Öğretmenleri, MEB’in çok amaçlı personeli olarak tanımladım çünkü biz öğretmenler; gerçekten MEB’in çok amaçlı personeliyiz. Eğitim öğretim görevlerimize ek olarak okullarda tüm işlerde sorumluyuz, bazen temizlikçi, bazen tamirci, çocuk bakıcısı, aile danışmanı, güvenlik görevlisiyiz. Kamusal alanda nerde bir ihtiyaç varsa orda hemen öğretmenler olarak biz görevlendiriliriz. Hatta il ve ilçelerde yetkili kişilerin katıldığı toplantılarda salonu dolu göstermek, katılımı yüksek tutmak, boş sandalyeleri doldurmak için bilebiz öğretmenler görevlendiriliriz.  

Bu kadar iş yükü yüklenmiş öğretmenler olarak MEB'den beklentimiz, belge değil; emeğimizin karşılığını vermesi, moral ve motivasyonumuzu artırmasıdır. Öğretmen maaşlarını günümüz koşullarına uygun olarak güncellemesidir. ünkü;

Ekonomik sıkıntılardan yorulduk!

Ay sonunu nasıl getireceğiz hesapları yapmaktan yorulduk!

Akaryakıta, elektriğe, ulaşıma, temel ihtiyaçlara gelen zamlar karşısında küçülen maaşımızı nasıl denk getireceğiz diye düşünmekten yorulduk!

ocuklarımızın eğitim ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağız diye hesap yapmaktan yorulduk!  

3600 ek göstergenin gösterilip gösterilip geri çekilmesinden yorulduk!

2014 yılından bu yana destanlaşan Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun hayallerimizi yıkmasından yorulduk!

16 yıldır Uzman Öğretmenlik adı altında yapılan adaletsizlikten yorulduk!

özülmesini beklerken; Uzman öğretmenlik ve Başöğretmenlik adı altında eğitimden eğitime, sınavdan sınava koşturulma planlarından, dayatmalarından yorulduk!

TV’ lerde, basında; almadığımız abartılı maaşları alıyormuş gibi, gösterilmesinden yorulduk,

Mesai kavramı olmadan çalıştığımız halde, yatmakla suçlanmaktan yorulduk! 

Öğretmenlik mesleğinin itibarı ile oynanmasından yorulduk! 

Hedef haline getirilmekten yorulduk!

Şiddete uğramaktan, şiddete uğrama kaygısından yorulduk!

Değişen her bakanla, değişen uygulamalardan yorulduk!

Eğitim öğretime dair yapılan uygulamalarda  fikrimizin sorulmamasından yorulduk!

İçi boş projelerle gereksiz iş yükümden yorulduk!

Birileri iş yapıyormuş gibi gözüksün diye, onlar için fotoğraf çekip, evrak hazırlamaktan yorulduk!

Adalet ve liyakat yoksunluğundan yorulduk!

Tüm bunlar ve daha fazlası karşısında moral ve motivasyonumuzu korumaya çalışmaktan yorulduk!

Başarı Belgesi yerine bizi bu yorgunluktan kurtarın!

​Sayın  MEB; bize emeğimizin karşılığını verin, özlük haklarımızı iyileştirin, öğretmenlik mesleğinin kronikleşmiş sorunlarına gerçek çözümler üretin. alışma koşullarımızı iyileştirin. Öğretmenlerin görüşlerini de önemseyin. Herkesin fikir sahibi olduğu eğitim ve öğretim konusunda, eğitimin eğitimini almış, eğitimin mutfağında olan biz öğretmenlerin de fikirleri olduğunu görmezden gelmeyin. Eğitimin içinde bulunduğu sorunları en iyi bilen biz öğretmenleriz, çünkü bu sorunları biz yaşıyoruz. Ve bu sorunların en kolay yoldan nasıl çözülebileceğini de bilen biz öğretmenleriz. Dolayısıyla çözüm bizde, biz öğretmenleri duymazdan gelmeyin. Bizimle ilgili hazırlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda bile duymazdan geldiniz, bizim için çıkacak kanunu en son biz duyduk. Tüm itirazlarımıza rağmen, ciddiye alınmadık, itirazlarımız göz önüne alınıp gerekli düzenleme yapılmadan TBMM’nin onayına gönderildi.  

İşte bu gerçekler varken, başarı belgesi bize yetmez. Evet, teşekkür ediyoruz ama başarı belgesi bize yetmez. Mesleğimizi en iyi şekilde icra edebilmek için maddi ve manevi doygunluk ancak, bizim yorgunluğumuzu alır.

KADRİYE DEMİREL

Eğitimci Yazar