ANKARA Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yunanistan'ın aklını başına alması lazım, tahrik ve provokasyonlarla bir yere varamayacaklarını da öğrenmeleri lazım." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen A Haber, ATV, A Para ve A News'in "Gündem Özel" ortak canlı yayınında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Artık başörtüsüyle girilmeyen yer kalmadığını belirten Erdoğan, "Şu anda öyle bir dert, öyle bir sıkıntı yokken bir gece rüyasını gördü, herhalde çıktı bununla ortaya, başörtüsü meselesi." dedi.

Artık başörtülü savcılar, hakimler, askerler, öğretmenler, valiler, kaymakamlar bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Yani devletin her kurumunda artık başörtülü hanım kardeşlerimizi görmek mümkün. Nereden çıktı bu? Bütün mesele 'Acaba ben buradan yaklaşan şu 2023 seçimlerinde ne kadar oy devşirebilirim?' Derdi bu, istismar siyaseti ama benim milletim bu oyuna gelmeyecek, gereken dersi de 2023'te onlara vererek onları da siyasetin tozlu raflarına değil, inşallah çöp kutularına atacak." diye konuştu.

- "Türk savunma sanayinin geldiği noktayı göstermesi bakımından çok önemli"

Türkiye'nin balistik füzesi Tayfun'un başta Yunanistan olmak üzere dünyada ses getirdiği belirtilerek, "Miçotakis yönetimi de Türkiye'yi Amerika'ya şikayet etti. Bir taraftan Amerika da Yunanistan'a silah desteğini devam ettiriyor. Bu anlamda yayınımız aracılığıyla Miçotakis yönetimine bir cevabınız olur mu? Savunma sanayinde dünyayı şaşırtacak başka neler bekliyor?" soruları üzerine Erdoğan, son uzun menzilli füze testinin Türk savunma sanayinin geldiği noktayı göstermesi bakımından çok önemli olduğunu söyledi.

Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda Roketsan bünyesinde bir dizi füze projeleri yürütüldüğünü aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son yaptığımız Tayfun testidir o Yunanlıları çıldırtan. Devam eden süreçte inşallah bu adımlardan bir tanesi ve şimdi onun mesafesini artıracaklar. Yani 561 kilometre filan şu anda menzili bunu daha da uzatmak... Tabii bu 561 kilometre Yunanlıları tamamen Atina bunun menzili içinde diye ürkütmeye başladı, kırmızı alarm verdiler. Cenk ve Gezgin füzeleri gibi daha nicelerinin müjdelerini zamanı geldiğinde vereceğiz.

Neredeyse her alanda tarihi işler yapıyoruz. Biz savunma sanayini bazı ülkelerin dışarıdan bazılarının da içeriden engellemelerine rağmen bu noktaya getirdik. Aynı istikamette istiklalimiz ve istikbalimiz için gece gündüz demeden muhtelif füze, roket, mühimmat ve silahlar da dahil azimle çalışmaya devam ediyoruz. 2023 yılında milli muharip uçak, inşallah o da hangardan çıkacak. Hürjet, muharip insansız uçak Bayraktar Kızılelma, o da şu anda hızla devam ediyor."

Bayraktar TB3'ün Anadolu uçak gemisine inip kalkacağını, ağır sınıf Atak 2 helikopterinin ilk uçuşunu gerçekleştireceğini aktaran Erdoğan, "Denizlerdeki gücümüzü perçinleyecek olan (İ) sınıfı fırkateynlerimizin ilki İstanbul gemimizi de bu arada hizmete alacağız. Denizde ikmal muharebe destek gemimiz Derya ve yeni tip denizaltılarımızın ilki Piri Reis, o da hizmete girecek." dedi.

Uzun menzilli hava savunma sistemi Karaok füzeleri, havadan havaya Bozdoğan füzeleri ve Gökdoğan füzelerinin ilk teslimatının da yapılacağını belirten Erdoğan, "Atmaca füzeleri için geliştirilen KTJ-3200 turbo jet motoru bu arada teslim edilecek. Şimşek hedef uçağı seyir füzesine dönüşmüş haliyle ilk kez teslim edilecek. Tabii bu arada zırhlı amfibi hücum aracı ZAHA'lar, Pars 6x6 mayına karşı korumalı araçlar, modernize zırhlı muharebe araçları ZMA'lar ve yerli motora sahip Vuran araçları, ilk kez bunlar da envantere girecek." diye konuştu.

