14144,23%-0,40
42,71% 0,05
50,20% 0,01
5955,70% 0,79
9603,36% 0,88
Eğitim-İş, MEB’in çoklu yabancı dil programının alt yapısız, plansız ve öğretmen emeğini yok sayan bir uygulama olduğunu belirterek, “84 ders saatidir kitap bile yok” ifadeleriyle tepki gösterdi. Sendika, eğitimde fırsat eşitliğini zedeleyen bu modelin derhal gözden geçirilmesini istedi.
Eğitim-İş Sendikası, Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) liselerden sonra ortaokullara taşıdığı “çoklu yabancı dil eğitim programının” plansızlık ve altyapı eksikliği nedeniyle daha altıncı haftada çöküş sinyalleri verdiğini açıkladı. Yapılan açıklamada, bu okullardaki öğrencilerin tam 84 ders saatini tek bir kitap bile görmeden geçirdiği belirtildi. MEB, bir yandan farklı kaynak kullanımını yasaklarken, diğer yandan hazırlaması gereken ders materyallerini okullara ulaştıramadı. Eğitim-İş, bu uygulamanın Öğretim Birliği Yasasına aykırı olduğunu ve modelin derhal gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Eğitim-İş’ten MEB’e Sert Tepki: “Çoklu Yabancı Dil Programı Eğitimde Eşitsizliği Derinleştiriyor”
Eğitim-İş Sendikası, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortaokullarda hayata geçirdiği “çoklu yabancı dil programı” uygulamasına sert tepki gösterdi. Sendika, bu uygulamanın eğitimdeki fırsat eşitliğini zedelediğini, öğretim birliği ilkesine aykırı olduğunu ve öğrencilerin temel eğitim hakkını riske attığını vurguladı.
Yapılan açıklamada, MEB’in liselerde başlattığı “nitelikli-niteliksiz okul ayrımını” şimdi ortaokul düzeyine taşıdığı ifade edilerek, “Eğitimde birliği ve eşitliği bozacak bu tür uygulamaları kabul etmiyoruz. Bu model, eğitimi adeta sınıfsal bir ayrıma dönüştürüyor.” denildi.
Eğitim-İş’in açıklamasında, Haziran 2025’te yapılan uyarılara rağmen MEB’in plansız bir şekilde ilerlediği belirtilerek şu ifadeler yer aldı:
“İlkokuldan itibaren zorunlu temel eğitimde farklı programların uygulanması, farklı okul türlerinin açılması kabul edilemez. Millî Eğitim Bakanlığı, ‘çoklu yabancı dil programı’ ile bir kez daha Öğretim Birliği Yasası’nı ihlal etmiş ve tüm çocukların çağdaş, laik, bilimsel ve eşit eğitim alma hakkını yok saymıştır.”
Sendika, bu uygulamanın eğitimde ayrışmayı derinleştirdiğini, öğrenciler arasında sosyoekonomik farklara dayalı yeni bir eşitsizlik oluşturduğunu vurguladı.
Açıklamada, “çoklu yabancı dil programı”nın uygulanmaya başlandığı okullarda büyük bir kaynak eksikliği yaşandığı da dile getirildi.
“Bu program kapsamındaki öğrencilerimiz, tam 84 ders saatini tek bir ders kitabı olmadan geçirdi. MEB tarafından yayımlanan genelgeyle öğretmenlerin farklı kaynak kitap kullanması yasaklandı. Ancak bizzat MEB’in hazırlayıp dağıtması gereken kitaplar hâlâ ulaştırılmadı.”
Eğitim-İş, öğretmenlerin haftalardır fotokopilerle, el yazılarıyla ve kendi imkanlarıyla dersleri yürüttüğünü belirterek, “Bu tablo ne çağdaş eğitim anlayışıyla ne de pedagojik planlamayla bağdaşmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Velilerden de yoğun tepki geldiğini belirten Eğitim-İş, “Bir kitap bile dağıtılamayacaksa, çocuklarımızı neden bu programa yönlendiriyoruz?” diyen ailelerin sesine kulak verilmesi gerektiğini ifade etti.
Açıklamaya göre, bu okullarda haftalık yabancı dil ders saatleri İngilizce 14, Almanca 2 saat olarak belirlenmiş olmasına rağmen, altı haftadır temel ders materyalleri sağlanamadı.
Eğitim-İş, çoklu yabancı dil uygulamasının ani bir kararla yaz tatilinde duyurulduğunu, okulların yeterli öğretmen bulmakta zorlandığını ve boşlukların ücretli öğretmenlerle kapatılmaya çalışıldığını belirtti.
“Ortada yeterli öğretmen yok, ders materyali yok, planlama yok. Bu koşullar altında sürdürülen bir program ne öğrenciye katkı sağlar ne de eğitime kalite getirir. Hem öğrenciler mağdur edilmiştir hem de öğretmenler bir kez daha güvencesiz çalışmaya zorlanmıştır.”
Sendika, okulların yeni sisteme geçerken hazırlık sürecinin göz ardı edildiğini, bazı okulların tamamen “çoklu yabancı dil” programına dönüştürüldüğünü ve mevcut sınıf düzeninin bozulduğunu da vurguladı.
Eğitim-İş açıklamasında şu ifadelerle son bir uyarıda bulundu:
“Plansız, liyakatsiz, altyapısız ve öğretmen emeğini hiçe sayan bu model derhal gözden geçirilmelidir. Öğrencilerimizin geleceği, deneme yanılma yöntemiyle şekillendirilemez. Eğitim bir deneme tahtası değildir; her yanlış adım, bir çocuğun geleceğini karartır.”
Sendika, Milli Eğitim Bakanlığı’nı acil eylem planı hazırlamaya, öğretmen ve öğrenci mağduriyetini gidermeye çağırdı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.