçtiklerini görebiliriz" açıklamasında bulundu.

Psikolog Bozkurt, 10-15 günlük süreci ve karantina sonrasında yaşanabilecek süreçleri atlatmak için şu önerilerde bulundu:
"ÖNCELİKLE, ŞİKAYETLERİN ŞİDDETİNE GÖRE ODANIZDA YAPABİLECEĞİNİZ AKTİVİTELERİ PLANLAYIN.
Uyku saatleriniz, yemek saatleriniz planlı olsun. Nasıl ki sıradan bir gününüzde bunların belli bir saati varsa, karantina günlerinde de uyku ve yemek aynı saatlerde olsun.
Aileniz, arkadaşlarınız ile iletişimi koparmayın. Muhakkak telefonla, mümkünse görüntülü konuşmayla iletişimi sürdürün. Kaygılarınızdan onlara bahsedebilir, onların manevi desteğini alabilirsiniz.
Uzun süre kısıtlı bir alanda pasif kalmak fiziksel ve ruhsal sağlığınızı olumsuz etkiler. Bu yüzden odanızda yapabileceğiniz hafif egzersizleri günlük rutininize ekleyin.
Eğer iş yaşamından uzak kalma konusunda kendinizi kötü hissediyorsanız, uzaktan temas halinde iş konusunda neler yapabileceğinizi değerlendirebilirsiniz.
Size keyif veren aktiviteleri seçin, hatta yoğun yaşamınızda yapmayı ertelediğiniz, evde yapabileceğiniz aktiviteleri sıralayıp yapmaya başlayın. İzlemek istediğiniz film, dizi listelerini, okunacak kitapları, el işlerine dayanan hobileri ertelemeyin. Evde tekseniz ve mutfağı istediğiniz gibi kullanıyorsanız yeni tarifler deneyebilirsiniz.
Uykunuzu yeterli aldığınız sürece gündüz uykusuna çok ihtiyaç olmaz ama nekahet sürecinde bir miktar gündüz uykusu direncinizi kuvvetlendirecektir. Sadece bu uykunun 1-2 saatten fazla olmamasına dikkat edin. Fazla uyumak her zaman depresif duyguyu kuvvetlendirir.
Günlük programınız belli olsun ve programa uymaya çalışın. Her günün programı farklı olursa belli bir monotonluğa gitmekten kurtulursunuz.
Tüm bunları yapmanıza rağmen depresif ve kaygılı durumunuz devam ediyorsa ve karantinanız sonlandıysa mutlaka bir psikolog veya psikiyatrdan profesyonel bir destek almaya çalışın".
(İHA)