Fenerbahçe formasını tekrar giyecek olmanın mutluluğunu yaşadığını söyleyen Gökhan Gönül, "Her zaman çok heyecanlıydım. Yeniden doğmuş gibi hissediyorum, futbola yeniden başlamış gibiyim. Bir çok mazide yaşamışlıklarım var. O heyecanı yaşıyorum. Tekrar bu kulüp adına bir şeyler yapmak için sabırsızlanıyorum" dedi.
Süper Lig'de 2020-2021 sezonu hazırlıklarına Düzce Topuk Yaylası Tesisleri'nde devam eden Fenerbahçe'de yeni transferlerden Gökhan Gönül, basın mensuplarıyla bir araya geldi. Öncelikle yeniden sarı-lacivertli formayı giyecek olmaktan dolayı duyduğu heyecanı dile getiren Gönül, "Güzel bir havamız var kampta. Bir çok yeni transfer var. Her şey olumlu gidiyor şu an. Takımın üzerinde pozitif hava var. Hemen hemen günü çift antrenmanla bitiriyoruz. Yeni hocayla, yeni oyuncularla, geçmiş dönem devam eden oyuncularla inşallah bu sezon güzel bir başlangıç yapma hedefindeyiz" diye konuştu.

"O DÖNEMDE KOL KIRILDI YEN İİNDE KALDI"
Fenerbahçe'den ayrılış süreciyle alakalı da konuşan Gökhan Gönül, "Aslında Fenerbahçe TV'ye açıklama yapmıştım. Şu an bu merak ettiğiniz konularının yerinin bu olmadığını düşündük. Bunları şimdi değil de daha sonra bir programda merak edilen konular çokta derinlere girmeden konuşulabilir. En azından bugün takım üzerindeki bu pozitif havayı bozmama adına. Herkesin üzerinde pozitif bir hava var. Zamanı geldiğinde belki bir programda merak edilen bir çok şey olduğunu biliyorum, onları konuşuruz. Yaşadığım tabii ki bir çok şey oldu ama hiçbir zaman ne Fenerbahçe aleyhine bir konuşmam oldu ne de demecim oldu. O dönemde Fenerbahçe adına internet sitesinden bir açıklama yapılmıştı. Tek aklımda kalan bir kelime vardı; 'kol kırılır yen içinde kalır'. O dönemde kol kırıldı ve yen içinde kalmaya devam etmeli" ifadelerini kullandı.

"YENİDEN DOĞMUŞ, FUTBOLA YENİDEN BAŞLAMIŞ GİBİYİM"
Fenerbahçe'ye döndüğü için mutluluk duyduğunu sözlerine ekleyen Gönül, "Her zaman çok heyecanlıydım. Yeniden doğmuş gibi hissediyorum, futbola yeniden başlamış gibiyim. Bir çok mazide yaşamışlıklarım var. O heyecanı yaşıyorum. Tekrar bu kulüp adına bir şeyler yapmak için sabırsızlanıyorum. Sabırsızlıkla bekliyorum aslında. Bir an önce bu forma, arma altında ter dökmeyi istiyorum. Yaş ortalamasını birçok insan eleştirebilir ama genç kardeşlerim beni yanlış anlamasın. 24 yaşında bir oyuncu sahada oynayınca yaş ortalaması düşükse 4 puan vermiyorlar kazanınca. Önemli olan yaş değil, sahadaki performans. Yaş 35-40 fark etmiyor, Emre Belözoğlu gerçeği var. Acaba 1 sene daha devam edebilir miydi diye konuştuğumuz gerçek. Önemli olan takımın sahada verdiği mücadele. Yaşı kaç olursa olsun son dakikaya kadar mücadele edebiliyorsa yaşın önemi yok" şeklinde konuştu.

"FENERBAHE'NİN SADECE DÜŞÜNÜYORUM DEMESİ YETTİ"
Transfer sürecinde neler yaşandığına da kısaca değinen Gökhan Gönül, "O dönem ayrılırken oluşturulan algı ve dönerkenki algılar oldu; 'paraya dönüyor' diye. Benim amacım hiçbir zaman para olmadı. Hep aileme, sevdiğim, inandığım değerlere sahip olduğumu düşündüm hep. Ben geri dönerken bile kontratımın ne olduğunu bilmiyorum. Emre ağabey, Beşiktaş - Fenerbahçe maçından sonra menajerimle; 'düşünüyor musunuz' diye iletişime geçti. Düşünüyoruz diye söylenince benim için olay bitmişti. Buradan Beşiktaş camiasına da bir şey söylemek istiyorum. ok sağ olsunlar, maddi ve manevi birçok şeyi yaptılar kalmam için. Ayrıldığım dönemde de Beşiktaş taraftarı da ailenin bir parçası olarak beni gördüler, onlara teşekkür ediyorum. Ben de Beşiktaş forması için o dönemde son maçın son saniyesine kadar her şeyimi verdim. Buraya tekrar geri döndüm, çok mutluyum. Burada etken Emre ağabey. Sadece bana; 'düşünüyor musun' demesi benim için yetmişti" dedi.

"SAHA DIŞI OK ETKENLER VAR"
Takım içinde havanın nasıl olduğunun sorulması üzerine ise tecrübeli futbolcu, şunları söyledi:
"Takım içinde bir değişiklik yok, aile ortamı devam ediyor. Ama hepinizin de bildiği gibi sadece Fenerbahçe saha içinde kendisiyle yarışmıyor. Bir çok sorun var saha dışında. Bence saha dışını halledebilirsek çözeriz. Basın algı konusunda çok etkili bunu en azından biliyoruz. Siz bu gelen top yekün insanlara sizde dik durup buranın zarar görmemesi açısından hareket edip bizde futbolcular olarak sahada her şeyi yaptığımızda bir çok sorunu çözebiliriz. 2 sene dışarıdan izledim ve saha dışı çok etken var muhtemelen devam edecek."

