Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından tertip edilen Yunus Emre Yılı, Görsel ve İşitsel Medyada Doğru Türkçe Kullanımı Ödül Töreni’ne katılarak burada önemli açıklamalar yaptı. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı nedeni ile ödül törenine gecikerek geldiğini söyleyen Erdoğan, “Hakkınızı helal edin” dedi.

700’üncü ölüm yıldönümünde Yunus Emre ve Türk Dili yılı olarak ilan ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 

“Bu kapsamda, medyada Türkçe’nin doğru kullanımını teşvik etmek için düzenlenen ödül töreni vesilesi ile sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Arı, duru, tertemiz Türkçe’nin temsilcisi Yunus Emre’yi gündeme getirdikleri için Radyo Televizyon Üst Kurulu, Türk Dili Kurumu ve Yunus Emre Enstitüsü yönetimlerine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.


TERÖR VURGUSU

Konuşmasında terörün çeşitli hedefleri olduğuna değinen ve terörün sadece insanların canına, malına, özgürlüğüne kastetmekle olmayacağını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
  • * Milletlerin varlığının ve devamlılığının teminatı olan dilini, edebiyatını, kültürünü bozmak da bir çeşit terördür. Türkiye maalesef her iki teröre birden maruz kalmıştır. Dilini yaşatamayan bir milletin eninde sonunda inancı dahil benliğini oluşturan değerlerinin birer birer kaybederek yok olması kaçınılmazdır. Bunun için hep ‘önce dil’ diyoruz.
  • * Türkçemizi yaşatmadan milletimizin geleceğine güvenle bakamayız. Medya diğer pek çok mesele gibi dilimizin korunmasının doğru şekilde yeni nesillere aktarılmasının da ana mecrasıdır. Medyada doğru Türkçe kullanılmasıyla ilgili hassasiyeti çok yerinde görüyor, bu konuda emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünya üzerinde konuşulmakta olan 3 binden fazla dil bulunduğuna belirterek şöyle konuştu:
  • * Bize düşen görev bunların tamamını bir ağacın kolları, dalları, yaprakları olarak görüp insanlığın ortak hazinesi telakki etmektir.
  •  
  • * Farklı lisanlar, bizi birbirimizden ayıran değil, insanlığı buluşturan, tanıştıran, kaynaştıran vasıtalar. Elbette her lisan kendi içinde estetikle örülmüş bir şiirdir adeta.
  •  
  • * Hiç şüphesiz kendi dilimiz, Türkçemiz bir başka güzeldir. ünkü Türkçe bizim ana dilimizdir, ata mirasımızdır, istikbal güvencemizdir.
  •  
  • * Türkçenin her bir kelimesi bizim için paha biçilmez bir mücevher gibidir.
  •  
  • Türkçenin kıyıda köşede kalmış bir dil olmadığını söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
  •  
  • * Bugün Adriyatik’ten in Seddi’ne uzanan geniş bir coğrafyada en çok kullanılan lisan Türkçedir. Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Hoca Ahmet Yesevi gibi büyük üstatlar ana yurttan Anadolu istikametine yürüyen milletimizin yoluna Türkçenin güzellikleriyle ışık tutmuşlardır.
  •  
  • * Ebedi vatanımız Anadolu’da da gönül ve fikir ehli olarak milletimizin hafızasında silinmez izler bırakan Yunus Emre, Türkçemizin bayrak isimlerinden birisi olmuştur. Anadolu’da yeniden inşa edilen Türkçe, Yunus’un şiirleriyle hayat bulmuş, kökleşmiş aşk ve mana dili olarak yeni bir kimlik kazanmıştır.
  •  
  • * Yunus’un aşk odununda pişirdiği her bir şiir çağları ve kıtaları aşarak bütün insanlığa mal olan mesajlara dönüşmüştür. Türkçemizin kudretini gösteren bu mesajların her bir dizesi kelime kelime, her bir kelimesi hece hece, her bir hecesi harf harf zenginleşerek günümüze erişmiş ve 700 yıllık maziyi bize ait kılmıştır.
  •  
  • * İşte bu şuurla onun adını verdiğimiz gençlerimiz güzel Türkçemizin, tarihimizin gelenek göreneklerimizin, sanat ve estetik anlayışımızın bütün dünyada tanınması için çok mühim bir vazifeyi ifa etmektedir.

