Ege Üniversitesinde (EÜ) 15 Temmuz Demokrasi Anıtı ve 15 Temmuz Şehitleri Hatıra Korusu'nun açılışına katılan Türkiye'nin son başbakanı, eski TBMM Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, 15 Temmuz gecesi için "Halkın gücü tankın gücünü yenmiştir" dedi. Yıldırım, pandemi süreciyle ilgili de, "Hiçbir ülke yok ki bu salgından güçlenerek çıksın. Tek istisnası var; Türkiye" dedi.
Türkiye'nin son başbakanı, önceki dönem TBMM Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Ege Üniversitesinde düzenlenen "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" programına katılarak, 15 Temmuz Demokrasi Anıtı'nın açılışını yaptı. Yıldırım, ardından 15 Temmuz şehitleri için hazırlanan hatıra korusunda fidan dikti. Törene Yıldırım'ın yanı sıra İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Ege Ordusu Komutanı Korgeneral Ali Sivri, Bornova Kaymakamı Fatih Genel, AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar da katıldı.

"15 TEMMUZ BİR YÖNÜYLE İHANET, BİR YÖNÜYLE DE ZAFERDİR"
Konuşmasına Van ve Siirt'teki şehitlere rahmet dileyerek başlayan Yıldırım, "Dün 15 Temmuz alçak darbe kalkışmasının 4. sene-i devriyesini andık. 15 Temmuz bir yönüyle ihanet, bir yönüyle de zaferdir. İhanet tarafına gelince; yıllarca bürokraside, askeriyede, emniyette, iş aleminde, medyada, yargıda, özel ve kamunun bütün alanlarında sinsi şekilde örgütlenmiş, devletin imkanlarıyla bir takım yerlere gelmiş, akıllarını kiraya veren alçak terör örgütü mensuplarının aziz milletimize, güzel ülkemize yaptıkları en büyük ihanetin adıdır. 15 Temmuz gecesi akşam 22.00'de 'bu bir kalkışmadır' dedik. Evet, bu bir kalkışmaydı. ünkü bunlar asker üniforması giymiş terör gruplarıydı, hainlerdi. Bunlarla vatanını, milletini, bayrağını seven asker ve polislerimizi karıştırmamak gerekiyor. Bunu ilerleyen saatlerde hep beraber gördük. Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği, hükümetimizin kararlılığı ve aziz milletimizin meseleye sahip çıkmasıyla beraber o gece alçaklara dünyayı dar ettik ve hain kalkışma milletin zaferi ile gün ışıyınca son buldu. O gece vatansever askerler, polisler, savcılar, yargı mensupları, medya mensupları, hepsinden önce milletimiz ülkeye sahip çıktı. Bayrağını alan meydanlara indi. ünkü çağrı liderden geldi. Liderine ve hükümetine güvendi; yapılan işin yanlış olduğuna, milli iradeye karşı kalkışma olduğuna inandı. Bu mücadelede tabii ki şehitlerimiz oldu. 251 insanımızı şehit verdik. 2 bin 196 vatandaşımız gazi oldu ama bayrak inmedi, ezan dinmedi. Dimdik, ülkenin geleceğine sahip çıkan millet vardı" ifadelerini kullandı.