- "Sessiz ve tepkisiz kalamayız"

"Epey kızdıracağız yani" denilmesi üzerine Erdoğan, "ok kızarlar. Sadece onlar değil, başka kızacak olanlar da var. Tabii Yunanistan'ın son dönemde Türkiye'ye yönelik izlediği bu tutumun izahı da kabulü de mümkün değil. Elbette bu mütecaviz ve hasmane tutum karşısında biz de sessiz ve tepkisiz kalamayız. Biz de bu eserlerimizle onlara cevabımızı vereceğiz. Laf üretmek yerine biz iş üreteceğiz. Burada Yunanistan'ın aklını başına alması lazım, tahrik ve provokasyonlarla bir yere varamayacaklarını da öğrenmeleri lazım." ifadelerini kullandı.

Koronavirüs salgını sonrası dünyada sallantının sürdüğü, hükümetlerin zor kurulduğu ifade edilerek, "İtalya Başbakanı Meloni, 'Başkanlık sistemini mi tartışsak' diyor. İngiltere'de maruldan bile daha az dayanıyor hükümetler, bir gazete böyle bir tespit yapmış. Dünyanın her yerinde bir sallantı var. Siz ve Putin dışında deneyimli liderler göremiyoruz, çok kısa süreyle iş başına gelen ya da bir siyasi karizması olan figürler göremiyoruz. Bu krizleri neye bağlıyorsunuz?" sorusuna karşılık Erdoğan, şunları söyledi:

"Şimdi biliyorsunuz bizde de bazı maalesef istikametini kaybetmiş olan tipler var. Nedir o? 'Güçlendirilmiş parlamenter demokrasi' diyorlar. Şimdi biz parlamenter demokrasiyi görmüştük. Orada da 8 ay, 10 ay, 16 aylık hükümetler vardı, aynen bunlar gibi. Onun için de dikkat ederseniz o koalisyon hükümetlerinin dönemi parlamenter demokrasinin uygulandığı dönemdi. O dönemlerde Türkiye'de istikrar var mıydı? Yoktu. Türkiye'de istikrar olmadığı gibi ekonomi tamamen müflis durumdaydı. Ne zaman ki biz başkanlık sistemine yönetim biçimini değiştirmek suretiyle geçtik Türkiye'ye istikrar geldi. Şimdi bizim böyle bir derdimiz var mı, yok. Şu anda sağlıklı bir ekonomiyle yolumuza devam ediyoruz."

Ücret, istihdam politikalarında 5 başlıkta yola devam ettiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Nedir bu? Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme. Şu anda Türkiye tarihinin en büyük büyüme dönemlerini yaşıyor. Ve bu konuda da yarışma halindeyiz. İkide bir önümüze enflasyonu çıkarıyorlar, yılbaşından sonra tekrar konuşacağız inşallah. Şu anda faizi biz tek haneli rakama doğru çekiyoruz. Bununla birlikte de başta kamu bankalarımız olmak üzere yatırımda kamu bankalarımız teşvik edici olacak. Niye? ünkü yatırımı başaracağız ki istihdamı artıralım. Örneğin istihdamda ciddi bir sıçramayı yakaladık. Bu şimdi daha da artacak. Neyle? Yatırımla. İstihdamla birlikte üredim de artacak. Üretimin arkasından ne gelecek? Üretim ihracatı tahrik edecek, ihracatla birlikte de bir şey daha var o da nedir, cari fazla yoluyla büyüme."

Türkiye'nin cari açığının ağırlıklı olarak petrolden kaynaklandığını belirten Erdoğan, bu konuda da yeni adımlar bulunduğunu ifade etti.

"'Yılbaşından sonra baksınlar' dediğiniz bununla ilgili gelişme mi?" sorusu üzerine Erdoğan, "Evet, yani Sayın Putin'le yaptığımız görüşmelerde özellikle fiyat politikalarını da inşallah kendileriyle görüşerek orada da daha olumlu istikamette adımı atabileceğiz." dedi.

