10642,6%-0,43
40,53% -0,48
47,61% -0,42
4352,92% -1,37
6999,67% -0,32
Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin sosyal haklarını desteklemek amacıyla öğretmenevlerinde %50 indirimli konaklama imkânı sunuyor. Ancak yaz aylarında artan talep ve düğün organizasyonları nedeniyle öğretmenler bu hizmetten yararlanmakta ciddi zorluk yaşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) öğretmenevlerinden öğretmenlerin %50 indirimle yararlanmasını sağlayan düzenlemesi büyük takdir toplasa da, gerçekler farklı bir tablo çiziyor. Özellikle bahar ve yaz aylarında, turistik bölgeler başta olmak üzere ülkemizdeki pek çok öğretmenevinde yer bulmak neredeyse imkansız hale geldi. Düğün salonu bulunan öğretmenevlerindeki yoğunluk ise, öğretmenlerin bu imkanlardan faydalanmasını tamamen engelliyor. Öğretmenler, indirimli hizmete erişememenin hayal kırıklığını yaşıyor.
Öğretmenevlerinde Yüzde 50 İndirim Müjdesi 'Yer Yok' Engeline Takıldı: Öğretmenler Mağdur!
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yapılan son düzenlemelerle, öğretmenlerin öğretmenevlerinden daha iyi koşullarda yararlanmaları hedeflenmişti. Özellikle öğretmenevlerinde konaklama ve diğer hizmetlerde öğretmenlere sunulan %50 indirim, eğitim camiasında sevinçle karşılanmıştı. Ancak gelinen noktada, kış aylarında bir nebze yer bulunabilen öğretmenevlerinde, bahar ve yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte öğretmenlerin yer bulma şansı neredeyse sıfıra indi.
Öğretmenevlerindeki bu doluluk oranının temel nedenleri arasında çeşitli faktörler yer alıyor. Özellikle turistik bölgelerde bulunan öğretmenevlerinin tüm rezervasyonlarının yaz sonuna kadar kapatılmış olması bir noktaya kadar anlaşılabilirken, bu durumun ülkenin diğer bölgelerindeki öğretmenevlerinde de yaşanması dikkat çekiyor. Öğretmenlerin, indirimli hizmetten faydalanmak istediklerinde sürekli "yer yok" yanıtıyla karşılaşmaları, büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor.
Öğretmenevlerinin bünyesinde yer alan düğün salonları, bu doluluğun en büyük nedenlerinden biri olarak gösteriliyor. Yaz aylarının düğün sezonu olması sebebiyle, öğretmenevleri bünyesindeki salonlar adeta yaz sonuna kadar kapalı gişe çalışıyor. Düğün organizasyonlarına katılan kişilerin konaklama ihtiyaçları da aynı zamanda öğretmenevleri tarafından karşılandığı için, buralar gerçek sahipleri olan öğretmenlere neredeyse hiç boş yer bırakmıyor. Bu durum, öğretmenevlerinin asıl amacından uzaklaştığı eleştirilerine yol açıyor.
Peki, çocuğunun üniversiteyi kazandığı bir şehre giden, İstanbul veya Ankara gibi büyük şehirlerde hastası bulunan ya da kırk yılın başında bir kez kafa dinlemek için ailesiyle birlikte ülkenin farklı bölgelerine seyahat eden öğretmenlerin durumu ne olacak? Öğretmenler, kendileri için sağlanan bu imkandan yararlanamadıkları için mağduriyet yaşıyorlar.
Eğitim camiasından yükselen tepkilere göre, öğretmenevlerinin derhal ticari faaliyetlerini sonlandırarak bünyesinde sadece öğretmenlere ve Milli Eğitim Bakanlığı personeline hizmet verecek şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde, "Öğretmenevi" adının herhangi bir anlamı kalmadığı belirtiliyor. Bakanlık tarafından öğretmenlere ve Milli Eğitim Bakanlığı personeline öğretmenevi ücretleri ile ilgili yapılan %50'lik indirimler her ne kadar ince düşünülmüş bir uygulama olsa da, yer bulunamadıktan sonra bu indirimlerin hiçbir anlamı kalmıyor. Öğretmenler, kendi meslek gruplarına ait olması gereken bu tesislerden en temel hakları olan konaklama imkanından bile faydalanamadıkları için çözüm bekliyor.
Editörün Yorumu: "İndirim Var, Erişim Yok: Öğretmenevleri Kime Hizmet Ediyor?"
Eğitimcilerin fedakârlıklarla sürdürdüğü meslek hayatları boyunca, küçük ama anlamlı imkanlar moral kaynağı olabiliyor. Öğretmenevleri işte tam da bu noktada, bir nebze huzur, dinlenme ve aidiyet hissi sunabilecek sosyal alanlar. Ancak bu alanların yaz aylarında bir düğün salonu ağırlıklı işletmeye dönüşmesi, öğretmenlerin "kendi evi" olarak görebilecekleri bir mekânı başkalarıyla paylaşmak zorunda kalması, büyük bir tezat yaratıyor.
Bakanlığın %50 indirim gibi iyi niyetli adımları takdire şayan olsa da, bu uygulamaların sahada karşılık bulamaması, sistemsel bir tutarsızlık izlenimi bırakıyor. Bir öğretmenin üç yılda bir zor bela tatil planlayıp, konaklama için yer bulamaması; öğretmenevlerinin ticari işletme mi yoksa sosyal destek mi olduğu sorusunu akla getiriyor. Belki de çözüm, sadece indirim değil, öncelik tanımakla mümkün olur: Kontenjanın yüzde 80’i öğretmenlere ayrılır, kalan yüzdeyle kamuya açık faaliyetler sürdürülebilir.
Öğretmenevleri, ismini taşıdığı meslek grubuna tekrar ait hissettirilmedikçe, bu tartışmalar devam edecek gibi görünüyor.