"HALKIN GÜCÜ TANKIN GÜCÜNÜ YENMİŞTİR"
O gecedeki süreci çok yakından yaşadığını hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bir kez daha gördük ki bu ülkeyi alt etmek, darbelerle kalkışmalarla diz çöktürmek o kadar kolay değil. Yıllarca 'gençler apolitiktir' denen tez o gece çöktü. Gençlerimizin o gece meydanlardaydı. O gece farklı düşünce yoktu. Farklı siyasi görüş yoktu. O gece sadece vatan sevgisi vardı, bağımsızlık sevgisi vardı, bayrak sevgisi vardı. Herkes bir oldu, beraber oldu. O gece halkın gücü tankın gücünü yenmiştir ve mutlak bir zaferle bayrağımız tekrar en yükseklerde dalgalanmaya devam etmiştir. Bu kalkışma dolayısıyla kurumlarımıza insafsız saldırılar da oldu. Hainler içimizde olabilir ama vatanseverlerimiz daha fazla vardır. Bunu 15 Temmuz gecesi hep beraber gördük. Emperyal güçlerin kontrolüne girmiş zavallılar, akılları sıra milletin seçtiği cumhurbaşkanı ve başbakanı ortadan kaldırıp hak etmedikleri iktidarı ele geçireceklerini zannetti. O gecenin ertesinde torunum bana 'Dede bunlar bizim askerlerimiz değil mi, niye insanları öldürüyorlar?' dedi. 13 yaşındaki çocuğun bu sorusu karşısında ne kadar çaresiz kaldığımı hissettim. 'Kızım, hiç merak etme. Bunu yapanlar hak ettikleri cezayı en ağır şekilde görecek. Bunların elbiselerine bakarak aldanmayalım. Bunlar şanlı üniformanın altındaki alçaklardır' dedim. Tabii ki Türkiye hukuk devleti. Hukuk devleti içerisinde ilk andan başlayarak kalkışmaya teşebbüs edenler tek tek hesabını veriyor. Şehit ve gazilerimizin hesabı soruluyor."

"TEK İSTİSNASI TÜRKİYE"
Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu vurgulayan Yıldırım, "2020 yılına büyük umutlarla girdik. Büyük beklentilerimiz vardı ancak ne yazık ki işler öyle olmadı. Depremler, doğal afetler derken Mart ayından itibaren salgınla yüzleşmek zorunda kaldık. Salgın halen devam ediyor. Ne zaman biteceği konusunda da kesin bir tarih yok. Bu salgının henüz aşısı bulunmadı, dolayısıyla güvenme mekanizması henüz yok. En kötü şey belirsizliktir. Belirsizlikte plan yapamazsınız, risk yönetimini belirleyemezsiniz. Tüm bunlara rağmen Türkiye bu salgında en iyi sınavı vermiş ülkelerin başında olmuştur. Hiçbir ülke yok ki bu salgından güçlenerek çıksın. Tek istisnası var; Türkiye. Sebebi son 18 yılda sağlık altyapısına yapılan yatırımdır. Şehir hastaneleridir, yeni hastanelerdir. Yetkin sağlık personelinin yetiştirilmesi ve istihdamıdır. 3 ay normal hayatın dışına çıktık ama hayatın akışında büyük bir değişiklik yaşanmadı. ünkü 18 yılda iletişim altyapısını da Türkiye'nin her tarafında güçlü bir şekilde kurduk. İnternetin etkin kullanımı ile hem eğitim hem sağlık hem ticaret alanlarında bulunduğumuz yerden ayrılmadan işleri yapma imkanına sahip olduk. Bu da ülkemizin gücünü gösteriyor. Türkiye 15 Temmuz'dan çıktıktan sonra 'ekonomi çökecek' dendi. 'Türkiye terörle mücadelede büyük zafiyet yaşayacak' dendi ama hatırlayın 15 Temmuz ihanetinin hemen arkasından
Ağustos'ta dış operasyon yaptık. Fırat Kalkanı Operasyonu'nu gerçekleştirdik ve başarıyla gerçekleştirdik. O ihanet teşebbüsü, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin arınmasının da bir vesilesi oldu. Daha sonra Zeytin Dalı Harekatı'nı gerçekleştirdik. Barış Pınarı Operasyonu'nu gerçekleştirdik. Artık daha fazla kalkınma, daha fazla eğitim, daha fazla sosyal konulara zaman ayırma vakti gelmiştir" dedi.

"ÜLKEMİZİN YARIN BUGÜNÜNDEN DAHA GÜZEL OLACAKTIR"
Ülkenin yarınının bugününden daha güzel olacağını söyleyen Yıldırım, Türkiye'nin edilgen bir ülke olmadığını, bunun bölgesel ve milli politikalarını kendi iradesiyle, kendi milletinin gücüne dayanarak karar vermesinden kaynaklandığını kaydetti. Yıldırım, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"60 yılı aşan tarihi boyunca ülkemize birbirinden değerli bilim adamlarını kazandıran Ege Üniversitesinin 15 Temmuz'u gelecek kuşaklara aktarmak üzere yaptığı bu sembolün açılışını yapacağız. Bunu çok anlamlı buluyorum. İnsan hafızası unutur, unutmamak için, kötü tecrübeleri yaşamamak için, o karanlık gecenin hatırda kalması, verilen mücadelenin hatırlanması için, şehitlerimizin hatıralarının canlı tutulması için hatıra korusunun yapılmasını önemsiyorum."

