Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İşgal altındaki Azerbaycan topraklarında uygulanan zulümleri, katliamları ve hukuksuzlukları 30 yıldır görmezden gelenlerin bugün adalet ve hakkaniyet çizgisine gelmesini beklemek beyhudedir. Yaşadığımız tecrübeler bize hak almanın söke söke yürütülen bir mücadele sonunda olduğunu gösteriyor. Azerbaycanlı Kardeşlerimizin de böyle bir kararlılıkla hareket ettiğini biliyorum. Türkiye olarak tüm imkanlarımız ve kalbimizle sonuna kadar Azerbaycan'ın yanında olmayı sürdüreceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda konuştu. Azerbaycan'ın Ermenilere karşı mücadelesini sürdürdüğünü ifade eden Erdoğan, "Bizi arayan bize ne diyor; 'Siz Suriye'den mücahitleri oraya gönderdiniz.' Bizim böyle bir derdimiz yok. Azeri kardeşlerimize her türlü desteği vermeye varız, yine vereceğiz. Rusya'dan bu kadar silahlar geliyor, aynı şekilde Fransa'dan bu kadar silahlar geliyor. Bunları neden konuşmuyorsunuz. Bunca besleme karşısında sessiz kalıyorsunuz ama gelip Azerbaycan'a diyorsunuz ki Suriye'den mücahitleri oraya gönderdiniz. Onların kendi topraklarında işi var, oraya gitmezler. Bir asır önce yaşanan trajedide bu topraklarda alçakça şehit edilen vatandaşları görmezden gelip, onları katledenleri yüceltmek bir meslek kuruluşunun görevi olamaz. Hocalı katliamı da biliyorsunuz bunlardan bir tanesidir. Milletin değerlerine savaş açmak" dedi.

"TÜRKİYE'NİN ARTIK BU AYIPTAN KURTULMASININ VAKTİ GELMİŞTİR"
Türk Tabipleri Birliği'ni eleştiren Erdoğan, "Görev alanı ile ilgisi olmayan konularda bildiriler yayınlamak bir meslek kuruluşunun görevi olamaz. Hükümetin her yaptığına karşı çıkarak, siyasetin en çirkef halini sergilemek bir kuruluşunun görevi olamaz. Anayasanın ilgili maddesi ortada. Her meslek kuruluşunun kuruluş kanunu ortada. Dünyadaki uygulamalar ortada Bunların hangisinde meslek kuruluşlarının terör örgütlerini destekleyebileceği, ülkenin milli politikaları aleyhinde kampanyalar yürüteceği, kendi halkının değerlerine hakaret eden bildiriler yayınlayabileceği yazıyor. Dünyanın neresinde bu şekilde hareket eden meslek kuruluşları vardır. Türkiye'nin artık bu ayıptan kurtulmasının vakti gelmiştir. Bu Türkiye Tabipler Birliği ile alakalı Odalar ve Borsalar Birliği'nde atılan adım neyse aynı şekilde Tabipler Birliği ile ilgili diğerleri ile ilgili süratle bu dönemde adımları süratle atıp buralarda her fikrin her düşüncenin içinde yer aldığı tabipler birliğini oluşturmamız lazım. 28 tane bu şekilde kuruluş var. Bunların hepsi için bu adımların atılması lazım" açıklamasında bulundu.