Başkanlık sisteminde hızlı karar alma, siyasi istikrar, erkler arasında denge, denetleme imkanı bulunduğunu anlatan Erdoğan, "Bunları kazandık. Tabii bu kazanımlarımız dünyanın ağır krize girdiği 2018 sonrasında bizim çok işimize yaradı. Türkiye bu sayede kazandı. Siyasi liderlik ve siyasi istikrar bizim için büyük imkan oldu. Hep söylerim krizleri yönetirsiniz ama belirsizlikleri yönetemezsiniz. Belirsizliklere hazırlık yapmak gerekir. Hazırlığınız varsa kazanırsınız. Biz başkanlık sistemiyle, siyasi istikrarla küresel belirsizliğe hazırlandık ve onun için de güçlüyüz, rahat konuşuyoruz. Farkımız bu." değerlendirmesinde bulundu.

- İsrail ile ilişkiler

İsrail ile ilişkilerin Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile nispeten normalleşmeye başladığı ve son seçimde Binyamin Netanyahu'nun kazandığı hatırlatılarak, yeni dönemi nasıl öngördüğü sorulan Erdoğan, şunları söyledi:

"Şu an itibarıyla tabii Herzog sabırlı yaklaşım içerisinde. Daha tabii seçim sonuçları net değil ama seçim sonuçları ne olursa olsun İsrail'le ilişkilerimizi karşılıklı hassasiyetlerimize saygı ve ortak çıkarlarımız temelinde sürdürülebilir bir zeminde yürütmeyi arzu ediyoruz. Normalleşme sürecinde İsrailli yetkililerle görüşmelerimiz oldu. İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog'u mart ayında biliyorsunuz Külliye'de ağırladık. Sonrasında telefonla sık sık görüşmelerimiz oldu. 17 Ağustos'ta diplomatik ilişkilerin en üst seviyeye çıkarılmasını kararlaştırarak büyükelçi atama kararını karşılıklı olarak açıkladık. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için gittiğim New York'ta İsrail Başbakanı Lapid'i kabul ettim, bizim Türkevi'nde. Son olarak da geçen hafta İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ülkemizi ziyaret etti ve kendisini kabul ettim. Karşılıklı temaslarla süreci devam ettirerek ilişkileri tüm alanlarda ilerletme ümidimizi koruyoruz. Değerlere saygı gösterildiği sürece kazan kazan diplomasisiyle inanıyorum ki sadece Türkiye ve İsrail değil, tüm bölge kazançlı çıkacaktır."

- "Dev bir proje"

Sosyal konut projesine 8 milyon kişinin başvurduğu ifade edilerek, "Önümüzdeki dönem orta gelir grubu için yeni proje var mı?" sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şu anda açıklanmış olan dev bir proje. Burada malum 500 bin konut meselesi var. Allah nasip eder, seçim biter, seçimden sonra zaten bir taraftan bu inşaatlarımız devam edecek. Bir de 1 milyon arsa, bunların altyapısını biz devlet olarak yapıyoruz. Bu kuradan bu arsaları alanlar, onlar da evlerini yapacaklar. O da onlara çok farklı bir fırsat doğurmuş olacak. Ama inşallah bunu da kurayla yapacağız ki herhangi bir sıkıntı yaşamayalım ve seçimden sonra da yeni bir hızla Türkiye Yüzyılı'na ayrı bir güç katacağız."

"Siz de geçen dile getirdiniz, 'Zulüm uygulandı kiracılara' dediniz. Bu projenin ev fiyatlarını ne zaman etkilemesini, düşürmesini öngörüyorsunuz?" sorusu üzerine Erdoğan evre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Erdoğan, "7 Kasım'da sona erecek olan arsa ve iş yeri başvurularımızın süresini de inşallah 15 Kasım'a kadar uzatıyoruz. Vatandaşlarımız bu tarihe kadar arsa ve iş yerlerine başvurabilecek." dedi.