"UNUTULMAMASI, UNUTTURULMAMASI LAZIM"
İzmir Valisi Köşger de, açılışın çok önemli olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:
"Önemli bir töreni icra edeceğiz. Hainlerin 2. numaralı hedefi başbakanımız darbecilerin ihanetini tüm hücrelerinde hissetmiş biri. O bu geceyi benden daha güzel ifade edecektir. Bizim tarihimizde hainler olmuştur, ihanetler, darbeler olmuştur. Ancak güçlü bir devletimiz, yüce milletimiz ve kuvvetli bir ordumuz olduğunu ifade etmek istiyorum. Pandemi sürecinde güçlü devletlerin ne kadar aciz kaldığını gördük. Biz devlet olarak bu tür travmaları güçlenerek atlattık ve daha da güçlenerek yola devam ettik. Millet olarak da dünya tarihine adımızı altın harflerle yazarak başarılarımızı gerçekleştirdik. Ordu, hainleri temizledikten sonra başarıdan başarıya koşuyor. Bu da eşine ender rastlanan bir şeydir. Yaşanan son ihanet aslında tarihimiz içindeki belki de en önemlilerinden biri. Bunun unutulmaması, unutturulmaması lazım."

"ÜLKEMİZİN GELECEĞİNE KASTEDİLDİ"
EÜ Rektörü Budak törende yaptığı konuşmada, "Şanlı tarihimiz boyunca kahraman halkımızın düşman ve tehditler karşısında sergilediği güçlü duruşun bir örneğini de 15 Temmuz 2016 gecesinde yaşadık. 15 Temmuz gecesinde hain terör örgütü FETÖ tarafından aziz milletimizin iradesi hiçe sayılarak milli birlik ve beraberliğimize, ülkemizin geleceğine kastedildi. Milletimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde sokakları, caddeleri, köprüleri doldurarak milli iradeye ve demokrasiye sahip çıktı. O gece, kederi ve gururu aynı anda yaşadık. Milletimiz, tüm farklılıkları geride bırakarak demokrasiye, bağımsızlığına ve bayrağına olan bağlılığını bir kez daha gösterdi. O tarihi gecede kaybettiğimiz 251 vatandaşımızın ve yaralanan 2196 vatandaşımızın acısını hala yüreklerimizde hissediyoruz. Genç nesillere; demokrasi, vatan sevgisi, milli birlik ve beraberlik ruhunun aşılanması, millet olarak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bizler düşman karşısında nice imkânsızları başaran, nice zorlukları aşan şanlı bir milletin torunlarıyız. Atalarımızdan devraldığımız bayrağı, aynı kararlılıkla daima ileri taşıyacağız. 15 Temmuz gecesini, halkımızın demokrasi uğruna verdiği mücadeleyi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan'ın dik duruşunu, demokrasi için kendilerini feda eden şehitlerimizi, gazilerimizi unutmamalı, unutturmamalıyız. Bu nedenle bugün üniversitemizde demokrasi şehitlerimizin ve gazilerimizin adını yaşatacağımız 15 Temmuz Demokrasi Anıtı ve 15 Temmuz Şehitleri Hatıra Korusu'nun açılışını gerçekleştiriyoruz. Attığımız bu kıymetli adım sayesinde genç nesillerimiz o tarihi gecenin taşıdığı ruhu ve bizlere verdiği dersi hiçbir zaman unutmayacaklardır."
Konuşmaların ardından Rektör Budak tarafından Yıldırım'a plaket takdim edildi, ardından protokol tarafından anıt açılışı gerçekleştirildi. Protokol daha sonra hatıra korusuna geçerek fidan dikti.
(İHA)