"BURADA HER OYUNCU TAKIMIN BİR PARASI OLUYOR"
Takıma katılan yeni transferler ve Teknik Direktör Erol Bulut hakkında da görüşlerini aktaran Gönül, "Yeni gelen oyuncular var. Buraya yeni gelen oyuncular bu ligi bilen oyuncular. Bu benim açımdan bir artı. Sahada bazen sert davranıyoruz, bazen argo konuşup kavga edebiliyoruz ama her zaman dostuz. Arkadaş, kardeş havası var şu anda. Bu da çok olumlu bana göre. Bu Fenerbahçe'nin genlerinde var. Buraya hangi oyuncu gelirse gelsin buranın parçası olması normal. Burada herkesin biraz da tecrübeli olması birçok kişiye yarıyor. Nerelere gelebiliriz, neler yapabiliriz diye konuşuyoruz. Hocanın verdiklerini antrenmanda üstüne koyarak çalışıyoruz" ifadelerine yer verdi.

"TARAFTARIN TEPKİ KOYMALARINI NORMAL KARŞILIYORUM"
Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra siyah-beyazlı forma altında Kadıköy'de sarı-lacivertlilere karşı oynadıkları maçta taraftarın kendisine gösterdiği tepkiler hakkında konuşan başarılı oyuncu, "İnsanlar bazen çocuğuna da kızabiliyor, tepki verip aşırıya kaçabiliyor. Bu kadar sevdiğiniz bir insana dışarıdan oluşturulan algı, onlara ufacık bir sebep yetiyordu bana kırılmaları için. Bir çok insan söylüyor; 'nasıl geri dönüyorsun' diye. Tepki koymalarını normal karşılıyorum. Ben hata yapmadım ama taraftar, bu kadar sevilen bir insanın gidiyor olmasından dolayı eline verilecek en ufak sebebe inanmalarını sağladı. Ben o yüzden taraftardan hata yaptığım için değil, çünkü yapmadım ama benim adım geçerek onların üzülmesine sebep olduğum için hepsinden özür diliyorum. Beşiktaş'ta oynarken en ufak rencide edecek bir hareketim olmadı. 10 sene top oynamışım burada ve onlar benim ne şartlar altında ter döktüğümü, kan döktüğümü biliyor. Belki şimdi rakip takımda oynadım diye tepki koyanlar olmuştur. Hala oluşturulan algıya inanıyor olabilen insanlar da olabilir. Onlardan tek ricam; bu sene bizim için çok önemli, tarihimiz için çok önemli. Bana kızgınlıkları, kırgınlıkları devam edebilir ben ne kadar sebeplerini anlatsam da ama bence rafa kaldırmalı. Bizim üzerimizden takıma zarar gelmesini istemem. Rafa kaldırsınlar sezon bittiğinde tekrar raftan indirebilirler. Bu formayı giydikten sonra hepimiz savacağız. 9 senenin hatrı varsa bunu rafa kaldırsınlar" diye konuştu.

"BU FORMAYI GİYMEM BİLE BANA YETİYOR"
İstanbulspor maçında kaptan olması ile alakalı da Gökhan Gönül, şunları aktardı:
"Kaptanlık değil bu formayı giymem bile bana yetiyor. Kaptan ben olayım, başkası olsun ama tabii ki ayrı bir onur olabilir. Tekrar bu formayı giyiyor olabilmek çok sevindirici. Kelimelerle anlatmam bunları, imkansız."

"EROL HOCA ANTRENMANLARDA TAKIMI GEBERTİYOR"
Erol Bulut'un antrenman performansını da değerlendiren sarı-lacivertli futbolcu, "Birçok hocayla çalıştım, hepsinin kendine özgü taktiği, tekniği, antrenman metodu var. Erol hoca da sağ olsun tabiri caizse antrenmanlarda takımı gebertiyor. İnşallah bu antrenman temposuyla sapasağlam maçlara çıkıp güçlü bir şekilde döneceğiz. Hocanın verdiği çok güçlü bir oyuncu grubu olacak sahada" dedi.

"NORMAL FENERBAHELİ YOK, HERKES HASTA FENERLİ"
Eşinin Fenerbahçe tutkusunu da anlatan Gökhan, cümlelerini şöyle sürdürdü:
"Eşim Fenerbahçeli, aşırı derecede. Normal fenerli yok, herkes hasta fenerli. Ama Beşiktaş maçlarına da geldiği çok oldu. Dün yine su akar yolunu bulur diye bir şey demiş. Beşiktaş camiasında taraftarlar yanlış anlamasın. Hiçbir zaman benim formasını, armasını taşıdığım camialara karşı onların boyunu öne eğecek yanlışım olmadı. Eşim orada biraz daha duygusal davranıyor ama bu sadece Beşiktaş taraftarına söylemiş olduğu bir şey değil. Böyle bir algı oluşmasın kafalarda. Beşiktaş formasıyla 4 sene futbol oynadım şimdi Fenerbahçe'deyim. Tabii gol atarsam bana yakışan neyse onu yaparım. Gol değil goller atarım inşallah Beşiktaş'a ama onların ekmeğini yedim, zor dönemlerde bana sahip çıktılar."
(Ozan Buğra Koşar - Ali Yıldız/İHA)