Yazar Stefan Zweig olunca beklentiler de büyük oluyor. Ancak bu kitabı okumadan önce çok büyük beklentilere girilmemesini öneririm.
Bir insanın saplantılarının insana neler yaptırabileceğini, saplantılarının peşinden giden bir insanın nasıl bir trajediye koşar adım gittiğini oldukça etkili bir şekilde anlatan Amok Koşucusu'nda Amok da yüklendiği anlam ile okurların zihninde özel bir yer tutmayı başarıyor.
İnsanların çılgınlık halini, cinnet durumlarını tek bir kelime ile tarif eden Amok, saplantılarının ve tutkularının peşinden giderek ölüme adım atan bir insanı yaşadığı karamsar süreçleri etkileyici bir şekilde zihinlere işliyor, insanın bastırdığı duyguların insanı esaret altına aldığını ve bazı olayların ise insanı kendi esretinden kurtararak özgürleştirebileceğini gözler önüne seriyor.
Mesleki etik ilkeleri ile insani bir duygu olan vicdanı arasında ikilem yaşayan ve mesleğinde çok başarılı olan bir doktorun, kapısını aniden çalan zeki, kibirli ancak yardıma ihtiyaç duyan kadının yardım talebi, doktorun rutin hayatını allak bullak edecektir.
İnsanların başkalarının dertlerine ilaç olmada nasıl da zekice ve nesnel davrandıklarına vurgu yapan kitapta, güvenilir olmanın en önemli şartının ise samimiyet olduğuna vurgu yapılıyor.