Bakan Özer`den Açıklama: Öğretmen Maaşlarına 1310-2600TL Tazminat, Uzaktan Eğitim, Öğretmenlere Ödül, Kariyer, Emeklilik, Sözleşmeli Öğretmenlik

Bakan Özer'den Öğretmenlere Çok Önemli Açıklamalar geldi. Öğretmenlerin ödül, meslek kanunu, sözleşmelilik ve uzaktan eğitimle ilgili konularda merakla beklediği açıklamalar yapan Mahmut Özer'in açıklamaları ve haberin detayları şöyle:

<h2>Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenlerin özlük haklarında ne gibi değişiklik olacak. Emekli tazminatı, emekli maaşları, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik nasıl olacak. Sözleşmeliler yararlanabilecek mi? Tüm bu soruların yanıtını Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer , 1 milyona yakın öğretmenin merakla beklediği, şubat ayında yürürlüğe girmesi beklenen Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun detaylarını anlatarak verdi.</h2>

Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlik Meslek Kanununun detayları belli oldu. Bakan Özer öğretmenleri ilgilendiren kanun ile ilgili konuştu. İşte o açıklamalar ve haberin detayları:

<h3>KAT ETTİKLERİ MESAFE ÖDÜLLENDİRİLECEK</h3> Bu kanun öğretmenlerimizin özlük haklarıyla birlikte onların mesleki gelişimlerini de destekleyerek çok önemli iyileştirmeler sağlıyor. Öğretmenlik bir kariyer mesleği olarak tanımlanmış olacak. 

Gelişim temelli bir sistem içinde öğretmenlik süreci adaylık, öğretmenlik, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik olarak yapılandırılıyor. Kanunla öğretmenlerimizin mesleklerinde bireysel olarak kat ettikleri mesafe adlandırılmış ve ödüllendirilmiş olacak.

<h3>HİYERARŞİ YOK</h3> Kariyer basamakları öğretmenlerimiz arasında bir hiyerarşi anlamına asla gelmiyor. Bir basamaktaki öğretmenimiz, diğer basamaktaki öğretmenimizin astı ya da üstü konumunda olmayacak.

<h3>NASIL UZMAN ÖĞRETMEN OLUNACAK?</h3> Adaylık sürecine ilişkin yeni bir değerlendirme modeli geliyor. Kanun yürürlüğe girdiğinde artık Adaylık Kaldırma Sınavı (AKS) yapılmayacak. Bunun yerine mesleki gelişim temelli bir değerlendirme süreci getirilecek. <br /> Meslekte 10 yılını doldurmuş öğretmenlerimiz, bakanlığımız tarafından belirlenecek olan en az 180 saatlik mesleki gelişim eğitimlerine katılacaklar ve bu eğitimler sonucunda sınavda başarılı performans gösteren öğretmenlerimiz "uzman öğretmen" unvanına sahip olacak. Şu an için uzman öğretmenliğe başvuracak potansiyel öğretmen sayımız 496 bin 288'dir.

<h3>240 SAAT EĞİTİM</h3> Uzman öğretmenlikte 10 yılını doldurmuş öğretmenlerimiz ise yine bakanlığımız tarafından belirlenen en az 240 saatlik mesleki gelişim eğitimlerine katılacaklar ve bu eğitimler sonucunda sınavda başarılı olanlar "başöğretmen" unvanına sahip olacaklardır. <br /> Başöğretmen unvanıyla da öğretmenlerimiz ilave bir derece alacaklar. Dolayısıyla başöğretmen unvanı alanlar, kariyer basamaklarında ilerlemeye bağlı olarak iki derece almış olacaktır.

<h3>TAZMİNATLAR ARTACAK</h3> <h2>YÜZDE 120 ZAM</h2> <h3>Kariyer basamaklarında ilerleyen öğretmenlerimizin eğitim öğretim tazminatlarında da artış yapılacak. Tazminatlarda uzman öğretmenler için yüzde 60 oranında (bugün itibarıyla yaklaşık 1310 TL'lik bir artış), başöğretmenler içinse yüzde 120 oranında (bugün itibarıyla yaklaşık 2 bin 620 TL) artış olacak.</h3> <h3>SÖZLEŞMELİLER DE YARARLANACAK:</h3> Öğretmenlik mesleğini icra edenleri sözleşmeli, kadrolu vs. diye ayırmıyoruz. Sözleşmeli öğretmenlerimiz de yeni haklardan, uzman ve başöğretmenlik süreçlerinden yararlanabilecekler. Sözleşmeli öğretmenlikte geçen süreler kariyer ilerlemesinde dikkate alınacak.

<h3>KİMLER SINAVDAN MUAF TUTULACAK?</h3> Yüksek lisans ve doktora yapan öğretmenlerin uzman ve başöğretmenlik sınavlarından muaf tutulacağını söyleyen Bakan Özer, "Öğretmenlerimizin lisansüstü eğitimlerini önemsiyoruz. <br /> Yüksek lisans yapmış öğretmenlerimiz, diğer belirtilen koşulları sağlamak şartıyla ilgili sınavlardan muaf olacaklar'' dedi.

