Eğitim

MEB'in öğretmenlere ödev verdiği kitaplar

Abone Ol

MEB öğretmenlere 30 kitabı okumasını tavsiye etti. işte bu kitaplar galerinin devamında

MİLLİ Eğitim Bakanlığı (MEB) hazırladığı plana göre, öğretmenlere eğitim süreçleri boyunca 30 film izlemeleri ve 30 kitap okumalarını önerdi.

MİLLİ Eğitim Bakanlığı (MEB) hazırladığı plana göre, öğretmenlere eğitim süreçleri boyunca 30 film izlemeleri ve 30 kitap okumalarını önerdi. Adaylığı kaldırılan özel okul öğretmenleri de programı uygulayacak. 300 saat okula uyum eğitimi alacak öğretmenler, bu sürenin 42 saatini okul içi, 90 saatini okul dışı, 168 saatini de diğer hizmetiçi eğitim faaliyetlerine ayıracak

. Böylece öğretmenlerin mesleki gelişimin ve eğitim tecrübelerinin paylaşılmasının önemini fark etmesi ve sosyal sorumluluk projeleri ile gönüllülük esaslı faaliyetlerin farkında olması sağlanacak. Film ve kitapların öğretmenin gelişimini sağlaması ve öğrencilerle etkili iletişim kurmasını sağlaması hedefleniyor.

Filmler arasında 3 Idiots, AmericanTeacher, Asyanın Kandilleri (Belgesel), Batıya Doğru Akan Nehir (Belgesel), Billy Elliot, Birinci Sınıf/The First Grader, Can Dostum/ Good Will Hunting, Canım Öğretmenim/Monsieur Lazhar, Hababam Sınıfı, Kara Tahta, Sınıf, Süpermen'i İzlerken, İki Dil Bir Bavul, İmparatorlar Kulübü, Kara (Black), Koro/Les Choristes, Kör Nokta, Olmak ve Sahip Olma, Ölü Ozanlar Derneği gibi filmler yer aldı.

OKULSUZ TOPLUM DA OKUNACAK Okunacak kitaplar arasında Bir Bilim Adamının Romanı, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Meşhurların Okul Anıları, Meraklı Zihinler: Bir Çocuk Nasıl Bir Bilim İnsanı Olur?, Ezilenlerin Pedagojisi, Başarısızlığın Olmadığı Okul, Mahrem Macera, Cahil Hoca ve Türkiye'nin Maarif Davası, Bitmeyen Gece, Sofie'nin Dünyası, Başarısızlığın Olmadığı Okul, Duygusal Zeka, Sosyal Bilimleri Açın: Sosyal Bilimlerin Yeniden Yapılanması Üzerine Rapor, Acımak, Çocuklar Neden Başarısız Olur?, Okulsuz Toplum, Doğu ve Batı Arasında İslam gibi birçok eser bulunuyor.

DEĞERLENDİRME FORMU Öğretmenler okudukları kitapları ve izledikleri filmleri bir forma dolduracak. Formda filmin adı, filmin gösterim yılı, süresi ve ülke ve izlenilen filmin kişisel ve mesleki gelişimine nasıl bir katkıda bulunduğunu tartışarak anlatacak. Ayrıca bu öğretmenler, yaptıkları mülki idare, sivil toplum kuruluşu, müze ve emekli öğretmenle buluşma gibi ziyaretleri de forma dolduracak. Bu ziyaretlerin kişisel ve mesleki gelişimine nasıl bir katkıda bulunduğunu da açıklayacak.

NE ANLATIYORLAR? Bir Bilim Adamının Romanı: Oğuz Atay'ın İTÜ İnşaat Fakültesi'nden hocası olan Prof. Dr. Mustafa İnan'ın yaşam öyküsünü anlattığı romanıdır.

İki Dil Bir Bavul: Şanlıurfa'nın Siverek İlçesi'ne bağlı Demirci Köyü'ndeki ilkokula atanan bir öğretmenin orada Türkçe bilmeyen Kürt öğrencileriyle geçirdiği bir yılını anlatıyor. 3 Idiots: Film Hindistan'ın en iyi mühendislik okulundaki üç arkadaşın dostluklarını anlatırken eğitim sistemini eleştiriyor.

