Deprem bölgesini yeniden ayağa kaldırmak için önce eğitimi yeniden ayağa kaldırmak gerekir. Bunun için deöncelikle MEB çalışanları hem psikolojik hem de maddi anlamda güçlendirilmelidir.

6 Şubat’tan beri Türkiye olarak canımız yanıyor. Çünkü öldük, enkazlar altında soğukta günlerce bekledik, sevdiklerimizi, emeklerimizi, umutlarımızı, hayallerimizi kaybettik depremle…

Deprem sadece binalarda olmadı ne yazık ki. Deprem ruhumuzu ve yüreğimizi de enkaza çevirdi.

Ancak hayat devam ediyor ve devam ettirmek zorundayız. Zor olanı da normal olmayan bir hayatı normale döndürecek koşullar oluşturmak elbette.

Koşulları oluşturmada tüm kamu kurumu çalışanlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılayacak uygulamaların hayata geçirilmesi önceliğimiz olmalıdır.

Lakin deprem bölgesinde hayatı normale döndürmek için   öncelikle eğitim faaliyetlerini  normale döndürmeliyiz.

Çünkü normalleşme eğitimin normalleşmesi ile mümkündür. Biliyoruz ki çocukların ve gençlerin deprem travmasını atlatması için akranları ile sosyal ortamları paylaşması gerekir.

Bu sosyal ortam da elbette okullarımızla mümkündür. Bunun için öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz için güvenli alanlarda eğitim ve öğretimi devam ettirecek güvenli ortamlar oluşturmalıyız. 

Depremi hasarsız atlatan okul binalarımızla, çadır okullarımızla, çadır sınıflarımızla  eğitim ve öğretim yeniden başlamalıdır.

Deprem bölgesinde yaşamın normalleşmesi için eğitimi yeniden ayağa kaldıracak olanlar da hiç kuşkusuz  eğitim ordusudur, öğretmenlerdir.

Lakin eğitim ordusunun, eğitimi yeniden ayağa kaldırabilmesi için de öğretmenlerin barınma sorunun çözülmesi aciliyet gerektirmektedir..

-Öncelikle öğretmenlerimiz konteyner evlere yerleştirilmeli, barınma, banyo, hijyen sorunları çözülmeli, öğretmenler için güvenli yaşam koşulları oluşturulmalıdır.

-Ayrıca deprem bölgesinde görev yapan öğretmenlerin motivasyonunu sağlayabilmek için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından özendirici çalışmalar yapılmalıdır. 

-Deprem bölgesindeki öğretmenlerimize materyal ve teknolojik araçlar desteği de sunulmalıdır.  

-Deprem bölgelerinde görev yapan MEB personeli için tatmin edici miktarda Deprem Tazminatı verilmelidir.

-Depremi yaşayan öğretmenlerimize koşulsuz tayin hakkı tanınmalıdır.

-Öğretmen ihtiyacının karşılamak için en kısa zamanda yeter sayıda öğretmen ataması yapılmalıdır.

Hepimiz biliyoruz ki herkes için deprem bölgesinde hayat çok zor, yaşam koşulları çok ağır.

Eğitimi yeniden ayağa kaldırmak için MEB çalışanlarını hem psikolojik hem de maddi anlamda güçlendirmek  olmazsa olmazdır.

MEB çalışanları depreme bağlı olarak yaşadığı maddi ve manevi kaygılarından mümkün mertebe kurtarılmalı, yükü hafifletilmelidir.

Çünkü öğretmenler  de etten kemikten yaratılmıştır.  Deprem travması artık öğretmenlerin de yaşamının bir parçası olmuştur. Öğretmenler bu travmalarıyla yalnız bırakılmamalıdır. MEB öğretmeninin yanında olmalıdır.

Kadriye Demirel

Eğitimci Yazar