<h3>UZAKTEN EĞİTİME GEÇİLECEK Mİ?</h3> Milli Eğitim Bakanı Mahmut yüz yüze eğitime ara yerilip verilmeyeceği, uzaktan eğitime geçilip geçilmeyeceği, öğretmenlik meslek kanunu ve eğitimle ilgili konularda önemli açıklamalarda bulundu. Peki yüz yüze eğitime Koronavirüs salgını nedeni ile ara verilecek mi? İşte o açıklamalar ve haberin detayları.<br /> Türkiye Özel Okullar Derneğinin Antalya'nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezindeki bir otelde düzenlenen "Eğitimin Dönüşümü" temalı Geleneksel Eğitim Sempozyumu'nda konuştu. Yüz yüze eğitim, uzaktan eğitim, öğretmenlik meslek kanunu ve eğitime dair önemli açıklamalar yapaın Özer, bu tür toplantıların geleceğin planlanması açısından son derece önemli olduğuna vurgu yaptı.<br />  

<h3>Dünyada yaşanan Covid-19 salgınının dünyada ekonomiyi, siyasal bakışı, toplumsal ilişkileri, eğitimi, her şeyi değiştirdiğini söyleyen Bakan Özer, "Covid-19 bize okulların sadece bilişsel öğrenme ortamları olmadığını çok acı tecrübeyle gösterdi." dedi.<br /> Koronavirüs salgınının düynada uzaktan eğitimi gündeme getirdiğine geğinen Mahmut Özer, Türkiye'nin de salgın sürecinde mevcut altyapısını hızlı bir şekilde kullanarak uzaktan eğitime geçtiğini, mümkün olduğunca öğrencilerin yanında olduğunu söyledi. Salgın sürecinde okulların psikolojik, sosyal, duygusal, kişisel gelişimlerin de yapıldığı en önemli yerler olduğunu gösterdiğini vurgulayan Bakan Özer,</h3>

<h3>"Okullar, ülkelerin en kalıcı ve sürdürülebilir sermayesi olan beşeri sermayenin şekillendiği, geliştirildiği ve ülkenin geleceğine öncü rol oynayacak nesillerin yetiştiği en önemli kurumlar. Toplumda eşitsizliklerin de eşitlendiği önemli fonksiyon icra eden yerler olduğu çok yakından görüldü." dedi.</h3>

- Okullaşma oranları arttı<br /> 2000'li yıllarda ortaöğretimde okullaşma oranı yüzde 44'lerdeyken bugün yüzde 89'lara, yükseköğretimdeki okullaşma oranının yüzde 14'ler seviyesinden bugün yüzde 44'lere ulaştığını anlatan Özer, şunları söyledi:<br /> "Gelişmiş ülkeler eğitimde kitleselleşme evresine ikinci dünya savaşından sonra 1950'lili yıllarda erişip, daha sonra kaliteye odaklanmışken Türkiye neden kitleselleşme evresini tamamlayabilmek için 50 yıl beklemek zorunda kaldı? Bu üzerinde düşünülmesi, cevap aranması gereken önemli konulardan bir tanesi. Genellikle ülkemizde kaliteyle büyüme birbirine düşman olarak kabul ediliyor maalesef, kalite bir süreç işi. Bugün kaliteli olduğu kabul edilen okullarımız yıllar önce çok mütevazı başlangıçlarla yola çıktılar ve bu noktaya vardılar. Onun için önemli olan beşeri sermayemizin kapsayıcılığını, niteliğini artırmak için eğitimi tüm kademelerde değiştirebilir kılmaktır. Milli Eğitim Bakanlığı olarak da bu bağlamda çalışmalarımıza ağırlık veriyoruz."

Özer, okullar arası başarı farkını azaltmak için yoğun bir çalışma içinde olduklarını belirterek, eğitimde fırsat eşitliğini artırmak için 3 ana konu belirlediklerini kaydetti.<br /> Öncelikle okul öncesi erişimi artırmaya yönelik yatırımlar yapıldığını aktaran Özer, 3, 4 ve 5 yaşlardaki okullaşma oranlarını artırmaya odaklandıklarını bildirdi. Okul öncesi eğitimin çocuğun gelecekteki başarısı açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Özer, "2022'te 3 bin tane yeni anaokulu, 40 bin tane yeni ana sınıfı yapacağız. Bunu ağırlıklı olarak İstanbul'da gerçekleştireceğiz, İstanbul'a bin tane anaokulu yapacağız." ifadelerini kullandı.