Başarısızlığın Olmadığı Okul: Okullarda ilgi, bağıntı ve düşünme gerçeğini oluşturmaya yönelik öneriler sunuyor.

İmparatorlar Kulübü: Hayatını yalnızca öğrencileri üzerine kuran, kendi hayatını ikinci plana iten hem klasik hem de idealist bir öğretmen olan bunu çok iyi harmanlayan William Hundert'ın hayal kırıklığı, zafer ve gurur dolu hikayesini anlatıyor.rnmemurlar.net

Hababam Sınıfı Rıfat Ilgaz'ın en önemli eserlerinden biridir. Günümüze kadar Türkiye'de yazılmış en iyi mizah kitaplarındandır. Bir süre sonra tiyatroya ve sinemaya da uyarlanmış, İnek Şabanıyla Güdük Necmisiyle Tulum Hayrisiyle Türk Sinemasında bir efsane olmuştur. Günümüzde yeni karakterlerle de üç film çekilmiştir.rn2006 Kasım ayında Çınar Yayınları tarafından Hababam Sınıfı kitabının ilk basımının 50. yıldönümü için özel baskısı 2000 adet yayımlanmıştır.

Asyanın Kandilleri Özbeklere göre evrendeki iki büyük yoldan biri olan İpek Yolu üzerinde sekizinci yüzyıldan başlayarak görkemli kentler yükseliyor birbiri ardına.. Kütüphaneler, medreseler, rasathaneler, şifahaneler ve ulu mabedler.. Sultanlar ve varlıklı insanlar kitap toplamak için uzun yolculuklara çıkıyorlar. Fethedilen ülkelerden cizye yerine kitap istiyor halifeler. Çarşılarda dini-felsefi- bilimsel tartışmalar yapılıyor. Bağdat ve Şam'ın görkemli rasathanelerinde ise astronomi çalışmaları... Öyle bir meşaledir ki yanmaya başlayan, her meraklı zihin bu ateşten kendine düşen payı alır. Ve her büyük deha, bu ateşe kendi korunu bırakır. Asya'nın Kandilleri, hem uygarlık ateşine kendi 'kor'unu bırakan büyük üstadların hikâyesini anlatıyor, hem de bizim hikâyemizi.

Can Dostum (İngilizce özgün adıyla Good Will Hunting), senaryosunu Matt Damon ve Ben Affleck'in yazdığı, başrollerinde Robin Williams ile birlikte oynadıkları Oscar ödüllü filmdir. Matt Damon ve Ben Affleck Film ile En iyi Senaryo ödülüne layık görülmüştür. Bu film ile kendilerini kanıtlamış, Hollywood Sinema dünyasında saygın bir konuma ulaşmışlardır. Film ile aldıkları ödül onlara sinema dünyasının kapılarını sonuna kadar açmış, birçok dev yapıtta kendi performanslarını sergileme şansı yakalamışlardır. Aradan gecen uzun zamana rağmen film kendini unutturmamış, izleyinin hafızasında kendine yer edinmiştir. Elbetteki filmde Robin Williams'ın sergilediği performans göz ardı edilemez, zaten sergilediği performans ile En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu seçilip Oscar kazanmıştır.

İki Dil Bir Bavul, 2008 yapımı film. Orhan Eskiköy ve Özgür Doğan'ın yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlendiği film, bir Türk öğretmenin, Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine bağlı Demirci köyündeki ilkokula atanmasını ve orada Türkçe bilmeyen Kürt öğrencileriyle geçirdiği bir yılını anlatır. 23 Ekim 2009 tarihinde vizyona girmiştir. Orijinal adı Okul Yolunda olan filmin adı daha sonradan İki Dil Bir Bavul olarak değiştirildi[3] ve filmin adında geçen bavul metaforu, bizzat sınıfın kendisi, köyün kendisi, bölgenin kendisi, ülkenin kendisidir.[4] İki Dil Bir Bavul'un dili Kürtçe ve Türkçedir. Filmin dünya prömiyeri 25 Kasım 2008 tarihinde 21. Amsterdam Uluslararası Belgesel Film Festivali'nde yapılırken Türkiye'de ilk kez İstanbul Film Festivali'nde gösterildi ve galası ise 21 Ekim 2009 tarihinde Atlas Sineması'nda yapıldı. Adana Altın Koza Film Festivali'nde En İyi Film ve Büyük Jüri Özel Ödülü, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi İlk Film Ödülü ve Abu Dabi Uluslararası Ortadoğu Film Festivali'nde En İyi Ortadoğu Belgeseli ödülü dahil olmak üzere birçok festivalde çeşitli dallarda ödül kazandı. Gösterime girdikten sonra ilk üç gün içinde 88.642,50 TL'lik bir hasılat elde eden İki Dil Bir Bavul, eleştirmenler tarafından olumlu tepkiler aldı ve filmin biçimi hakkında çeşitli görüşler ortaya sunuldu. Filmin, DVD ve VCD'si Kanal D Home Video tarafından piyasaya sürüldü.

