Eğitim

Singapur'un eğitim başarısının sırrı çözüldü

Abone Ol

Eğitim ve Öğretimde dünya 1.si olan Singapur'un başarısının sırrı belli oldu.

Öğrencilerin uluslararası ölçekte fen, matematik ve okuma becerilerini ölçen en önemli sınavlardan PISA'da Singapur birinci olmakla kalmadı, Singapurlu her dört öğrenciden biri üst seviyede performans gösterdi.

Singapur'un bunu nasıl başardığı belli oldu. Eğitim Uzmanı Derya Şahin İpek Singapur'un büyük başarısının sırrını açıkladı.

Singapur eğitimde nasıl başarılı oldu? Öğrencilerin uluslararası ölçekte fen, matematik ve okuma becerilerini ölçen en önemli sınavlardan biri olan PISA 2015 sonuçlarına göre, Singapur en başarılı ülke. Japonya, Estonya, Kanada ve Finlandiya da diğer başarılı ülkeler. Türkiye ise, 70 ülke içinde fende 52'inci, matematikte 49'uncu, okumada 50'inci. PISA sınavında Singapur birinci olmakla kalmadı, Singapurlu her dört öğrenciden biri üst seviyede performans gösterdi.

Singapur’un ve diğer başarılı ülkelerin bu sonuç için ne yaptığını, Türk Eğitim Derneği'nin düşünce kuruluşu olan TEDMEM'in eğitim uzmanı Derya Şahin İpek ile konuştuk. İpek'in verdiği bilgiye göre, başarılı ülkelerde her şeyden önce, öğretmen niteliği çok yüksek; öğretmen yetiştiren kurumlara yalnızca en başarılı öğrenciler alınıyor, öğretmenler öğrenim programının oluşmasına doğrudan katkı sağlıyor ve kendilerini sürekli geliştiriyor. Başarılı ülkelerin diğer sırrı da araştırma temelli öğretim yöntemleri kullanılmaları ve okul öncesi eğitime katılımın yüksek olması.

“Singapur’da öğretmen okullarına en başarılı öğrenciler alınıyor” PISA’da başarılı olan ülkelerin temel ortak özelliği öğretmen niteliğinin çok yüksek olması. PISA’da en başarılı ülke olan Singapur’da nasıl öğretmen yetiştiriliyor?rnÖğretmen yetiştiren kurumlara nasıl öğrenci seçildiğinden başlamak gerekiyor. Singapur’da bu kurumlara ilk üçte birlik dilimde yer alan öğrenciler alınıyor. Bu öğrencilere, lisans eğitimleri süresince yoğun bir pedagojik bilgi ve uygulamaya dönük dersler veriliyor. Singapur’un tanımladığı bir öğretmen modeli var; yansıtıcı-uygulayıcı öğretmen.

Nedir yansıtıcı-uygulayıcı öğretmen? Bilgisini uygulamaya yansıtabilen öğretmen... Bir şeyleri bilmekle, düşünmekle yetinmeyip, bunu yansıtan öğretmen. Singapur’da öğretmenler uzun bir kariyer yolu tasarlayarak gelişimlerini sürdürüyorlar. Sürekli öğrenmek, sürekli gelişmek üzerine bir sistem inşa edilmiş durumda. Yoğun meslektaş işbirliği, gelişim seminerlerine katılım sözkonusu. Bu seminerler, öğretmen yetiştirme sisteminin bir parçası. Öğretmenler katılırsa katılır, katılmazsa katılmaz biçiminde keyfi bir sistem değil. Öğretmenlik kariyerinin olmazsa olmaz basamaklarından birisi, öğretmenlerin kendilerini yetiştirmeleri için diğer öğrretmenlerle kurdukları işbirliği ağları.. Öğretmen yetiştirme programları, ayrıca yoğun bir biçimde uygulamaya da yönelik. Bu da pratiğe yönelik derslerin lisans sürecine yayılması demek.

“Singapur’da öğretmen yetiştirme sisteminde staj çok önemli” Nasıl? Birinci sınıftan itibaren pratiğe yönelik dersleri var. Öğretmen adayları ilk iki yılı derse girmeyerek, ama okulu gözlemleyerek, öğretmene yardım ederek tamamlıyor. Üçüncü sınıfta derse girmeye başlıyorlar. Dördüncü sınıfta da öyle. Türkiye’deki gibi dördüncü sınıfta değil, bütün lisans programlarında bütün sınıf katagorilerinde staj var. Ama Singapur’da birinci sınıftan itibaren öğretmen adayı sınıfın havasını soluyor. Sınıf ne demek, sınıf nasıl kontrol edilir bunları öğrenmiş olarak mezun oluyor. Bizim öğretmen adaylarımızın çoğu 8 kredilik staj uygulaması alırken, Singapur’daki öğretmen adayları 21 krediyle mezun oluyorlar. Neredeyse üç katı. Mesela Finlandiya’da öğretmen adaylarının mezun olması için toplamda 300 kredilik ders alması gerek. Finlandiya’da staj uygulaması 20 kredi.

Estonya örneğini de es geçmemek lazım. Singapur, PISA’da zaten öndeydi ama Estonya fark ettirmeden çok fazla reform yaparak hızlı bir ilerleme kaydetti. Onlar da Singapur gibi öğretmenlerine çok fazla özerklik verdi. Bunu reformlarla pekiştirdi. Öğretmenlerin durumunu değerlendiren TALİS 2013 araştırmasında (Türkiye bu araştırmada yoktu) Singapur ve Estonya’nın öğretmen profesyonelliğinde ilk üç sırada yer aldıklarını görüyoruz. Singapur ve Estonya’nın PISA’da ilk dörtte yer alması, öğretmen profesyonelliğinde de ilk üçte yer almasıyla ilişkili.

“Öğretmenlerin öğretim programının yaratıcısı” Öğretmen özerkliği ne demek? Öğretmenlerin yetki sahibi olması... Türkiye’de merkeziyetçi bir sistemden söz ediyoruz. Öğretmenlerin sınıf içindeki uygulamalarda materyal geliştirmesi öğretim programına müdahale etmesi, geliştirmesi... Oysa Türkiye’de öğretmen hazır bir öğretim programının uygulayıcısı gibi görülüyor. Hâlbuki yüksek performans gösteren ülkelerde öğretmenler, öğretim programlarının aynı zamanda yaratıcısı. Mesela Estonya ve Finlandiya öğretim programlarının geliştirilmesiyle ilgili öğretmenlere aktif rol veriyor. Ulusal bir program çerçevesi elbette var. Ancak öğretmenler toplanıp, kendi aralarında tartışıp öğretim içeriğini belirliyor. Nasıl öğretim uygulayacaklarını belirliyor. Ama, Türkiye’de bu hazır olarak verildiği için öğretmen öğretim programını özümseyemiyor. İnisiyatif kullanması zor oluyor. İnisiyatif kullanmak belli bir beceri gerektirdiği için hem yeterlilik hem özerklik verilmeli. Özerklik yeterlilik olmadan uygun bir çözüm değil. O yüzden öğretmenin yetki alanı geliştirilmeli ama bu yetkiyi kullanabilecek nitelikte öğretmen yetiştirilmesi çok önemli.

{ "vars": { "account": "G-KW05LWMTBL" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }