10840,59%1,05
36,60% 0,09
39,72% 0,19
3522,36% 0,13
5671,28% 1,27
Eğitim-Sen, 15 Şubat 1969 TÖS'ün büyük eğitimci yürüyüşünün yıl dönümünde Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) sendikal haklara yönelik saldırılarına sert tepki gösterdi. Sendika, MEB'in 13 Ocak iş bırakma eylemine katılan eğitim emekçilerine yönelik tehditlerini kınayarak, 'Sendikal haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz!' vurgusu yaptı.
Eğitim-Sen'den MEB'e Sendikal Haklar Uyarısı: 'Geri Adım Atmayacağız!'
Eğitim-Sen, 15 Şubat 1969'daki Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) öncülüğündeki büyük eğitimci yürüyüşünün 56. yıl dönümünde bir araya gelerek, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) son dönemdeki sendikal haklara yönelik saldırılarını kınadı. Sendika, MEB'in 13 Ocak'taki iş bırakma eylemine katılan eğitim emekçilerine yönelik tehdit ve gözdağı içerikli metinler göndermesine tepki göstererek, 'Sendikal haklarımız anayasal güvence altındadır ve geri adım atmayacağız!' açıklamasında bulundu.
Eğitim-Sen, MEB'in bu tutumunun sendikal hak ve özgürlükleri açıkça ihlal ettiğini belirterek, 'Anayasal ve yasal haklarımızı yok sayarak açıkça suç işleyen MEB'i bir kez daha uyarıyoruz,' dedi. Sendika, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve Anayasa'nın 90. maddesi ile sendikal hakların güvence altında olduğunu hatırlatarak, MEB'in iş bırakma eylemini 'öğrencilerin eğitim hakkını engellemek' gibi asılsız bir iddiayla suçlamasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Eğitim-Sen, 13 Ocak'taki iş bırakma eylemini insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli iş ve nitelikli eğitim için gerçekleştirdiklerini belirterek, 'MEB ve siyasi iktidar şunu çok iyi bilmelidir: Sendikal haklarımız, uluslararası sözleşmeler ve anayasa ile güvence altındadır,' ifadelerini kullandı. Sendika, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), ILO'nun 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi gibi uluslararası metinlere atıfta bulunarak, kamu emekçilerinin iş bırakma hakkının olduğunu ve bu hakkı engellemenin hukuksuz olduğunu kaydetti.
Eğitim-Sen, MEB'in sendikal hakları kullanmak isteyen eğitim emekçilerine yönelik tehdit içeren yazılar göndermesinin ve disiplin süreçleri başlatmasının suç teşkil ettiğini belirterek, 'İş bırakma eylemlerine katılan eğitim emekçilerinin cezalandırılması veya hukuki yaptırım tehdidiyle sendikal faaliyetlerden caydırılmaya çalışılması, sendikal hak ve özgürlüklere açıkça müdahale anlamına gelmektedir,' dedi.
Sendika, düşük ücretler, güvencesiz çalıştırma politikaları, eğitimdeki dincileştirme ve piyasalaştırma uygulamalarına karşı mücadele ederken MEB'in bu sorunları çözmek yerine kendilerini tehdit etmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Eğitim-Sen, öğrencilerin eğitim hakkını engelleyenin eğitim emekçileri değil, bizzat MEB'in kendisi olduğunu belirterek, 'Öğrencileri MESEM uygulamalarıyla ucuz iş gücü haline getirenler, devlet okullarına kaynak ayırmayıp eğitim yerine özel okulları teşvik edenler, öğretmen açığını kapatmak yerine düşük ücretli, güvencesiz ücretli öğretmen istihdamını sürdürenler, tasarruf adı altında okulları temizlik personelinden yoksun bırakanlar, mülakatla öğretmen alarak liyakati yok edenler 'asıl eğitim öğretim hakkını engelleme' suçunu işlemektedir,' ifadelerini kullandı.
Eğitim-Sen, yüz yılı aşkın bir süredir devam eden sendikal haklarını savunma mücadelesinin aynı zamanda demokratik hakların korunması mücadelesi olduğunu belirterek, MEB'in baskıcı politikalarına karşı mücadele ve dayanışmayı güçlendireceklerini ve sendikal hak ve özgürlüklerini savunmaya devam edeceklerini vurguladı. Sendika, günümüzde sadece eğitim emekçilerinin değil, işçi direnişlerinin de baskılarla karşı karşıya kaldığını hatırlatarak, emekçilerin hak mücadelesini sindirme çabalarının tüm çalışma alanlarında örgütlenmeyi ve dayanışmayı hedef aldığını kaydetti.
Eğitim-Sen, 'Tarih bize göstermektedir ki baskılar karşısında geri adım atmayan, örgütlü mücadeleyi büyüten emekçiler eninde sonunda kazanacaktır,' diyerek, hiçbir tehdidin kendilerini geçmişte bedeller ödeyerek kazandıkları sendikal haklardan vazgeçiremeyeceğini ve mücadelelerine kararlılıkla devam edeceklerini vurguladı. Sendika, 'Dün TÖS'lüler olarak nasıl haklarımız için yürüdüysek, bugün de her türlü baskıya, sömürüye, gericiliğe ve piyasalaştırmaya karşı dayanışmamızı büyütmekten ve mücadeleden geri durmayacağız. Çünkü bizler biliyoruz ki örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez!' ifadeleriyle kararlılığını dile getirdi.