Montreal'de Cezayirli bir göçmen olan Bachir Lazhar, çok sevilen ve sınıfta gerçekleştirdiği intihar sonucu ölen bir ilkokul öğretmeninin yerine geçmek üzere çarçabuk işe alınmıştır. Yavaş yavaş , okulu ve öğrencilerini tanımaya başlar ve onları tanıdıkça onlara bağlanır. İlk günden ortaya çıkan aralarındaki kültürel boşluk bile bir yerden sonra göze batmaz hale gelir. Sınıf yavaş bir iyileşme süreci geçirirken kimse Bachir'in acılı geçmişinden hiç kimse şüphe etmemektedir. Fakat bu geçmiş öylesine rahatsız edicidir ki eğer öğrenilirse sonuçları Bachir'in ülkeden atılmasına kadar gidebilir. Yönetmen Philippe Falardeau, baş rollerde ise Mohamed Fellag, Sophie Nélisse ve Émilien Néron var.

Benzer insanların, yüzeysel bilgilerin geçerli olduğu çağımızda, 3000 yıllık geçmişinin hesabını yapamayan insan günübirlik yaşayan insandır diyen Goethe'nin günübirlik insanlarından olmama yolunda ciddi bir adım. 15. yaşgününü kutlamaya hazırlanan Sofi, bir gün posta kutusunda Kimsin yazılı bir not bulur. Bu sorudan hareketle, bütün bir felsefe tarihinde sorulmuş soruları ve cevapları, sürükleyici bir roman kurgusu içinde anlatan Jostein Gaarder, Umberto Eco'nun Gülün Adında Ortaçağ teolojisini romanlaştırma gücünü bu kitabında felsefede gösteriyor. Gaarder (1952) özellikle gençliğe yönelik kitaplarıyla tanınan Norveçli bir felsefe öğretmeni. Sofi'nin Dünyası yayınlandığı 1991 yılından bu yana aralarında Korece, Rusça, Japonca, Arapça gibi diller de olmak üzere kırka yakın dile çevrilmiş ve yayınlandığı her ülkede en çok satan kitap olma başarısını elde etmiştir.

Bitmeyen Gece kitabının özetirnBizim okulda kitap yarışması var.Ve bende bu yarışmaya katıldım yarışma kitaplarımızdan birisi de BİTMEYEN GECE.Arzu Öğretmen yani bizim öğretmenimiz önce özetini okuyun diye özetini verdi.Bende ihatiyacı olan biri varsa diye Bitemyen Gece'nin özetini bulup koydum.Beğenirseniz lütfen yorum yazın.Çok uğraştım bulmak için!! BİTMEYEN GECE KONUSU: Yazar, İstanbul Hukuk Fakültesinde öğrenci iken, gözleri kör olur. Uzun bir süre, gözlerinin yeniden açılacağı ve göreceği ümidi ile yurt içinde ve yurt dışında tedavi peşinde ko­şar. Ancak, gözlerinin bir daha açılmayacağı kesindir. Bu fiziksel durumu, psikolojik olarak da kabullenen yazarımız, o günden İtibaren yaşamını, kendisi gibi görme özürlülerin eğitilmeleri için ne gerekiyorsa yapmaya adar. Bu konuda bir hayli de başarılı olur.

