İSTANBUL ENES TAHA ERSEN - Avrupa'ya göç ederken ebeveynlerini kaybeden binlerce çocuk, gittikleri ülkelerde insan tacirleri ya da organ mafyasının eline düşüyor. Rusya-Ukrayna savaşı sonrası yaşanan göç akını ile Avrupa'ya gelen göçmen çocukların akıbeti bilinmiyor.

Kayıp çocukların fuhuş ve insan ticareti gibi yasa dışı işlerde kullanıldığı pek çok kez uluslararası sivil toplum örgütleri tarafından belgelenmesine rağmen bu zamana kadar kaç çocuğun kaybolduğu, kaçının hayatta olduğu ve nerede bulundukları tespit edilemiyor.

Sakarya Üniversitesi bünyesindeki Diaspora Araştırmaları Merkezi araştırmacılarından Zehra Hopyar, AA muhabirine, 20 Kasım Dünya ocuk Günü dolayısıyla, Avrupa'da kaybolan sığınmacı çocuklarla ilgili değerlendirmede bulundu.

Hopyar, Avrupa'daki kayıp göçmen çocuk vakalarının 2015'teki mülteci kriziyle başladığını, son yıllarda Avrupa genelindeki refakatçisi olmayan çocuk sayısının büyük oranda arttığını belirterek, dezavantajlı gruptaki bu çocukların eğitim, gıda, sağlık gibi temel haklardan mahrum yaşam sürdürdüklerini ifade etti.

Avrupa'da insani koşullardan uzak yaşayan ve ailesiz büyüyen çocuk sığınmacıların güvenliğinin de bulunmadığına dikkati çeken Hopyar, her yıl binlerce çocuğun Avrupa sınırları içinde kaybolduğunu söyledi.

Hopyar, şöyle devam etti:

"2015'ten bu yana çok sayıda çocuk, Avrupa'ya geldikten sonra kayboldu. Bu sayı endişe verici boyutlara ulaştı. Lost in Europe'un 2021'de yayımladığı raporda Avrupa'da 2018 ile 2020 arasında 18 binden fazla göçmen çocuğun kaybolduğu belirtildi yani Avrupa'da günde 17 sığınmacı çocuk kayboluyor. Araştırmacılar, bu konudaki verilerin genellikle eksik ve tutarsız olduğunu, bilgi toplama süreçlerinin resmi makamlarla işbirliğinden yoksun sürdürüldüğünü belirtiyor. Bu da bize gerçek sayının bunun çok üzerinde olduğunu düşündürüyor."

Hopyar, İngiltere, Almanya ve İtalya gibi bazı ülkelerde devlet gözetimindeki çocukların da kaybolduğunu kaydederek, "İngiltere'de Temmuz 2021-Ağustos 2022 aralığında 116 göçmen çocuğun kaybolduğu açıklandı. İtalyan hükümeti, 2022'nin ilk 4 ayında en az 2 bin 409 çocuğun kaybolduğunu duyurdu. Mayısta Alman Federal Kriminal Dairesi, ülkede her yıl 1600'den fazla çocuğun kaybolduğunu, bu çocukların yarısından fazlasının sığınmacı çocuklar olduğunu bildirdi." ifadelerini kullandı.

Artış gösteren kayıp göçmen çocuklar konusunda yalnızca sivil toplum kuruluşları, aktivistler ve gazetecilerin çalışmalar yürüttüğünü, Avrupa'nın ise bu konuda sessiz kaldığını vurgulayan Hopyar, hükümetlerin bu konuda elini taşın altına koyması gerektiğini dile getirdi.

- "Bu çocuklara ne oldu, neredeler?"

Hopyar, sığınmacı çocukların, suç örgütlerinin hedefinde olduğuna işaret etti.

"Artık rakamların ötesine geçip 'Bu çocuklara ne oldu, neredeler?' sorusunun cevabına odaklanmak çok daha anlamlı." diyen Hopyar, şunları anlattı:

"Avrupa'da kaybolan sığınmacı çocuklar, insan ticareti, organ mafyası, zorla dilendirme, fuhuş gibi faaliyetlerde kullanılmak üzere suç örgütlerinin hedefinde. Bu çocuklar, şiddet, cinsel istismar ve benzeri kötü muameleyle tehlikeli sektörlerde zorla çalıştırılıyor. Kaybolan çocukların en az yarısından bir daha haber alınamaması gibi korkunç bir tablo var."

Kaybolan çocuklarla ilgili yapılan araştırmalarda farklı hak ihlallerinin de ortaya çıktığına dikkati çeken Hopyar, "Bu çocuklar, erken yaşta evlendirilme ve çocuk işçiliği gibi istismarlara da maruz kalabiliyor. Vasıf ve yetenek gerektirmeyen, tehlikeli, kötü koşullara sahip, kimsenin çalışmak istemediği işlerde artık göçmen çocuklar çalıştırılıyor." şeklinde konuştu.

Hopyar, konunun Rusya-Ukrayna savaşı ile yeniden gündeme geldiğine işaret ederek, "Kayıp çocukların varlığını tüm dünya 2016'da Avrupa Birliği Polis Teşkilatı Europol'ün Avrupa'da çocukların kaybolduğuna ilişkin raporuyla fark etmişti. Rusya-Ukrayna savaşıyla bu konu tekrar hatırlandı. Savaş nedeniyle ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan bu kişilerin yarısı çocuk. Bu çocuklar göç yolundaki zorlu koşullar nedeniyle kayboluyor ya da insan kaçakçıları tarafından kaçırılıyor." diye konuştu.

Devlet gözetimi altındaki çocukların da yeterince korunmadığını vurgulayan Hopyar, "Şiddet, istismar, insan ticareti gibi bilumum kötü muamelede en kırılgan grupların başında gelen refakatçisiz çocukların güvenliğinin sorumlusu Avrupa ülkeleridir ancak her geçen gün artan rakamlara ve korkunç tabloya rağmen kayıp mülteci çocuklar meselesi, Avrupa'nın göz yumduğu en büyük hak ihlallerinden biri olarak anılmaya devam edecek." dedi.