Rusya’nın Ukrayna’yı işgali siyasi ve insani felaket olur
 
Eğitim Sen, Türkiye genelindeki şubelerince yaptığı ortak açıklama ile, bu hafta Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek olan Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifinin geri çekilmesini istedi.
TBMM'ne sunulan kanun tasarısının gerek biçimi, gerekse sınırlı içeriği açısından bir meslek kanunu olmaktan çok uzak olduğunu ifade eden Eğitim Sen Kütahya Şube Başkanı Can Develi, kanun tasarısında özel okullar ve kurslarda çalışan öğretmenlerin ekonomik ve sosyal haklarına ilişkin hiçbir
 
düzenleme olmamasının önemli bir eksiklik olduğunu söyledi. Develi, “Ülkemizde bulunan bütün meslek kanunları, kamu özel ayrımı yapmaksızın ilgili mesleğe ilişkin düzenlemeler içerirken, Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısının sadece kamuda çalışan öğretmenlere yönelik sınırlı düzenlemeler içermesi kabul edilemez. Öğretmenlik mesleği gibi 18 milyona yakın öğrencinin eğitim hakkını yaşama geçirme ve bir milyona yakın öğretmenin ekonomik, sosyal ve mesleki haklarını 13 maddelik bir kanun metni ile düzenlemek, öğretmenlikmesleğine ne kadar değer verildiğini göstermektedir. Eğitim sisteminin en önemli unsurlarından birisi olan öğretmenlik mesleği gibi önemli bir konunun birkaç kanun maddesi üzerinden büyük ölçüde statü farklılaşması ve maaş artışına indirgenmesi doğru bir uygulama değildir” dedi.

“DÜZENLEME İLE YENİ MAĞDURİYETLERİN OLMASI KAINILMAZ”

Tasarıda, uzman öğretmen ve başöğretmenlerin görev, yetki ve sorumluluklarının diğer
öğretmenlerden ayırt edilemediği için eşit işe eşit ücret ilkesinin ihlal edildiğinin açıkça görüldüğünü ifade eden Develi, “Aynı işi yapan öğretmenlerin uzman öğretmen, başöğretmen gibi statü farklılıkları üzerinden ayrıştırılması, hatta kendi içinde bölünmesi işyerinde çalışma barışının bozulmasına neden olacak, eğitim sistemi bu durumdan kaçınılmaz olarak olumsuz etkilenecektir. Yapılması gereken öğretmenleri statülerine göre sınırlandırıp, birbirine rakip haline getirmek değil, öğretmenler arasında halen var olan  sözleşmeli, kadrolu, ücretli öğretmen ayrımlarına sonveren ve kadrolu çalışmayı esas alan düzenlemeler yapmaktır. Tasarıda aday öğretmenlere yönelik adaylık sınavının kaldırılması bir müjde olarak sunulurken, sınavın işlevinin Adaylık Değerlendirme Komisyonu'na devredilmesi, aday öğretmenlerin iş güvencesine yönelik büyük bir tehdit anlamını taşımaktadır. Bu düzenleme ile atamalarda yoğun olarak gündeme gelen mülakat-torpil uygulamalarının yeniden gündeme gelmesi, arşiv taraması ve güvenlik soruşturması gibi uygulamalar üzerinden yeni mağduriyetlerin ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır” şeklindeşeklinde konuştu.

“YARIN DAHA BÜYÜK SALDIRILARIN HEDEFİ OLACAĞIZ”

TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi beklenen Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı ile ilgili olarak, eğitim alanında örgütlü bütün sendikalara, sendikalı ya da sendikasız tüm eğitim emekçilerine ortak tepki göstermeye çağıran
Develi, “Bugün bizleri farklı statüler üzerinden bölmek isteyenlere karşı birlikte hareket etmezsek, hiçbir meslektaşımızın onaylamadığı bu düzenlemeyi geri çektiremezsek, yarın daha büyük saldırıların hedefi olmamız kaçınılmaz olacaktır. Eğitim emekçilerinin bilgisi ve önerileri dışında hazırlanan, onların temel haklarını ve taleplerini içermeyen Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı derhal geri çekilmelidir. Bir meslek kanunu hazırlanacaksa ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı’ temel alınmalı, sadece öğretmenlerin değil tüm eğitimöğretmenlerin değil tüm eğitim emekçilerin hakları ve taleplerini güvence alına alan yeni bir düzenleme yapılmalıdır” dedi.