- Kripto para ile ilgili düzenleme

Kripto parayla ilgili düzenlemelerin hangi aşamada olduğuna yönelik soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Biliyorsunuz kripto para alanındaki gelişmeler blokzincir teknolojisini karşımıza çıkardı. Nitekim teknolojiyi, yenilikleri ve dijitali yakından takip eden bir iktidar olarak da ticari sistemin özellikle değişim, dönüşüme uğradığı böyle bir dönemde biz bu yeniliğe kayıtsız kalamazdık. Dijital içerikler, fikri mülkiyet hakları, blokzincir teknolojisi ile güvence altına alınıyor. Nitekim geçen hafta İstanbul Üniversitesinde geniş katılımlı bir heyete bu konuda bir konuşmam oldu. Genel Başkan Yardımcım Ömer İleri Bey'in riyasetinde hazırlanan o çalışmayla orada bu blokzincir konusunu işledim ve bu blokzincir konusuna da ilk defa AK Parti olarak bizler önem verdik. Bununla ilgili çalışmaları sempozyumlarla, panellerle işleyerek geliştirelim dedik ve bu çalışmayı da yürütüyoruz."

"Elon Musk'la hiç görüşüyor musunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, uzun zamandır görüşmediklerini söyledi ve "Bir seneyi bulmadı gerçi ama öyle bir görüşme zarureti olsa, ki bu ara Twitter'dan dolayı olabilir." dedi.

Musk'un "Twitter'daki mavi tıklı hesaplardan 8 dolar alacağını" söylediğinin anımsatılması üzerine Erdoğan, "Yok, belki biz farklı olabiliriz. Onunla da bir diplomasi yürütebiliriz." ifadesini kullandı.

Erdoğan, 3 Kasım'ın AK Parti iktidarının 20. yılı olduğu hatırlatılarak, "Sizin bu 20 yılda yaşadığınız, unutamadığınız bir anekdot var mıdır?" sorusu üzerine, milletin kendilerine 20 yıl iktidarda kalma rekorunu kırdırdığını belirtti.

"Şu anda mesela Avrupa Birliği'nde bizimle bu süreci yaşayan hiçbir lider artık kalmadı, hepsi değişti, hepsi gitti. Biz şimdi kendileriyle farklı mecralarda, farklı yerlerde görüşme fırsatı buluyoruz." diyen Erdoğan, büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etme yolunda kendileriyle yürüyen, ülkenin güçlenmesine, büyümesine, gelişmesine katkı sağlayan tüm dava arkadaşlarına şükranlarını sunduğunu söyledi.

Bu süreçte birbirinden güzel ve özel anıları, kazanımları olduğunu ama hepsinden önemlisi her biri uzun yıllar millete hizmet edecek eserler bıraktıklarını ifade eden Erdoğan, her bir eserin proje aşamasından yapımına, hizmet safhasına birçok anılar bulunduğunu aktardı.