Erdoğan, asırlardır benliklerine şekil veren nice kelimenin dillerinden dışlandığını, hor görüldüğünü belirterek,

“Bunların yerine konulmak istenen tatsız, tuzsuz, renksiz, ahenksiz yüzlerce kelimeyle kadim medeniyetimiz kesintiye uğratılmaya çalışıldı. Asırlar boyunca dilimizin musiki kudreti kazanması, kelimelerimizi birer name güzelliği alması için verilen emekler yok edilmek istendi. Hayal kurulan şey aslında devletimizin müesseselerinden, milletimizin gönlünden de ecdadın bütün izlerini silmekti” dedi.


Sosyal medyada kullanılan dile eleştiri getiren Tayyip Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:

* Sosyal medya denen mecralarda kullanılan dil Türkçemiz için tam bir felaket habercisidir. Bu meseleyi ciddiyetle ele almazsak, fikri muhtevamızın kısırlaşma tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını üzülerek ifade etmek isterim.

* Bugün milletimizin henüz bir asır önce yazılan Mehmet Akif şiirlerini, Ömer Seyfettin hikayelerini, hatta Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni anlayamaması dilimize yapılan suikastın büyüklüğünü gözler önüne sermektedir.

* Lisanımızı tehdit eden diğer bir unsur ise tabelalarda, yazışmalarda ve konuşmalarda yabancı kelime kullanma hastalığıdır. Bu salgın da 1930’larda başlayan dilde tasfiye hareketinin menfi neticelerinden biridir. Türkçemizi kısırlaştırma çabaları aynı zamanda onu Avrupai dillerin istilasına da müsait hale getirmiştir.

* Dilimiz adeta müstevlilerin istilası altında, çağdaşlıklarını ve ilericiliklerini ortaya koydukları fikirlerle, eserlerle, ürünlerle değil de kullandıkları yabancı kavramlarla göstermeye çalışanların zavallı hallerini bir gülümseme ile takip ediyoruz.

* Halbuki Türkçemizi korumak, geliştirmek ve zenginleştirmek için verdiğimiz mücadele esasında bir milli mücadeledir. Bir beka mücadelesidir. İnşallah diğer mücadelelerimiz gibi dilimizi koruma gayretinizi de başarıyla neticelendireceğiz. Bu konuda takip edeceğimiz yol Yunus Emre’nin yoludur.


Törende, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da bir konuşma gerçekleştirerek, dili korumanın sadece tarihe ve geçmişe karşı değil aynı zamanda bugüne ve geleceğe karşı da en önemli sorumluluklarından olduğunu belirterek, şunları söyledi:

* Dili korumak demek düşünceyi, kültürü, hafızayı korumak demektir. Milletimizi kuşaklar boyu güçlü ve diri tutabilmenin yegane yolu bir medeniyet dili olan güzel Türkçemizi yaşatmaktan geçiyor.

* Son yıllarda içinde yaşadığımız dijital çağın da yoğun etkisiyle özellikle sosyal medyada kurulan ve yaygınlaşan alışkanlıklar dilimizi maalesef dejenere etmekte.

* Bu nedenle Radyo ve Televizyon Üst Kurulumuz ile Türk Dil Kurumu’nun çok önemli bir alan olan görsel ve işitsel medyada Türkçemizin güzel kullanımına dikkat çekmek adına yapmış olduğu bu çalışmayı çok değerli bulduğumuzu belirtmek istiyorum.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ise dilin kimlikleri ve kadim kültürün taşıyıcısı olduğunu belirterek, 

“Bilindiği gibi vatanı önce dil, sonra güvenlik güçleri bekler. Bu nedenle Türkçemize sıkı sıkıya sahip çıkmalıyız. Dilimizi bir bilim ve dünya dili haline getirmeliyiz. Yaklaşık 12 milyon kilometrekarelik bir coğrafyada, 250 milyon insanı tek millet yapan Türkçemiz, dünyada en çok konuşulan beşinci dildir. Bugün 35 ayrı ülkede Türkçe ile anlaşabilmek mümkündür. Yüzlerce milyon insanı aynı gönül paydasında buluşturan Türkçedir. Jüri Başkanımız Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkanvekili Sayın İskender Pala ile kıymetli jüri üyelerimize çok teşekkür ediyorum. Ödüller, 23 ayrı kategori için verilecek. Aslında ödülü hak edebilecek daha fazla kanalımız ve programımız var. Hepsine ödül vermek isterdik fakat bu mümkün olmuyor. İnşallah başka törenlerde özellikle başarılı radyo programlarımıza farklı ödüller vereceğiz. Yayınlarda Türkçemizi en doğru, en güzel ve en anlaşılır kullanarak ödül almaya layık görülen meslektaşlarımızı yürekten tebrik ediyorum” diye konuştu.