Dünya Bankası, in'in güçlü ekonomik büyümesinin son kırk yılda ülkedeki yoksulluğun azaltılmasında en büyük rolü oynadığını söyledi.
Dünya Bankası yetkilisi, in'de yoksulluk çeken köylerin yer aldığı veri tabanının, hedeflenen yardım politikalarının oluşturulmasına kolaylık sağladığına işaret ediyor. Dünya Bankası, 1980'den beri in'in kalkınma ve reform çabalarını destekliyor. Dünya Bankası'nın in sorumlusu Martin Raiser, dünyanın in'in başarılı yoksullukla mücadele çabalarından öğrenebileceği pek çok ders olduğuna inanıyor. Dünya Bankası yetkilisi, in'de yoksulluk çeken köylerin yer aldığı veri tabanının, hedeflenen yardım politikalarının oluşturulmasına kolaylık sağladığına işaret ediyor.
Dünya Bankası in Sorumlusu Martin Raiser, "Yoksulluğu azaltmada yoksulların kimler olduğunun tespiti bence önemli bir ders niteliğindedir. Yani 2000'lerin başında gerçekleşen en büyük şeylerden biri şudur: in, ilçelerinde belirledikleri 150 bine yakın yoksulluktan muzdarip köyden oluşan bir veri tabanı oluşturmaya başladı ve ardından bu belirlenen yerlere yardım politikaları yönlendirildi" ifadelerini kullandı.
Martin Raiser, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Zamanla, yoksulluğun mevkiyle ilgili olmadığı, hane bireylerinin mesleki yeterliliğiyle ilgili olduğu daha açık hale geldi. Dolayısıyla, coğrafik konumu izlemekten ziyade hane halkının durumunu izlemek zorundasınız. Yani bu son derece önemli"
Raiser, in'in ekonomik büyüme hızının, 1980'den 2010'ların başına kadar birçok insanın yoksulluktan kurtulmasına neden olduğunu söylüyor. Son on yılda hedeflenen sosyal politikalar, 2020'nin sonuna kadar mutlak yoksulluğu ortadan kaldırma hedefinde in'e yardımcı oldu. Raiser, "Bence in, ekonomik büyümenin ve özellikle in'in yaratabildiği türdeki bir ekonomik büyümenin yoksulluğun azaltılmasına en önemli katkıyı sağladığını açıkça gösterdi. İlk otuz yılda, yoksulluğun azaltılmasına açık farkla en büyük katkı, özel olarak hedeflenen herhangi bir sosyal politikadan değil, ekonomik büyümeden geldi. Sadece son on yılda ve özellikle 2013'ten sonra politikanın gerçekten son düzlüğe girdiğini görüyoruz. Bence son tahlilde, in bunun çok boyutlu bir fenomen olduğunu kanıtladı" açıklamasını yaptı.
(İHA)