Bu eserleri, hizmetleri kullanan vatandaşın yüzündeki memnuniyeti, mutluluğu görmesinin kendisine ayrı bir güç kattığını bildiren Erdoğan, 100 yılın işini 20 yıla sığdırdıklarını vurguladı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hastanelerle vatandaşımız özellikle şifa buldu, şifa kaynağı olduk, yollarla uzaktakileri yakın ettik ve hava yolunu adeta insanımızın kara yolu haline getirdik ve konutlarla milletimize çatı olduk. İstihdam projelerimizle işsize iş olduk. Sosyal projelerimizle fakir fukaraya aş olduk. 20 yılda gülmeyen yüzleri güldürdük. Umutsuz gönüllere umut olduk. Ne yaptığımız hizmetleri, ülkeye kazandırdığımız eserleri anlatmaya vakit yeter ne de bunları yaşarken hatıramızda özellikle kalan o güzel anıları bir kenara koymak mümkün olur. 'Şu anımı unutamıyorum' dersem bir diğerine, 'Şu hatıra çok özel' dersem bir başka anıma haksızlık etmiş olurum. Ama hepsinden öte, tabii ki en önemlisi gençlik yıllarımın özlemi ve Sultanahmet Meydanı'nda Ayasofya'nın önündeki gençlik mitinglerimiz olmuştur. O gençlik mitinglerimizde hep şunu söylerdik, 'Ayasofya açılacak' derdik. 'Zincirler kırılacak Ayasofya açılacak' derdik. Allah'ımıza hamdolsun. Ayasofya'yı açmak bize nasip oldu. Bunu unutmak mümkün değil. Elhamdülillah Ayasofya açıldı, zincirler kırıldı ama bu Avrupa yakasındaydı. Orada da dikkat edin, kimler çıldırdı? Başta yine Yunan, hemen çıldırdı."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anadolu yakasına da bazı mühürleri vuralım" dediklerini, bunların en önemlisinin de Büyük amlıca Camisi olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"O da Anadolu yakasının oradan Avrupa'ya, Avrupa'dan oraya bakışta bir simge, bir sembol. Ama bunu yaparken tabii biz bir şeyi daha unutmadık. Nedir o? Oraya gelirken bir de dedik ki 'Mimar Sinan unutulursa haksızlık olur' ve Mimar Sinan Camisi'ni yaptık, o da yine biliyorsunuz çok çok bizim klasik mimarimiz ile oraya kondurduğumuz bir cami. Ankara'da aynı şekilde unutulmaz ki yani Melike Hatun Camisi bir başka eser. Şu anda bu toplantıyı yaptığımız Külliye. Her ne kadar Bay Kemal bundan çok rahatsız oluyorsa da bu Külliyeyi unutmak mümkün değil. ankaya geçmiştekilerin, ecdadın bir eseri ama biz de Cumhuriyetin nesli olarak şimdi getirdik Külliyemizi buraya inşa ettik ve bu Külliye çok çok farklı bir külliye. İçinde camisiyle, kongre salonuyla, yine zaman zaman sanat icra edilen salonuyla çok ayrı bir inşa oldu. Tabii hepsinden öte bir şey daha yaptık. O da cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası salonunu da yapmak suretiyle orada da Türkiye'deki nadide salonlardan 1 tanesini yaptık. Taksim Meydanı'nda biliyorsunuz Gezi olaylarında her yeri yakıp yıkan, CHP'nin başındaki zatın da gelip 'Gençlerden ne istiyorsunuz?' dediği yerde biz işte o Atatürk Kültür Merkezi'ni yıkanlara karşı, yakanlara karşı şu anda sıfır bir Atatürk Kültür Merkezi'ni inşa ettik ve bununla da yine kalmadık, hemen onun karşı çaprazında da sağ olsun bir hayırseverimiz, o da Taksim Camisi'ni inşa etti ama biz bununla da kalmadık. Hemen Muhsin Ertuğrul, 'Bunu yakacaklar, yıkacaklar, şunu budur' dediler. Dedik ki 'Yapmayın, öyle bir şey yok. Bak biz onun daha büyüğünü yapacağız.' Ve biri de yerin altına şöyle iyice inşa edeceğimiz yaklaşık 2 bin 500 kişilik dev bir kongre merkezi yapacağız. Ve biz onu da yaptık orada. Bunlar anlatmakla bitecek şeyler değil."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim kampanyasında Türkiye genelinde neler yaptıklarını, eğitimde, sağlıkta, ulaştırmada nerelere gelindiğini millete anlatacaklarını ifade etti.

"EYT meselesi var. Sözleşmeli personelin, taşeronların kadroya alınması meselesi var. Asgari ücrete zam meselesi var. Yeni yılda bu anlamda vatandaşımızı ne gibi müjdeler bekliyor?" sorusu üzerine de Erdoğan, "Şu anda sağ olsun Vedat Bey ekibiyle beraber alışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız çalışmalarını yoğun bir şekilde devam ettiriyor. Bu çalışmalarla birlikte inşallah önümüzdeki ay ve yeni yıl, bunların arka arkaya açıklandığı aylar olacak ve buralardaki ücret politikalarımız da ne durumdaysa bunları da yine açıklayacağız. Tabii en önemlisi bunlardan asgari ücretin yeniden tespiti çalışması olacak. Bu çalışmayla birlikte de gerek sözleşmeliler gerek EYT bütün bunlar, arka arkaya yani biz 2023'e bunları da açıklayarak girmiş olacağız." dedi.

(Bitti)