Diğer önemli konulardan birinin okullar arasındaki imkan farklılıkları olduğunu belirten Özer, tüm okulların aynı imkana sahip olması için tüm kaynakları seferber ettiklerini bildirdi. Bu doğrultuda tüm okullara kütüphane projesini başlattıklarını anımsatan Özer, bu yıl sonuna kadar her ay 5 milyon kitabı tüm kütüphanelere dağıtacaklarını söyledi.<br /> Okulların atölyesinden laboratuvarlarına, fiziki yapılarına kadar tüm imkanlarını iyileştirmek için çok ciddi fon ayırdıklarını dile getiren Özer, şubattan itibaren okullara göndermeye başlayacaklarını bildirdi.<br />  

<strong>YÜZ YÜZE EĞİTİM</strong><br /> - "Yüz yüze eğitimde kararlıyız"<br /> Bakanlık görevine atanmasının ardından düzenlenen devir teslim törenine vurgu yapan Özer, okulların yüz yüze eğitime açık kalması için salgının sıfırlanmasına tahammülleri olmadığını, okulların da ilk açılması ve en son kapatılması gereken yerler olduğunu vurguladığını aktardı. Okulların açık kalmasının bir eğitim meselesi değil bir milli güvenlik meselesi olduğunu vurguladığını anlatan Özer, şunları söyledi:<br /> "Allah'a şükür 6 Eylül'de başlamış olduğumuz birinci dönem serüvenimizi hiç kesintiye uğratmadan haftada 5 gün tüm eğitim kademelerinde başarılı şekilde tamamlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Burada okullarını özleyen öğrencilerimizin bu süreci başarılı bir şekilde yönetmemize elbette çok büyük katkısı oldu. O çocuklarımız maskeye, mesafeye, hijyene inanılmaz derecede, beklentilerimizin çok ötesinde riayet ettiler. Bu çocuklarımızın okul ortamına arkadaşlarını, öğretmenlerini ne kadar özlediklerini gösterdi."<br /> Bakan Özer bu süreçte öğretmenlerin de birer kahraman olduğunu ve yaklaşık 5 ay boyunca maske ile ders anlattıklarını belirtti. Öğretmenlerin aşılanma oranlarına da değinen Özer, sadece Türkiye ortalamasının üzerinde değil, Avrupa kıtasında, gelişmiş, yüz yüze eğitime kararlı bir şekilde devam eden tüm ülkelerdeki öğretmenlerin aşılanma oranlarının üzerinde olduğunu dile getiren Özer, şunları kaydetti:<br /> "Öğretmenlerimizi hem bu süreçteki maske ile büyük zorluklarla eğitimi sürdürme kararlılığından dolayı hem de aşılanmayla hem kendi sağlıklarını hem okulların yüz yüze eğitime devam etmesindeki umudu, güvenilirliği artırarak toplumda örneklik teşkil ettikleri için hem şahsım hem Milli Eğitim Bakanlığı adına kutluyorum, teşekkür ediyorum. İnşallah bu iki haftalık yarı yıl tatilinden sonra da aynı kararlılıkla yüz yüze eğitime devam edeceğiz. En sık sorulan sorular, hep acaba tatil uzayacak mı? Ben de o soruyu soranlara şöyle cevap vermek istiyorum. Neden herhangi bir kapanma olacağı zaman ilk başlanacak yerler okullardır? Neden kafeler, restoranlar, AVM'ler değildir?"<br /> Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifinin TBMM'de görüşülmeye başlandığına vurgu yaparak:<br />  "Ümit ediyorum ki yasalaştığı zaman öğretmenlik çok daha toplumsal olarak farklı bir aşamaya geçmiş olacak. Aslında Öğretmenlik Meslek Kanunu toplumun eğitime vermiş olduğu değerin de en somut göstergesi olacak ve 60 yıllık özlem de nihayete ermiş olacak." dedi.<br /> Bakan Özer, Türkiye Özel Okullar Derneği tarafından Antalya'nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen "Eğitimin Dönüşümü" temalı Geleneksel Eğitim Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, üretimiyle, toplumsal başarısıyla, demokrasi kültürüyle, örnek teşkil eden bir ülke olmak için beşeri sermayeye sürekli yatırım yapılması, eğitimde fırsat eşitliğinin sürekli yükseltilmesi gerektiğini söyledi.<br /> Türkiye'nin son 20 yılda eğitimde çok önemli bir dönüşümü hayata geçirmiş nadir ülkelerden biri olduğunu söyleyen Mahmut Özer, <br /> "Okul öncesinden yüksek öğrenime kadar tüm eğitim kademelerinde okullaşma oranlarını inanılmaz derecede yükselttik. Çok sayıda okullar, derslikler yapıldı, öğretmen sayısı arttı. An itibarıyla artık 18 milyon öğrencinin, 1,2 milyon öğretmenin olduğu devasa bir eğitim sistemine sahip olduk. Burada kuşkusuz özel öğretim kurumlarının da önemi var." diye konuştu.<br /> Kız öğrencilerin okullaşma oranlarını artırmak için farklı projeler uygulandığını anımsatan Özer, okul öncesinden yükseköğretime kadar topyekun okullaşmanın kitleselleşmesinin, evrenselleşmesinin son 20 yılda gerçekleştiğini bildirdi.