"MİLLETİMİZİN HAYATININ HER ALANINDA VAR OLAN MESLEK MENSUPLARININ HİBİRİNİ BÖYLE BİR ARPIKLIĞA TERK EDEMEYİZ"
Cumhur İttifakı'nın bu konuda bir an önce adım atması gerekliliğine vurgu yapan Erdoğan, "Diğer siyasi partiler katılır katılmaz ayrı bir konu. Onlarla da grubumuz görüşmelerini yapar. Bu adımı atmamız lazım. Vakit kaybına tahammülümüz yok. Önce meslek kuruluşu ile ilgili genel bir düzenleme, bunun yeterli olmadığı durumlarda da tek tek her meslek kuruluşu ile ile ilgili değişiklik için meclisimiz derhal harekete geçmelidir. Grubumuzdan MHP ile de istişare halinde gereken hazırlıkları süratle yapmasını istiyorum. Mümkünse diğer partilerin desteğini alarak, değilse Cumhur İttifakı imkanıyla bunu en kısa sürede hayata geçirmeliyiz. Bütçenin hemen ardından meclisimizin ilk işlerinden biri bu konu olmalıdır. Türk ve Türkiye ismini hak etmeyen meslek kuruluşlarından bu imtiyazlarını derhal almalıyız. Türk Tabipler Birliği başındaki Türk ifadesi bunlara yakışmıyor. Ondan zaten nefret ediyorlar. Bir an önce bizim onların elinden bunu almamız lazım. Meslek kuruluşlarının yönetimlerini, söz konusu meslek guruplarının tamamının görüşleri, düşüncelerini, hassasiyetini yansıtan temsil kabiliyeti yüksek, demokratik yapıya kavuşturmamız şarttır. Milletimizin sağlığını emanet ettiğimiz hekimlerimizi bir avuç örgütlü ideolojik fanatiğin insafına bırakamayız. Milletimizin hayatının her alanında var olan meslek mensuplarının hiç birini böyle bir çarpıklığa terk edemeyiz. Kimsenin patırtısına, gürültüsüne hezeyanına aldırmadan milletimizin ve ülkemiz için en doğrusu neyse onu kararlılıkla hayata geçireceğiz. Belki de bu yaşananlar meslek kuruluşlarının örgütleme modelinin köklü bir sorgulanmasına vesile olarak hayırlı gelişmelerin önünü açacaktır. Gelişmiş ülkelerde kamu kurumu niteliği olmayan sivil toplum örgütlenmelerinin bu derecede yaygınlaştığı dönemde bizimde artık yeni modeller geliştirmemiz gerekiyor. Meselenin bu boyutunu kamuoyunun dikkatine sunuyorum" diye konuştu.
Azerbaycan'ın Ermenistan tarafından işgal edilen topraklarını kurtarmak için sürdürdüğü mücadeleyi selamladığını ifade eden Erdoğan, "Vatan müdafaası yapan Azerbaycanlı kardeşlerimize Rabbimden güç kuvvet ve zafer temenni ediyorum. Ermenistan'ın hem saldıran taraf hem ateşkesi ihlal eden taraf olmasına rağmen ısrarla Azerbaycan'a baskı uygulayan ülkelerin amacı çatışmaları durdurmak değildir. Şayet öyle olsaydı şimdiye kadar Azerbaycan'daki sivil yerleşim yerlerine ağır silahlarla, balistik füzelerle saldıran Ermenistan'ın kıpırdayamaz hale getirilmesi lazımdı. 30 yıldır bu Minsk grubuyla bu topraklar hakkında bir şey yapamadınız. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarında uygulanan zulümleri, katliamları ve hukuksuzlukları 30 yıldır görmezden gelenlerin bugün adalet ve hakkaniyet çizgisine gelmesini beklemek beyhudedir. Yaşadığımız tecrübeler bize hak almanın söke söke yürütülen bir mücadele sonunda olduğunu gösteriyor. Azerbaycanlı Kardeşlerimizin böyle bir kararlılıkla hareket ettiğini biliyorum. Türkiye olarak tüm imkanlarımız ve kalbimizle sonuna kadar Azerbaycan'ın yanında olmayı sürdüreceğiz" dedi.

"KAPALI MARAŞ'LA İLGİLİ BURASI BİZİMDİR HAVASINA GİRİYORLAR"
Kıbrıs'taki gelişmelerin yakından takip edildiğini kaydeden Erdoğan, "1974 Barış Harekatı'ndan beri kapalı olan iki ana cadde ile sahil geçtiğimiz günlerde Kıbrıs halkının kullanıma açılmıştır. Kapalı Maraş bölgesinin açılması Kıbrıs için tarihi bir dönüm noktasıdır. Fakat bundan rahatsız olanlar var. Kim rahatsız olanlar ona bakacağız; Batı rahatsız oluyor, Yunanistan rahatsız oluyor, Güney Kıbrıs Rum, onlar rahatsız oluyor. Bir bakıyorsun içeride rahatsız olanlar var. Bunlar bizi gerçekten üzüyor. Kapalı Maraş bölgesi Kuzey Kıbrıs Türkünündür. Bunun böyle bilinmesi lazım. Bunun üzerine spekülasyonlar yapmaya gerek yok. Kapalı Maraş'la ilgili burası bizimdir havasına giriyorlar. Kuzey Kıbrıs'taki soydaşlarımıza sesleniyorum; bu topraklar sizin. Bu topraklara sahip çıkmanız lazım. Bu topraklara sahip çıkan siyasi iradeye de sahip çıkmanız lazım. Bunu tam anlamıyla ortaya koyacak olursak inanıyorum ki Kıbrıs'ta gelecek çok farklı olacaktır. Anamur'dan Kuzey Kıbrıs'a su taşıyan boru hattındaki arızayı uzun ve zahmetli çalışmanın ardından onararak adaya uzun ve zorlu çalışmanın ardından yeniden su vermeye başladık. Bu boru hattı KKTC içme suyu, sulama suyu ve kullanma suyunun tamamını karşılayacak kapasitedir. Adeta bereket kaynağı olarak Anadolu ile Kıbrıs'ı birbirine bağlayan boru hattımızın yeniden faaliyete geçmesinin adadaki kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu arada bir adım daha attık. Aynen çok kısa bir zamanda İstanbul'da Atatürk Havalimanı ve karşı tarafta yapmış olduğumuz bin 6 odalı hastane benzeri bir hastaneyi Kuzey Kıbrıs'ta yaptık, şu anda bitmek üzere. Bu hastanenin bitişi ile alternatif bir hastaneyi Kuzey Kıbrıs'taki kardeşlerimize kazandırmış olacağız" şeklinde konuştu.
İkinci tura kalan cumhurbaşkanlığı seçiminin Kıbrıslı vatandaşlar için hayırla sonuçlanması temennisinde bulunan Erdoğan, "Kıbrıslı kardeşlerimin kendileri ve ada için en doğru kararı vereceklerine inanıyorum" dedi.
(Hülya Keklik - Derya Yetim - Ömer etin - İlker Turak/İHA)