Dr. Daniel Goleman, psikoloji alanında çığır açan bu kitabında, EQnun IQdan daha önemli olduğunu kanıtlıyor. Duygusal zekayı, özbilinç, azim, dürtülerini frenleme, başkalarının duygularını paylaşabilme gibi özellikleri içeren bir zeka olarak tanımlıyor.Araştırma bulgularına göre, duygusal zeka yoksunluğu, kişinin aile yaşamından mesleki başarısına, toplumsal ilişkilerinden sağlık durumuna kadar birçok alanda çok kötü sonuçlar doğurabiliyor. Ancak, Dr. Goleman'a göre, duygusal zeka doğuştan gelen bir özellik değil. İnsan beyninin yapısı dolayısıyla, çocuklukta alınan duygusal dersler, yaşam boyunca davranış tarzını belirliyor.Başta eğitimciler ve ana-babalar olmak üzere, herkesin ufkunu açan bu kitabın çok önemli bir toplumsal mesajı da var: Demokrasinin topluma ne ölçüde mal olduğu, bireylerin duygusal zeka düzeyiyle doğrudan bağlantılı.

Vermiş olduğu fikir açısından kitabımız insan zihninde belli başlı yeni düşünceler uyandırmaktadır. Okul denilen hedenin, aslında iktidarın kendi çıkarları gerçekleştirmek/korumak için kullanmış olduğu bir araç olduğu düşüncesini vermek isteyen düşünürümüz, aslında pek de haksız sayılmaz. Normal olarak, hepimiz okulun çok gerekli olduğunu, eğitimin şart olduğunu ve cehaletin bertaraf edilmesi gerektiğini savunan kişileriz, ancak bu okul denilen hede tüm bunları yapmak için değil de başka bir amaç için hizmet ediyorsa, cehaleti bertaraf etmek yerine aksine yaygınlaştırıyorsa, bizim savunmuş olduğumuz düşüncelerin bize yarar sağlayacağını kim söyleyebilir? İşte ben tamamıyla katılıyor olmasam da, dolaylı olarak bunların irdelendiği kitaptır.

Batıya Doğru Akan Nehir 1. Bölüm Mezopotamya uygarlığı Fırat ile Dicle nehirleri arasına kurulmuş uygarlıkların başlangıcı olarak bilinir. Buradan çıkan dinler, kültürler ve mitolojiler Mezopotamya aracılığı ile dünyada yeni kültürlerin oluşmasında ya da var olan kültürleri etkileyip değiştirmesine neden olmuştur. Burada Sümer, Akad, Babil gibi devletler kurulmuştur. Mezopotamya’da bulunan Göbeklitepe o bölgenin insanı için kutsal bir yerdi ve burada dünyanın ilk anıtları inşa edilmişti. Burada insanlar toplanıp festivaller, törenler, şenlikler yapmaktaydı. Ancak burada bulunan yapıtlar gündelik yaşam için inşa edilmemiştir. Göbeklitepe’yi kutsal bir yer olarak gördüler ve buralara kalıcı ibadet yerleri inşa etmişlerdir. Buraların inşa edilme döneminin avcı-toplayıcılık zamanında olduğu görülür. Anlaşılacağı üzere buralar tarıma geçilmeden önce kurulmuştu. Bu insanlık tarihi için önemli bir gelişmedir.

Düşünmeye önem verir, ezberi vurgulamazsak; esasen ilgiyi arttırırsak, eğitimin potansiyeli ne olur? Beyinlerimizin en önemli kullanımı olan düşünmenin, eğitimin ana görüşünü nasıl belirlediğini inceleyelim. Karşılaştığımız sosyal ve teknik sorunları çözmek için daha fazla düşünmek gerekmektedir, ancak ırk ayrımcılığı sorununu çözmeden insanı Ay’a gönderdik gibi görünmektedir. Sosyal sorunların çözümüne götüren düşünce tarzı zor olmasına rağmen, teknik sorunların çözümüne götüren düşünce tarzından daha az öğretilmektedir. Okullarda toplumsal sorumluluk öğretilen, yaşam koşullarında hem kişisel hem de toplumsal sorunları çözmekte birbirlerine yardım etmeyi öğrenen çocuklar, toplumun büyük sorunlarını çözmeye yardım etmekte ya da en azından bunlarla uğraşmakta daha iyi olurlar. Eğitim sisteminde daha çok öğrencinin birbirleriyle ilgilenmesini sağlamalıyız, bu onlar için yeterince önemli gibi gözükmektedir; böylece düşünmeyi, sorunları çözmeyi ve toplumsal olarak sorumluluk sahibi olmayı öğrenmeye çalışacaklardır.

{ "vars": { "account": "G-KW05LWMTBL" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }