Bugün, 17 Mart 2025 Pazartesi
10840,6%1,05
36,67% 0,11
39,93% 0,16
3521,80% 0,17
5669,37% 0,00
Türkiye’nin gündeminde geniş yankı uyandıran yenidoğan bebek çetesi ile ilgili gelişmeler, kamuoyunda büyük bir merak uyandırdı. İstanbul’da bebekleri belirli hastanelere sevk ederek haksız kazanç elde eden ve ihmalleri nedeniyle ölümlere sebep olduğu iddia edilen örgütün lideri olarak gösterilen Fırat Sarı’nın kim olduğu, hangi hastanelerde çalıştığı ve geçmişine dair detaylar araştırılıyor. Peki, Fırat Sarı kimdir, kaç yaşında ve hangi hastanelerde görev aldı?
Fırat Sarı, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmuş bir hekimdir. Tıp fakültesinde öğrenci olduğu dönemde, PKK terör örgütü üyeliğinden suçlu bulunmuş ve yaklaşık 5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Cezaevindeki süresini tamamladıktan sonra tıp eğitimine kaldığı yerden devam etmiş ve mezuniyetini tamamlayarak doktor olmuştur. Zorunlu hizmet yükümlülüğünü Bingöl’ün Kiğı ilçesinde 3 yıl boyunca yerine getirdikten sonra İstanbul’a dönerek mesleki kariyerini sürdürmüştür.
Fırat Sarı, İstanbul’da sağlık alanında çeşitli girişimlerde bulunarak yaklaşık 7-8 yıl önce Medisense Sağlık Hizmetleriadlı sağlık şirketini kurmuştur. Şirketin tamamına sahip olan Sarı, burada sağlık hizmetlerinin yönetimiyle ilgilenmiş ve bu alanda bir iş insanı olarak da öne çıkmıştır.
Fırat Sarı, iddialara göre İstanbul’da belirli hastanelerle anlaşmalar yaparak yenidoğan bebekleri bu hastanelere sevk etmekte, bu sevkler üzerinden haksız kazanç elde etmekte ve ihmali davranışları nedeniyle bazı bebeklerin ölümüne yol açmaktadır. Bu iddialar kapsamında kamuoyunda geniş yankı bulan olayın merkezinde yer alan Sarı, Özel Reyap Hastanesi gibi İstanbul’daki çeşitli sağlık kuruluşlarında çalışmıştır. Ancak son dönemde adının karıştığı skandal, hem sağlık hem de etik değerler açısından büyük bir tartışma yaratmıştır.
Fırat Sarı’nın geçmişindeki önemli bir detay ise, tıp fakültesinde okuduğu dönemde PKK terör örgütü üyeliğisuçlamasıyla hapis cezasına çarptırılmasıdır. Yaklaşık 5 yıl cezaevinde kalan Sarı, bu süreci tamamladıktan sonra eğitimine geri dönmüş ve mezuniyetini tamamlamıştır. Cezaevinden çıktıktan sonra yeniden topluma karışarak meslek hayatına devam eden Sarı, sağlık alanında iş dünyasında da yer almıştır.
Fırat Sarı, İstanbul’a dönüşünden sonra farklı özel hastanelerde çalışmaya başlamıştır. Özellikle Özel Reyap Hastanesi'nde uzun süre görev aldığı bilinmektedir. Burada yenidoğan servisinde çalışarak bebekleri anlaşmalı olduğu hastanelere sevk eden bir sistemin içinde yer aldığı iddia edilen Sarı’nın, bu süreçte ihmali davranışları nedeniyle bazı bebeklerin hayatını kaybettiği ileri sürülmektedir. Bu iddialar, kamuoyunda büyük tepki yaratırken, soruşturmanın derinleşmesiyle birlikte olayın boyutları da giderek büyümektedir.
Fırat Sarı, aynı zamanda kendi kurduğu Medisense Sağlık Hizmetleri şirketinin sahibidir. Şirket, sağlık sektöründe hizmet vermekte ve Sarı’nın sağlık alanındaki yatırımlarının başında yer almaktadır. Yaklaşık 7-8 yıl önce kurulan bu şirketin sağlık hizmetleri alanında faaliyet gösterdiği bilinirken, yenidoğan bebek çetesiyle ilgili iddialar ortaya çıktıktan sonra şirketin faaliyetleri de mercek altına alınmıştır.
Fırat Sarı'nın isminin karıştığı yenidoğan bebek çetesi skandalı, özellikle ailelerin güvenini sarsan bir olay olarak dikkat çekmektedir. İstanbul’daki çeşitli hastanelerle yapılan anlaşmalar sonucu bebeklerin bilinçli şekilde bu hastanelere yönlendirilmesi ve bu süreçte haksız kazanç elde edilmesi kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştır. Sarı’nın ihmalleri sonucu bazı bebeklerin hayatını kaybettiği iddiaları ise bu durumu daha da vahim hale getirmektedir. Soruşturmanın derinleştirilmesiyle birlikte Fırat Sarı’nın sağlık sektörü içindeki rolü ve bağlantıları daha fazla sorgulanmaya başlanmıştır.
Fırat Sarı, tıp eğitimi ve sağlık sektörü içindeki faaliyetleriyle bilinirken, aynı zamanda PKK üyeliği geçmişi ve yenidoğan bebek çetesi lideri olduğu iddialarıyla gündeme gelmiştir. İstanbul’daki hastanelerle yaptığı anlaşmalar, ihmalleri sonucu bebek ölümlerine yol açtığı ve haksız kazanç sağladığı iddiaları Sarı’nın ismini kamuoyunun önüne taşımıştır.
